aynı inancı taşımaya "mecbur" olmayan ancak aynı ortak amaca hizmet eden veya hizmet etmek durumunda olan kişilerin oluşturduğu grup/tarikat/birlik/klan...
Bir cemaate mensup olmanın en boktan yanı cemaate mensup olan birkaç kişinin çürük elma çıkmasıdır. Bu tüm cemiyetler için geçerlidir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet, Nur cemaati. Muhalefetin direk suçlar seni kolay olan budur.
yapılanmayı akp iktidarı öncesi gizli bir şekilde yaptılar. Tsk götünü yırttı bu tehlikeyi engellemek için canla başla savunacağım derken paranoyaklaştı kendini halktan uzaklatırdı ve bir süre sonra desteğini kaybetti. daha sonra akp ile birlikte eş oluşumla devletin bütün kadrolarına yerleştiler. işin komik tarafı akp kendi yerleşiyorum sanarken cemaate en büyük faydayı sağlamış oldu. sonra tsk da pasifize edilip kırmızı kitaptan cemaati engelleyecek unsurlarda kaldırılınca ülkenin en güçlü örgütü haline geldi.
ve cemaat yalnız değil. yeri geliyor çalışmayacağı örgüt kalmıyor.
bundan belki bir 30 40 yıl sonra yapılanmanın ne denli muhteşem olduğu cemaat içinde ele alınan kitaplarda yazılacaktır.
en semizlerinin elinde, ülkenin en büyük porno arşivin mevcut olduğu ortaya çıkmış oluşum.üstelik liderleri pasif olmasına rağmen. bu sapmışların kadınlı-erkekli ayinlerinden Allah korusun.
Yusuf Kaplan'ın bugünkü yazısı cemaat polemiklerine yeni bir boyut katar niteliktedir.
Cemaat'in yöneticileri, 'Okulları kapatın, dershaneleri değil!' başlıklı yazımdan sonra teşekkür ziyaretine geldiklerinde, 'Erdoğan'sız Türkiye' projesine nasıl baktıklarını sormuştum; verdikleri cevap, 'böyle bir şeyden Allah'a sığınırız' şeklinde olmuştu.
Ancak adına 'Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu' denilen ama asıl hedefi, Erdoğan'ı ve Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmak olan, iç ve dış şebekelerin ortaklaşa gerçekleştirdikleri bütün çıplaklığıyla günışığına çıkan bu operasyonla birlikte, Cemaat medyasının, 'Erdoğan'sız Türkiye' operasyonuna bütün gücüyle destek verdiği, bu süreçte CHP, MHP hatta Ergenekon çetesinin artıklarıyla aynı kare içinde yer aldıkları ve bundan da hiç bir şekilde rahatsız olmadıkları görülüyor!
Eyvah ki, ne eyvah!
'iSLÂM'A KARŞI iSLÂM' SAVAŞI: MEZHEBÎ VE MEŞREBÎ ÇATIŞMA STRATEJiSi
Bendeniz, her şeye rağmen Cemaat'le ilgili eleştirilerimi bu süreçte hep saklı tuttum.
Gerekçem şuydu: Küresel sistem, önümüzdeki -yüzyıllık- süreçte, 'islâm'a karşı islâm' stratejisini fiilen uygulamaya koymuştu. Ve bu stratejiyi, islâm dünyasında, makro düzlemde mezhebî olarak, mikro düzlemde de meşrebî olarak Müslümanları birbirine düşürecek şekilde adım adım hayata geçirmeye başlamıştı.
Dahası, Müslüman toplumlar, bu lanetli stratejinin sonuç vermesine imkân tanıyacak her türlü zaafla maluldü zaten.
işte böylesine kritik bir süreçte, 'islâm'a karşı islâm' stratejisinin Türkiye'de püskürtülebilmesi için gerek hükümet çevrelerine, gerekse cemaate basiret, feraset ve akl-ı selim çağrısında bulundum. Bunu hayatî bir sorumluluk olarak gördüm.
Ve her ne suretle olursa olsun, gücü elinde bulunduran Müslüman bir iktidarın, ne kadar eleştirirsek eleştirelim, bir Müslüman cemaate zarar vermemesi çağrısı yaptım.
