--spoiler--
osmanlıdan miras divan edebiyatının, sipariş üzerine her türlü iktidarı öven meşhur kasidesini,ben sana hayran, sen cama tırman dizeleriyle sevdiğine sitem çizgisine getiren orhan veliyle başlayan ve nefer-i kafiye yusuf ziya ortaçın kaside şiirinin hemen ardından, ey türk gençliği, hepinizi bu hayâsızlığın yüzüne tükürmeye çağırıyorum şeklindeki kindar öfkesiyle hedef gösterdiği garipakımı, türk şiiri için ciddi bir dönüm noktasıydı. o zamana kadar en serbest yazan şairlerin bile kolay kolay sıyrılamadığı hece hâkimiyeti, yerini dünya edebiyatının en seçkin serbest dizelerine bırakıyordu. velinin, oktay rifat ve melih cevdetle birlikte yarattığı yeni dilin etkisiyle şiirlerini yazmaya başlayan acemiler de, zaman içinde i̇kinci yeninin temellerini attılar. işte o zaman şiirde rengârenk bir kapı aralandı ve cemal süreyalar, turgut uyarlar, edip canseverler, ece ayhanlar, sezai karakoçlar, gülten akınlar, ismet özeller süzüldüler o kapıdan
ama aşk, tüm çıplaklığıyla sadece onun, cemal süreyanın dizelerindeydi artık
yaşar'ın en çok sevdiği şair. öyledir ki esirinim albümündeki "şiir gibi bir şey" parçasında şaire gönderme yapmaktadır.
"soyadımın bütün harflerini atıyorum"
CemaL Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır. sınıfLarında Muazzez Akkaya isminde birde kız varmış. ikiside bu kızı gizLiden gizLiye severLermiş. Sınıfta gün boyu aynı kıza duydukLarı iLgiyi birbirLerine anLatırLarmış. Hatta Muazzeze yazdıkLarı şiirLeri birbirLerine okurLarmış. Sonra bu aşk zamanLa kızışmış ve birbirLerine ben eLde ederim sen edersin derken kim eLde edecek diye iddiaya tutuşmuşLar. Kaybeden büyük bir bedeL ödeyecek demişLer. Ve bu bedeL ömrü boyunca üzerinde kaLacak, Bedene fizikseL bir zarar oLmayacak diyede karar kıLmışLar. Ve sonunda adını değiştirmeye geLmiş oLay.
CemaL Sürey(y)a Kazanırsa ;Sezai Karakoç'un soyadı Karkoç oLacak
Sezai Karakoç Kazanırsa ; CemaL Süreyya'nın soyadı Süreya oLacak.
ve tabi tahmin ettiğiniz gibi kızı Sezai Karakoç eLde eder. CemaL Süreya'da gidip tek Y harfini attırır soyadından.
ben seni düşünüyorum, seni.
hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
"kalbim" diyorum, kalbim
daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi
aşkı anılar besliyor, düşler kadar
bu yüzden diyorum ki "aşk, eskidikçe aşktır"
sevgi, eskidikçe sevgi.
parasız yatılı gecen bir okul hayatı olmuş,ortaokul aşkı okulun en güzel kızı senihasıyla mülkiye yıllarına kadar mektuplaşmış çoğu zamanda senihasına gönderilmemiş mektuplar biriktirmiş,haydarpaşa lisesinde vezni bırakıp o dönemin yeni şiir akımına bulaşmış,o dönemin popüler ismi orhan veliden haz etmezken,ahmet muhip dranas'ınkar şiirinden olağanüstü derecede etkilenmiş ve bu şekilde yeni edebiyat akımına atılmış,mülkiyeye mi gitsem yoksa siyasala mı diye düşünürken mülkiyeyi seçmiş ve üniversiteye gidince ikisininde aynı olduğunu öğrenmiş.koyu fenerbahçeli ve lefter hastası.kendisi de bir dönem futbol oynamış olup daha sonra hızını alamayıp atletizmle uğraşmış.iki kız kardeşe abilik etmiş.falan filan.şiiri dışında söylenebilinecek şeyler bunlar.daha fazlası için nursel duruel ve feyza perinçek'in hazırladığı can yayınlarından çıkma biyografi kitabını salık veririm meraklısına.
asıl adı cemalettin seber'dir. 1931 yılında erzincan'da doğdu, 9 ocak 1990 tarihinde istanbul'da öldü.
ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi maliye ve iktisat bölümü'nü bitirdi. maliye bakanlığı'nda müfettişlik, darphane müdürü, kültür bakanlığı'nda yayın kurulu danışma üyeliği, orta doğu iktisat bankası yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yaptı. papirüs dergisini üç kez çeşitli aralıklarla çıkardı. pazar postası, yeditepe, oluşum, türkiye yazıları, politika, yeni ulus, aydınlık, saçak, yazko somut, 2000'e doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.
ilk şiiri 8 ocak 1958'de mülkiye dergisinde çıktı. şiirlerindeki şekil, muhteva ve anlatım özellikleri ile ikinci yeni şiirine katıldı. bu akımın önde gelen şairlerinden biri oldu. geleneğe karşı olmasına karşın geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisiydi. kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle ikinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. şahsiyetli bir şiir dili vardır. canlı halk dilini kullanması, onu okuyucuya yaklaştırır. üslubundaki mizah ve istihza, ona ayrı bir özellik kazandırmaktadır.
vatanseverdir aynı zamanda. maliye müfettişliği sırasında bir gün çanakkale ye gider. kaldığı otelde bir kalabalık görür ve ne olduğunu sorar. çanakkale savaşı nda kullanılan topların hurda satışının gerçekleştiğini öğrenir, olayın içerisinde mafya olduğunu bile bile hayatı pahasına derhal yetkisini kullanarak açık artırmayı iptal ettirir. çanakkale savaşı ndan kalma o toplar bugün müzelerde segileniyorsa bunu cemal süreya ya borçluyuz. biz böyle kürtleri omuzlarda taşırız.
En büyük ikinci yeni şairi, yazarı, herşeyi. Bırakın bu ilk ve orta öğretim kitaplarında ki rubaileri, edebi metinleri, o çağda öğretilmemesi gereken herşeyi. Koyun Cemal Süreya şiirleri. Öğrensin kızanlar aşkı ızdırabı.
'bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti çünkü iki kişiydik'. Aşk aşk güzel şey diye inleyelim.
--spoiler--
Cemal Süreya'nın şiirlerinde erotik imajların dansını ve labirentini birlikte görebiliriz. Dansın dinamizmiyle labirentin hazzı arasında yoğun duygusal zenginliği yaşayan okuyucu bu imajlarda, gerçekte yaşamak imkânını bulamadığı cinselliğinin keyfini yaşar...
Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun
Elma da elma ha allahlık
Bir yarısı kırmızı bir yarısı yine kırmızı
Kuşlar uçuyor üstünde
Gökyüzü var üstünde
Hatırlanacak olursa tam üç gün önce soyunmuştun
Bir duvarın üstünde
Bir yandan elma yiyorsun kırmızı
Bir yandan sevgilerini sebil ediyorsun sıcak
istanbul'da bir duvar
Ben de çıplağım ama elma yemiyorum
Benim öyle elmalara karnım tok
Ben öyle elmaları çok gördüm ohooo
Kuşlar uçuyor üstümde bunlar senin elmanın kuşları
Gökyüzü var üstümde bu senin elmandaki gökyüzü
Hatırlanacak olursa seninle beraber soyunmuştum
Bir kilisenin üstünde
Bir yandan çan çalıyorum büyük yaşamaklara
Bir yandan yoldan insanlar geçiyor çoğul olarak
Duvarda bir kilise
istanbul'da bir duvar duvarda bir kilise
Sen çırılçıplak elma yiyorsun
Denizin ortasına kadar elma yiyorsun
Yüreğimin ortasına kadar elma yiyorsun
Bir yanda esaslı kederler içinde gençliğimiz
Bir yanda Sirkeci'nin tren dolu kadınları
Adettir sadece ağızlarını öptürürler
Ayaküstü işlerini görmek yerine...
**cemal süreya**
bir kadının hayalinde yaşatabileceği türden erkek. her bir harfi kadınına dokunur, annesini, küçüklüğünü buldurur. ve dünyaya kadın olarak gelirse lezbiyen olacağını dile getirecek kadar değer verir kadınlarına.
kadıköy de denize doğru köşe başında başını kladırıp baktığında üzüntüyle, yanlış yazılmış bir tabelanın altında hüzünle mutluluk arasında sadece yürünen, yeşil panjurları olan, tarçınlı kek yapan bir kafe olsaydı keşke diyebileceğiniz bir sokak adı.