futbolun güzelliklerini ön plana çıkarmaktan korkmayan efsane.. mesut özile, sinana,nonda ya müthiş demiştir..hangi yazar nonda nın güzel yönlerine baktı...ömer üründül e mesut özil nasıl diye sorsan; öeehh .yeannii,iyi tabi,derdi...prekazi samimi bee...
cevad prekazi nin tugay ile birlikte altyapıyı kalkındırıp daha sonra müthiş bir ikili olarak galatasaray ın başında görebiliriz. acı ama gerçek olan prekazi nin verdiği cd yi anca son şans olarak incelerler.
5 ağustos 2010 ofk belgrad galatasaray maçı'nda ntv yorumculuğu yapan ve bunu türkiye'Deki diğer yorumculardan daha iyi yapan galatasaray efsanesididir. yorumları türkçenin azizliğinin etkisi olsa da dobradır ve bazen komiktir. kendisini özlediğimizi farkettirmiştir bizlere. belli ki o da bizleri özelemiştir. maçta galatasarayı tutması da galatasarayın bünyesine kattığı yabancı futbolcuları (bir kısmını) kendisine gönülden bağladığına bir işarettir.
ayrıca kendisi galatasaraya bir oyuncu tavsye etmiş ve rijkaard bu adamda kendisini görecek demiştir. bahsettiği oyuncu ; branislav jovanovic.
ntv'de yayınlanan ofk belgrad galatasaray Avrupa Ligi 3. ön eleme maçı'nda yorumculuk yapan kişidir. Sesini duyar duymaz ntv'ye sövmeye başladığım doğrudur ama bir süre sonra ismini duyduğumda kendisine karşı sempati bile oluştu. Benzerlerinin (bkz: Ömer Üründül) aksine iyidir,hoştur,sevimli insandır. Futbol bilgisi de üst düzeydir.
--spoiler--
prekazi'ye twitterdan gönderdiginiz msjlar ve eksisözlükteki yorumlardan söz edip, okudum... çok mutlu oldu, herkese selami var. tesekkürler
galatasaray'ın metin oktay gibi hagi gibi efsane futbolcularındandır. 15 mart 1989 yılında şampiyon klüpler kupasında monaco'ya attığı nefis golle galatasaray tarihinde yerini almıştır. şu anda galatasaray'ın bugün karşılaştığı ofk takımının alt yapı hocasıdır. bugünkü karşılaşmada orumlarıyla maça eşlik etmiştir.
efsanedir. 5 ağustos 2010 ofk belgrad galatasaray maçı'nda eski günlere dair özlemini dile getirirken, galatasaray taraftarı bunu hak ediyor, diyerek gönülleri bir kez daha fethetmiştir.
5 ağustos 2010 tarihli ofk beograd - galatasaray maçını yorumlayan galatasaraylı efsane futbolcu. gerçi nadide türkçesi sebebiyle kafamız tecavüze uğrasa da sonuçta efsane canım, hakkı var. *
endüstriyel futbolun ele geçiremediği son kalelerden biri, son romantiklerden, eski oricinal futbolcu. "galatazaray bana çok jey verdi ben de onlara bir jeyler vermek izdiyorum" diyerek yürekleri bir kere daha fethetmiştir.
belgrad maçında yorumlarıyla güldürmüş, oyuncu pazarlamaya çalışmasıyla sıkmış galatasaray efsanesidir.
yalnız serdar özkan' ın pozisyonunda bir "korkti korkti" demesi vardır ki, maçı unutturup kahkahalar boğmuştur.
ofk maçı öncesinde yapılan röportajda ofk'yı mı yoksa galatasaray'ı mı destekleyeceksiniz sorusuna " iş ve aşkı karıştırmamak lazım, ben ofk'da görev alıyorum ancak aşkım galatasaray" cevabı vererek kendine hayran bırak kişi.
bizim prekaziin lakabı saçını yıllarca cevat prekazi modeli kestirmesinden geliyor, hatırlatayım.
insan niye futbol sever? çünkü her şey değişirken futbol aynı kalır. sabit kalan her şey gibi, çocukluğu hatırlatır.
hayat bizi nereye savurursa savursun, yeşil sahayı gördüğümüzde babamızla maça giden o ufaklık oluruz.
erkeklerin o garip maç hafızası da bundan doğar zaten. çünkü onlar maç değildir aslında, hayatın mihenkleridir.
saçının ense kısmını uzatmış adam topa otuz metreden öyle bir vurur ki, gayrı ne monaco prensi albert unutabilir ne de siz.
o gol aynı zamanda rahmetli babanızla daldığınız sokak kutlamaları, geç döndüğünüzde annenizin surat yapması, evdeki bayrağın üstüne gazlı kalemle yazdığınız cimbom yarı finalde yazısıdır.
¡ ¡ ¡
dur ey zaman, ne güzelsin demiş ya goethe, biz de bağırmak isteriz, ettorinin koruduğu kaleye giden topa dur yahu, ne güzelsin
ama kerata bizi dinlemez, gidip o kaleye girer. açar kollarını cevat prekazi, uçar gibi yaparak koşar. sonra yıllar geçer, bazı şeyler girer araya ve başlarsınız takımınızdan ayrı düz koşuya.
on dört yıl şampiyonluk görmemiş, müzesinde uefa kupası falan olmayan o takım yoktur artık. ruhu bile okunmamaktadır.
ama bir gün, tırışka bir avrupa ligi maçında yorumcu kılığında çıkar karşınıza. hemen sandığı açıp o bayrağı çıkarmak, koklamak istersiniz.
yarı finali bayrağın sarı kısmına bir zamanlar heyecandan titreyen ellerle yazan çünkü sizin ruhunuzdur.
açıp kollarını orta sahaya doğru koşmak isteyen çocuk ruhunuz.
--spoiler-- tuna kiremitçi
edit: ee yuh a.q, bunu niye eksilersin be kardeşim, bak valla sadece merakımdan soruyorum, niye?
yani her normal insan gibi bu beynin sıradışı işleyişini merak ediyorum, he canım sahi niye?
ofk belgrad maçı ndan akla kalan tek şey eski sevgilimiz cevad prekazi dir. özlemişiz hemde çok cevo seni. her konuşması, her sözü ile maçı keyifli kılmıştır, özellikle rijkaard ı okuyorum kitap gibi dedikten sonra sempatik bir şekilde şaka demesiyle ah ulan nerelerdesin prekazi dedirtmiştir.
çocukluğumuzun efsanesi. toplara vuruş stili bile benzersizdi. yani biliçsiz vurmuyordu kendine has bir tekniği vardı. hala topa okadar net ve sert vuran bildiğim çok az futbolcu var zati onlarda real madrid, juventus ta felan oynuyor.