geçenlerde türkmaxta yayınlanan düz, sıkıcı izlemekten zevk alınamayacak bir film.
--spoiler--
aa bunu yapmak istemiyor.aa yalnız kalmak istemiyor.baba beni götür gibi repliklerle ilerlerken film kanal değişilir geri dönüldüğünde ise aaa kobay olarak kullanılmış.nihayet akıl sağlıgına kavuşmaya başlamış dokturun evine yerleşmiştir.dörtlü takıldıktan sonra eve dönerler.aa sehpa üzerinde duran çerçeveyi ters çevirir.doktorun odasına gider ve öpüşmeye başlarlar.*
--spoiler--
insanlar oraya gidememe endişesiyle veya gidebilme arzusuyla değil de insaniyet gereği ibadetlerini yapmış olsalardı bu dünya da cennetten farksız olurdu.
cennette yaşamak üzere yaratılmıştık ve cennet bize hizmet etmek için düzenlenmişti. sonra yazgımız değiştirildi; cennetin yazgısında bir değişiklik oldu mu, bu hiç bir yerde belirtilmiyor.
(bkz: franz kafka)
güzel bir yer sanırım. aslında çok da emin değilim diyemem ama en azından görmediğimi söleyebilirim. fakat inanıyorum. zaten bu şahsi bir şey, yani inancım. herkes aynı yaşta olacakmış, sevdkleriyle beraber, kimse en ufak bir huzursuzluk duymadan yaşayacakmış. dünyaya bakınca cennetin ne kadar özendirici olduğu ortada. ne zaman gideriz, gidermiyiz gitmezmiyiz gibi nihilizme yöneltici birtakım yaklaşımlar da olsa cennet vardır, inanıyorum. hem de cillop gibi bir yer. nasip olur da gidersem de harika günler geçireceğim. ooh, daha ne olsun. huriler türlü türlü. asian var, blow job var, black var. hatta istersen bilmediklerin bile var. daha ne ya! bir insan daha ne isteyebilir. ama dünyadaki utanma duygusunun orada olmamasından dolayı da bir sıkıntı yaşamayacağız. daha doğrusu mantık tamamen farklı olacak. kafanızı takmayın öyle nuri de olacak mı korkusuna.
sıkıla sıkıla izlenilen bir türk filmi. eğer sabırlı olup da filmi bitirebilirseniz, pişman olacaksınız. benim izlediğim salonda yarısı boşalmadan gitti insanların.kültür bakanlığı'nın katkılarıyla çekilmiştir. bu bakanlığın düzgün bir filme sponsor olduğu günleri de görürüz inşallah, amin. ekşi'den ankaragazozu nickli arkadaş çok güzel anlatmış filmi, ancak bu kadar güzel özetlenirdi bu film. işte o metin :
filmi birlikte izlediğimiz grubumuzda bir psikolog ve 20 yıllık bir psikiyatrist de dahil olmak üzere kaliteli sinema seyircisi sayabileceğimiz envai çeşit insan vardı. filmden çıktığımızda hepimiz bu filmin seyircinin zekasını aşağılamaya yönelik bir girişim olduğunu düşünüyorduk. yönetmenin iş bilmezliğini danışmanlık sistemini kullanamamış olmasından da anlayabiliriz. yönetmen eşten dosttan bir doktora danışsa bile epilepsi nöbeti geçiren birinin ayağa kaldırılmayacağını, nöroepltik bir ilacin ayaktayken vurulmamasi gerektigini, bir hastayi 15 yıldır tedavi etmeye çalışan bir doktorun hastanın hayatındaki en derin travmayı yani annenin kaybını 15 yıl sonra sormayı akıl etmeyeceğini, deney faresinin öldüğünde çöpe atılmayacağını, bir doktorun hiçbir koşulda hastasını eve götürmemesi gerektiğini, mental retarde ve şizofren bir hastanın motorsikletin arkasında yolculuk yapamayacağını, psikiyatri kliniğinde hastanın kendi ilacını hemşirenin çayına atarak onu uyutup kaçamayacağını ve daha birsürü saçma sapan şeyin hiç ama hiç mümkün olmayacağını öğrenirdi.
geçtiğimiz cuma vizyona giren biray dalkıran filmi. oyuncular: engin altan düzyatan, fahriye evcen, zeynep pabuççuoğlu, tülay bekret, şendoğan öksüz, aytaç ağırlar, cüneyt sayıl, yusuf ekşi, can anamur ve mehmet birkiye.
boş vakitte evde izlenebilecek bir film olarak gördüm. ne orjinal ne de basit ama çok etkileyici buldum.
filmin genç oyuncuları gayet başarılılardı. filmle ilgili en olumlu yorumum budur.
Biraz gerilim, biraz dram, biraz komedi... Başrollerde Engin Altan Düzyatan, Fahriye Evcen ve Zeynep Papuççuoğlu'nun bulunduğu film, annesini kaybetmesi üzerine bir travma geçiren, düşük zekalı Can'ı, hayır pardon, A'yı anlatmaktadır. O kendi dünyasında, cennetinde mutludur, ancak onu cennetinden koparıp 'akıllı' yapmak isterler.
'Ben dünyanın en iyi kaçan gerizkelısıyım!' sözü beni çok etkiledi Can'ın. Trajikomik bu söz, bütün filmin havasını taşıyor üstünde.
görünmez gücün, kendine tapan kullarını öldürdükten sonra ödüllendireceği masallar alemi.
ilk çağ mitolojilerinden tek tanrılı dinlere adapte edilmiştir: huri denen kız çocuklarıyla azgın erkeklerin çiftleştiği kutsal mekandır.
oya bora nın dan ruhani ve sözleri aşk, ihanet,vs. albüm kapağı dışında sadece burada şarkısı.
cennetin o parlak rengine,
bir gölge düştü o, benim gölgem
sardığım ateşli vücutlar,
ardında kaybolur, iz vermeden
buldun mu sen cenneti ?
verdin mi kendini bana ?
koştun mu sen kollarıma ?
zar tutar, ah talih zar tutar
koşsam ne farkeder
yürüsem ne
hazır mısın benimle uçmaya ?
yüksekler tükendi
alçalmaya
buldun mu sen cenneti ?
verdin mi kendini bana ?
koştun mu sen kollarıma ?
sordun mu sen cenneti ?
geldin mi son yangına ?
koştun mu sen kollarıma ?
---------------------------------
cennetin o parlak rengine
bir gölge düştü o, benim gölgem
sardığım ateşli vücutlar,
ardında kaybolur, iz vermeden
buldun mu sen cenneti ?
verdin mi kendini bana ?
koştun mu sen kollarıma ?
sordun mu sen cenneti ?
geldin mi son yangına ?
koştun mu sen kollarıma ?
buldun mu sen cenneti ?
verdin mi sen kendini bana ?
sordun mu sen cenneti ?
geldin mi sen son yangına ?
buldun mu sen cenneti ?
verdin mi kendini bana ?
koştun mu sen kollarıma ?
sordun mu sen cenneti ?
geldin mi son yangına ?
koştun mu sen kollarıma ? *