Sonuçta, hükümet, bendenizin ve Sibel Eraslan gibi bir çok yazar arkadaşın bu tür çağrılarını dikkate aldı, dershanelerle ilgili kararı zamana yaydı.
HER ŞEYi 'KENDi ÇIKARLARI' iÇiN KULLANMA ÇiRKiNLiĞi!
Bütün bunlara rağmen Cemaat medyası, yazdıklarımı çarpıtmaktan, çirkin bir şekilde 'kullanmaktan' çekinmedi.
Mesela pek çok internet sitesi, Türkiye'nin kendi kendini sömürgeleştirme, islâm'ın bu ülkenin hayatından uzaklaştırılma süreciyle ilgili olarak kurduğum, 'haçlıların bin yıldır yapamadıklarını biz kendi ellerimizle yaptık' şeklindeki cümlemi, 'Tayyip Erdoğan, haçlıların bin yıldır yapamadıklarını yaptı' diyecek kadar ahlâk sınırlarını hiçe sayarak çarpıtmakta, internet ortamında, sosyal medyada dolaşıma sokmakta hiç bir sakınca görmedi!
Bu kadarını beklemiyordum. Meşrû bir şeye, gayr-ı meşrû yollarla gidilemez. Cemaat medyasının, her şeyi kendi çıkarları için bu kadar ilkesizce ve çirkin bir şekilde kullanması ürküttü beni.
CEMAAT, KENDi AYAĞINA KURŞUN SIKIYOR!
Cemaatin yöneticileriyle yaptığımız görüşmede söyledikleri şeylere rağmen, Cemaat medyasının, 'Erdoğan'sız Türkiye' operasyonuna destek verme konusunda da aynı ilkesizlikle hareket ettiğini görmek beni kahrediyor açıkçası: Cemaat medyasında yayınlanan haberler, yazılan köşe yazıları, CHP, MHP ve benzeri aktörlerle birlikte 'Erdoğan'sız Türkiye' hayaline su taşıyor.
Ayrıca Fethullah Gülen'in, cemaatin operasyonla ilgisinin olmadığına (!) dair avukatı aracılığıyla yaptığı açıklama, tüyler ürpertici bir açıklamadır.
Zaman gazetesi, bu açıklamayı, Fethullah Gülen fotoğrafı eşliğinde aynen şöyle vermiş: 'Mesnetsiz iddialarla kamuoyunun dikkati soruşturmadan uzaklaştırılıyor.'
Bu nasıl bir açıklamadır, Allah aşkına!
Tek kelimeyle: Ürkütücüdür! Çünkü bu, her şeyden önce, Cemaat'in kendi ayağına kurşun sıkmasından başka bir anlam ifade etmez!
ERDOĞAN'I 'MEZARA GÖMÜNCEYE' KADAR!..
Öyle anlaşılıyor ki, iç ve dış şebekeler, hükümeti devirinceye ve Türkiye'nin bölgedeki yürüyüşünü durduruncaya, kısacası, 'Erdoğan'ı mezara gömünceye' kadar bu savaşı sürdürecekler.
Bu ürpertici gerçek bütün çıplaklığıyla ortadayken, Cemaat, Cemaat'in önünü sonuna kadar açan Tayyip Erdoğan'ı 'mezara gömecek' ve Türkiye'nin yürüyüşünü durduracak 'Erdoğan'sız Türkiye' hayaline su taşımakla, sadece kendi ayağına kurşun sıkmakla kalmadığını, aynı zamanda, islâm dünyasının toparlanma hayallerini suya düşürdüğünü göremiyorsa, vay hâline Müslümanların!
OPERASYON BAŞARILI OLURSA, TÜRKiYE, PARÇALANIR VE LEŞ KARGALARINA YEM OLUR!
Şunu iyi bilelim: Bu operasyon, Erdoğan'ı ve Türkiye'nin yürüyüşünü durdurma operasyonudur.
Türkiye, iki yüzyıl boyunca, içeriden ve dışarıdan kuşatılan tek önemli ülkedir dünyada.
Tayyip Erdoğan, son üç yıldan bu yana geliştirdiği ekonomik kalkınma hamlesiyle, bölgesel ve küresel aktörlerle kurduğu stratejik, ekonomik ve teknolojik hayatî ilişkilerle, hem dış vesayete, hem de içerideki uzantılarına büyük darbe vurmayı başardı.
