insanların kızlık soyadını korumak uğruna iki hatta üç soyadı kullandığı; sanatçıda karakterin, sağlam ve kararlı duruşun en önemli meziyet sayıldığı çağımızda cemal süreya için sanatçı diyebilmek?.... bilemiyorum....
sen kahvehanede otururken loto oynayan adamların arasına dalıp haftaya oynanacak beşiktaş fener maçına iddiaya gir, fener kaybetmez, kaybederse adımı değiştiririm de... sonra kartalım beş tane sallayınca da utanmadan soyismini değiştir.
kimse kusura bakmasın ama bu adam hangi şiiri yazmış olursa olsun, kendisinden beklenen sanatçı duruşunu gösterememiş demektir. daha da beteri var ki, sanatçı çağına ve hayatın gerçeklerine hakim olup, ileri görüşlüdür. fenerbahçe'ye güvenip iddiaya girmez.
9 ocak 1990' da ölen ve bugün twitterda, facebookta; turgut uyar' ın
''çok gülünçsün azrail cemal süreya ölür mü hiç'' mısraları ile anılan internet fenomeni.
öncelikle allah' ın gerizekalıları, turgut uyar, cemal' den 5 yıl önce ölmüştür. o götünüzden uydurduğunuz mısranın orijinal hali ''çok gülünçsün azrail turgut uyar ölür mü'' şeklindedir ve ferhan şensoy' a aittir.
bunun dışında cemal süreya diye paylaştığınız o iğrenç, ağlak, sik gibi şeylerin de cemal süreya ile uzaktan yakından alakası yoktur. hatta eminim ki bugün kendini cemal süreya hayranı sanan bu geri zekalıların çoğu hayatında bir tane cemal süreya kitabı okummaıştır. zira okusaydı o ağlak, o saçma aforizmaların ondan çıkmayacağını anlardır. cemal süreya şiire bir yenilik getiren, seveni olduğu kadar eleştireni de olan bir şairdir ve bugün cemal süreya diye gezen o gerizekalılar bir cemal süreya kitabındaki şiirlerin en az yarısından hiçbir şey anlamazlar. -turgut uyar cemal' den de anlaşılmazdır bence-
*
ayrıca şu soyadından bir y harfini çıkarma mevzusunun da bir iddia sonucu olduğunu kabul eder ama ne olduğu bilinmez. sezai karakoç ile hatun mevzusunun kanıtı yoktur varsa da ben görmedim. buyurun o y harfinin hikayesini kendi ağzından dinleyin;
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
izinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
istanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Güvercinler
..........
bir çok şair gibi kendini eğer şairsem diyerek tevazu göstermiş, alçak gönüllü duruşu o dönemdeki diğer şairlerin ne kadar da insan olduğunu ve içimizden olduğunu göstermektedir.
kaleminden çıkan her kelime ayrı güzel olan. bir insan bu kadar duygusal olabilir mi? herkesin yaşadıklarını yaşamış sanki. tecrübe etmiş de öyle kaleme dökmüş.