tutamadım gözlerinde gözlerimi.
tutamadğım gibi avcumda buz parçasını.
tutamadığım gibi ellerini...
fırsatın olmasın unutma,
untma beni, bir zamanlar seni sevdiğimi...
ceyhun yılmaz
edit: ehehe şiiri ben uydurdum lan! beğenip de oylamayın. ne kadar şaire aç bir toplummuşuz arkadaş, göğüs sesiyle sakin sakin bir Şeyler okuyan herkesi şair ilan ediyoruz. de gedin amk!
Gözlerine bakarken umurumda değil mevsimler
Gülüşün hep deniz kenarı bana
Sen bir adım attığında göreceksin
Elinde balonlarla bekleyen o adam benim
Aldığım en derin nefessin sen
Dudaklarının dudaklarımdaki işgali hala yüreğimde
Nefes alıyorum ama hala bulamadım seni
'ben sana yanarken şimdi... sen kim bilir nerede üşüyorsun'
milliyet gazetesine verdiği röportajı şu şekilde olan kişi...
kendisinin nasıl bir insan olduğu hakkında bir parça daha fikir sahibi olunması için güzel bir röportaj.
kitabimi yalnizliği ağir gelenler alsin
yıllardır 98.4 best fmde sesini duyunca mutlu olduğumuz dj, oyuncu, şair ceyhun yılmazla son kitabı sensiz harfleri konuştuk
* şiir yazmak şimdiki kuşak için biraz komik bir şey değil mi? mesela romancılarla dalga geçilmez ama genç şairlerin dizeleriyle hep alay edilir. neden böyle sizce?
- şiirle dalga geçmek bir eğlence şekli olmasa gerek. bunu hoş bulmuyorum. sanat eserlerini beğenmeme hakkımız elbette vardır. fakat dalga geçmek, ancak bir çocuk tarafından yapılırsa hoş görülebilir
* sizce şiirleriniz iz bırakabilecek mi? 150 yıl sonra bir aşığın, şiirlerinizi okuyup ağlayacağını hayal ettiniz mi hiç?
- hayır, kimsenin ağlayacağını düşünmedim. muhtemelen 150 yıl sonra algılar çok değişecek. o zamana ulaşır mı anlattıklarım? bunu dizelerim söyleyecektir.
* genellikle aşk şiirleri yazıyorsunuz. aşk hakkında kesin olarak bildiğiniz bir şey var mı?
- aşk hakkındaki fikirlerim sıra dışı gelebilir ama okuyucuların sadece bir ihtimal vermelerini istiyorum fikirlerime. aşık olursanız ya aşkı seçersiniz ya da karşınızdakini. maalesef birbirimizi tanıdıkça azaltırız aşkları.
* geçmişte bir televizyon programı projeniz vardı ama kısa sürede yayından kaldırıldı. yanlış olan neydi? ileride tekrar düşünüyor musunuz?
- bence yanlış bir şey yoktu. yaptığım işler arasında en çok beğenileni buydu hatta. 14 program sonunda yiğit bulut tarafından kaldırıldı. bana sebebini iletmediler. fakat anlayışla karşılıyorum. yiğit bey bir kanal yönetiyor ve bilmediğimiz kriterlere göre işini iyi yapmaya çalışıyor. sadece bir çay içmeye davet etmesini ve bana anlatmasını isterdim.
* size kimler ve neler ilham verir?
- hayatın her zerresi bana ilham veriyor. mesela geçen gün evde oturuyordum, cam açıktı ve pencereden bir kuş girdi. yere kondu. şaşkın bakışlarla aynaya baktı, titremeye başladı. aldım elime, pencereden dışarı bıraktım. avucumdayken yaşadığı telaşı görmen lazımdı. şimdi bu olaya nasıl şiir yazmayayım ben?
* yayına, o gün ne yapacağınıza dair bir fikriniz olmadan çıktığınız oluyor mu hiç? her şey dinleyicinin hissettiği kadar spontane mi gerçekten?
- çok hoş bir iltifat bu... spontane hissetmenizi başarıyoruz demek ki. bunun için ekibime çok teşekkür ediyorum. yayının her saniyesini önceden hazırlıyoruz. tarihte bugün köşesini, fon müziğini, okunan ve canlandırılan haberleri... hepsini bir akış halinde önceden belirliyoruz.
* radyoculuğun en keyifli yanı nedir?
- fikrini kalabalıklara yayabilme şansı. etkilemek, ifade etmek, kendini anlatabilmek, takdir görmek, eleştiri almak... radyo programı yapmasaydım ve şiir yazmayı sevmeseydim daha az insan olurdum.
* kitabınızın tüm gelirini löseve bağışlamışsınız.
- sadece lösev değil. türk eğitim gönüllüleri vakfı, kanserli çocuklar vakfı, kas hastalıkları derneği, türk böbrek vakfı, hayalimi paylaş derneği gibi kurumlarla da çalışıyorum. tüm kitaplarım, televizyon programlarım, bazı gösterilerim ve üniversite panallerim hep bu kurumlara katkı sağlıyor. yürüdüğüm yolu, bu amaçlar için yürürken yorulmuyorum. vicdanen çok mutlu ve huzurluyum. bu gelirleri kendime alsam başka bir adam olmayacağım. ama bu dernek ve vakıflar beni daha iyi bir insan yapıyor.
