şiirleri ile sesi en uyumlu şairlerimizden birisi. o söyledikçe insanın içi parçalanır, onun yazdıklarını okudukça gözler dolar, her şey unutulur.
güzel şahir, özel şahir.
Adam ne yapıp yapıp hatırladı
Bir kadın hatırladı sonuna kadar beyaz
Bir kadın açtı pencereyi sonuna kadar
Bir kadın kimbilir kimin karısı
Adam ne yapıp yapıp hatırladı.
sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara
hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz...
''Bu şehirde insanlar bekler.
Emekliliği, askerliğinin bitmesini, rüşvetin gelmesini, gönderdiğiniz evrakın cevaplanmasını, suskun devletin konuşmasını beklerler.
Taşı çatlatacak bir sabırla bir şeyleri beklerler, kim bilir bekledikleri hayattır. Belki denizi görselerdi beklemezlerdi.
Denizi su sanırlar.
Suyu görmek için göllerin kıyısına gidersiniz ama su ufka uzanmaz.
Bir suyu deniz yapan ufuk yoktur Ankara’nın göllerinde.
Oysa ne önemlidir, suyun hiç bitmemesi ve uysal bir sevgili gibi gökyüzüyle birleşmesi.
O vaatkar ufuk çizgisi, o nasıl güzeldir.
Her zaman ötelerde bir şey olduğunu fısıldayan o şehvetli çizgi.
insanlar Ankara’da beklerler, kim bilir bekledikleri hayattır...
...Ama izmir…
izmir’ de hayat beklenmez, kovalanmaz da.
O zaten sizinle beraberdir.
Ufkun ötesini muştulayan bir deniz vardır.
Mutlulukla dolu, sakin bir sevişmenin tadındadır körfez...''
Cemal Süreya
ülkü tamer onun için şu dizeleri yazmıştır:
tanrı bin birinci gece şairi yarattı, bin ikinci gece cemal'i,
bin üçüncü gece şiir okudu tanrı, başa döndü sonra, kadını yeniden yarattı.
facebook duvarında cemal süreya şiiri paylaştı diye kocasını azarlayan bir kadından bshediliyordu sanal ortamlarda. kıskandırır. kıskançlık hakkında da çok yazmıştır. bostancı hatay meyhanesi'ndeki köşesi hala sıcaktır.
'önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda
sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
sonra yüzün, onun ardından gözlerin, dudakların
sonra her şey çıkıp geldi
bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
sen çıkardın utancını duvara astın
ben masanın üstüne koydum kuralları
her şey işte böyle oldu önce ' der. *
çoğu kişinin onu cemal süreyya olarak bildiği şair..
şimdi sen kalkıp gidiyorsun. git.
gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. gitsinler.
oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin.
oysa allah bilir bugün iyi uyanmıştık
sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
sanki hiç olmamıştı
oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı istanbullar
şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
ki Karakoy köprüsüne yağmur yağarken
bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
çünkü iki kişiydik
oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
sonrası iyilik güzellik.