ne zaman radyoda şiir okumaya başladı o zaman programlarına bir ağırlık çöktü. tam eğlencenin dibine vurmuşken şiir okumaya başlayıp ortamı piç ediyor diyebiliriz. askerdeyken neler yaşadı bilemiyorum ama döndüğünde şiir okuyan adama dönüştü. kendinizi kupacı sevil'le konuşmalarını tekrar tekrar dinlerken bulabilirsiniz.
21 adlı programı dolayısıyla olsa gerek sürekli 21 sayısına takan adam. Heryerde 21 tüm fotoğraflarda vs. Tesadüfende değil bildiğimiz kasıtlı. Yoksa iyi adam.
Her yeni aşkta kandırdın beni gönül. Hepsi güneş kadar sıcaktı ama. Hiçbiri yoktu yanımda geceleri. Acı bana artık gönül. Ben vazgeçtim sevmekten. Biraz da sen üzül.....
SONBAHAR
Sonbaharın en Eylül'ü içimde
Her bastığım kuru yaprak
Sen olup o eski şarkıyı hatırlatıyor bana
Kolumda senden çaldığım tebessüm
Uyutup büyütüyorum onu
Bir namussuz rüzgar peşimde
Saçlarımı ensemden okşayıp yanağımdan öpüyor
Gülümsetiyor beni
Sen yoksun ve sensin şarkıda ağlayıp üzüldüğüm
Böyle mi bitecekti bu şiir bir tanem böyle mi bitecekti bu şiir
Son hecesi hüzün...
"Yalnızsam düzelt" adıyla yeni kitap çıkarmıştır efendim kendileri. 20 Mart günü Ankara'da Tunalı'daki d&r'da, 27 Mart günü ise ODTÜ'de imza günü vardır.
güzel şiir okur ancak şiir yazmasa daha iyi olacak. iki şiir kitabını almıştım çok basit buldum. neyse ki kitap gelirleri lösev'e gidiyormuş bir işe yaradı bari.
kimseye soramıyorum seni!
kirlenme diye hiç öpmedim ya...
belki başkasını seversin diye,
hiç söylemedim sana sevdiğimi.
bilmiyorsun,
boğazımda düğümsün!
yutkunsam gideceksin,
yutkunmasam...
ölürüm...!
Oğüzhan uğur' un istemiyorum adlı şarkısında şu güzel dizeleri söylemiştir. Ah be ceyhun aglatacaksın beni şimdi...
Kaç sabahtır geceye uyanıyorum. Ne oldu güneşe, aynalarda yokum. Dumanı tüten çay bardaklarına dokunuyorum, elimi ısıtmıyor. Ağlayınca farkettim. Gözyaşlarım artık yanaklarımı ıslatmıyor. Keşke bir kez daha öpebilseydim seni. Sımsıkı sarılıp saçlarını koklayıp öyle gitseydin. Ölmüşüm bebeğim ben ölmüş, Herkesin korktuğu gün bana bugünmüş...
hayat bilgisi dizisiyle tanığım, daha sonra maskeli beşler gibi abudik gubidik bir filmde görüp ilk başta antipati beslediğim fakat; daha sonra lig tv'deki programı ve yazdığı şiirlerle güzel bir insan olduğunu anladığım sunucu, radyocu, şair, oyuncu ve fanatik galatasaraylı.
bursa'daki imza gününe bir arkadaşımız denk gelmiş ve dakikalarca sıra beklemek uğruna kitabına imza attırmış şiir kitabına. tam o sırada gerçekleşen muhabbete hala güleriz:
arkadaşımız ms hastası olduğu için belirli aralıklarla kendine iğne yapmaktadır. bu iğneleri yaparken de alkollü bez ile dezenfekte işlemi yapmaktadır iğne vuracağı bölgeye. bu alkollü bezler de aynı kolonyalı mendil paketi şeklindedir ve üstünde eşşek kadar alkol yazar. arkadaşım bu bezi ceyhun yılmaz'ın kitabına ayraç yapmıştır. ceyhun da imza atarken bu alkollü bezi görüyor. bu ne diye soruyor, arkadaş da "sen alkolsüz çekilmiyorsun be abi" deyip kendince espri yapar. ceyhun yılmaz kitabı imzalayıp kendisine verir. giderken de arkasından seslenir: çocuğun olursa adımı "sabahları" koy!