* bugüne kadar adınızı hiç duymamış biri, neden gidip kitabınızı alsın? yeni okuyucularınıza ne vaat ediyorsunuz?
- yalnızlığı ağır gelenler alsın kitabımı. ben de onlardan bir parça alacağım. hissedecekler.
favorileri
*en sevdiği kitap: bernard shaw - gülen düşünceler (şakir eczacıbaşı çevirisi)
*en sevdiği müzik grubu: mfö
*en sevdiği şarkıcı: aylin aslım ve şebnem ferah
*en sevdiği oyuncu: erkan can
*en sevdiği film: düşler tarlası (field of dreams)
* son günlerde takip ettiği dizi: muhteşem yüzyıl
artık uzak bir yerde nefes alıp veriyorsun
hiç bir şeyin hatırı yokmuş gibi
gülümsüyorsun sahte yüzlere
ve ben güveniyorum geri gelmeyişine
ondan gülümsüyorum
beklemiyorum artık seni
senin gibsi gelmez demiştim
senin gibisi gelmesin zaten
bir kere fazladan öldüm
bir kere daha istemiyorum
ama sen
beni düşündükçe
unutamayacaksın biliyorum
ve ben
seni düşündükçe
unutmaya başlıyorum
sana şiirlerimi duyanlar
kitap yap diyor
olur mu hiç
ben seni herkeslerden saklarken sen seni..
bir kitapçıda görsen..
hem de bir sürü kitabın arasında
kahrolmaz mıyım ben...
osuruk'dan teyyare şairler'den...
her tarak da bizim olsun, oradan tutturamazsak buradan tutturuz modun da.
sen kim şairlik kim abee susak... demezler mi adama yahu...
telefon rehberi mutsuzluk verir insana
dost diye geçinip en zor anlarda aramayan sahtelerin
yazılı belgeleridir aslında
ıslatacaksın bazen kurumuş telefon defterini
gözyaşıyla değil, değmez
at denize taşıma cebinde
sen yedin ama
balıklar yemez
korkma
bugün bir alışveriş merkezinin otomobil çekilişi için aydın'a gelen renkli kişilik. dünya gözü ile görmek nasip oldu, tokalaşmak şeref idi. hele bir de fotoğrafımız var ki değmeyin keyfime.
yalnız akşamları sesiyle dolduran adam. diğerleri gibi de değil, samimi. takdir ediyorum, şiirleri de güzel. alttan alttan iyi de selam çakıyor bazen. helal.
ağlatabilir fakat ,
güldüremezler seni benim gibi onlar.
ve sen,
ben gelene dek bilemeyeceksin ne kadar gülebileceğini.
mavi bir kültablasinda,
açik gri bir duman ikimizin resmi,
ve maviliğin o kadar kalıcı ki;
zaten kimse hatirlamiyor griliğimi.
herkes bir-birine rakip ve ben;
birak kiskanmayi,
kendimi bile mavi yaptim,
kaybedenin kim olduğu mühim mi?
ikimiz üst-üsteyken görünmeyen hangimiz,
düşünmedim bile ikimizin adi ayni:
biz.!
sadece bu yeter sandim.
ama insan;
açiklanamaz bi şekilde hüzün sever.
gülmek yetemiyor,
ağladiğimiz anlara hep kısa geliyor.
bir gün uyandim ve anladim.
sadece insanim.
kahkaha bazen, ama bu kadar acı zaten mecbur,
sen ve ben bir sonsuzlukta mahsur,
çikiş var saniyorsan hala,
anladiğim yerde bekleyeceğim seni.
bir yolculuk için en hizli araç:
anlamak.
sen anlayana kadar, sessiz, sakin ve şikayet etmeden beklerken,
başka renk görsem de,
vazgeçmeyeceğim senden
her ayrılığın ardından.
boğulmak üzereyken.
beni hep yine ben kurtardım.
büyük dalgalar gördüm.
hepsi içimden geçti.
çok yol gösterdiler.
karanlıkta ışık vaat ettiler ince ince.
yolumu değiştirmedim.
tek pusulam kalbim.
zamanı gelir derinim.
zaman delinir sessiz giderim.
benim adım en zor.
duygum...
eritirim, dinlerim, söylerim.
severim, söverim.
canım isterse...
rüzgar kadar eserim.
şiir yazmaması gereken insandır. best fm'de, yıllar öncesinden bahsediyorumt abi, okul çıkışında hemen açar dinlerdim onu. o ara nihat oradaydı sivrisinekle beraber. okan oradaydı. rıza ile arıza vardı... ulan ne günlerdi be.. sonra şiir yazmaya başladı işte.
bugun gazi universitesi'nde gosterisine katildigim komedyen. siirleri guzel olmakla birlikte guldurude asla bir cem yilmaz degildir. ama esprileri, soyledikleriyle bilgi ve kalitesini konusturmustur. bir cem yilmaz olamasa da gideri var.