Türkiye'nin, ilk defa, tarihî yükümlülüğünü farkettiği ve küresel sistemin bölgemizi köleleştiren, kaynaklarını sonuna kadar sömüren oyunlarını püskürtmeye başladığı bir zaman diliminde, 'Tayyip Erdoğan'sız Türkiye' operasyonu eğer başarıya ulaşırsa, Türkiye parçalanmaktan ve leş kargalarına yem olmaktan kurtulamaz.
Tam da bölgemizin ve dünyanın haritalarının yeniden çizildiği, Türkiye'nin, yeni bir dünyanın kurulmasında kilit roller oynama sürecine doğru emin adımlarla yürüdüğü tarihî bir dönemeçte, Türkiye'nin önünü açacak tek sembolleşmiş dünya lideri olan Erdoğan'ın 'mezara gömülmesi', sadece Türkiye'nin değil, bölgenin masum ve mazlum halklarının geleceğinin de, dolayısıyla islâm dünyasının zilletten kurtulma, bağımsızlaşma ve ayağa kalkma imkânlarının da suya düşmesi anlamına gelecektir.
Son söz: Hükümetin hem yolsuzlukların, hem de bu operasyonu tezgâhlayanların üzerine sonuna kadar gitmesi, Türkiye'nin bu belayı defedebilmesinin tek çıkar yoludur.
günümüzde çoğunlukla çıkar amaçlı dahil olunan topluluktur. bu toplulukların liderleri insanüstü muamele görerek yüceltilir. kimse kusura bakmasın da gidip birilerinin önüne diz çöküp sadece yere bakmak akıl işi gelmiyor bana. sadece allahın huzurunda namaz kılarken ve dua ederken diz çökülür. peygamberimiz hz. muhammed'in (sav) ümmetindeniz. kitabımız kur'an-ı kerimdir, bir de sahih hadisler vardır bağlı kalınması gereken. gerisi de hikayedir. hz. muhammed (sav)döneminde tek bir cemaat bile oluşmamıştır. zaten olması mantıklı da değildir. islamiyet tek bir tanedir. cemaate veya cemaatleşmeye gerek yoktur. allahın emir ve yasakları bellidir. bir müslümanın dinini yaşaması için herhangi bir cemaat mensubu olmasına gerek olmamaktadır. çünkü mensup olduğu mezhep vardır. onun da kuralları bellidir zaten. çünkü islamiyet herhangi bir cemaate bağlı olarak yaşanmaz. en fazla herhangi bir camiinin cemaatine mensup olursunuz. ezan okundu muydu gider beraber namazınızı kılarsınız. yardım edilecek bir şey oldu muydu camii cemaati olarak topanır görevinizi yaparsınız. takıldığın bir yer olursa da gider cami hocasına sorarsın. o olmadı başka caminin hocasına veya ilahiyatçılara sorarsın. kimsenin duyglarıyla ve inançlarıyla da oynanmamış olunur. oturur kendin araştırabilirsin bir şeyleri. bu zamanda her cemaat islamiyeti kendine göre yorumlar olmuş. ulan sırf çıkarınız için neleri kullandınız. bu millet nelere şahit oldu. süleyman hilmi tunahan öldükten sonra yerine damadı geçmiş. faiz haram değil demiş. bir sürü tartışmaya ve bölünmeye neden olmuş. ulan faiz haram işte. hangi götünden uyduruyorsun böyle. hele bir de nereye gittiği belli olmayan bağış adı altında para toplamaları yok mu? böyle denk geldi miydi ağız burun dalasım geliyor. unutmadan cemaatler büyüyüp kontrolden çıkınca artık cemiyet olmuştur (bkz: nur cemaati) bir de gidin bakın bakalım iran'da kaç tane cemaat var, suudi arabistan'da kaç tane cemaat var. ondan sonra da eksi verecek olan cemaatçiler bana eksi verebilirler.
baştan söyleyeyim kesinlikle gülen cemaatini ima etmiyorum. öncelikle her cemaat iyidir. çevresine zarar vermemek kaydıyla. devletin işlerine el uzatmamak kaydıyla. devlet adamlarını dinleyen, takip eden, ettiren, bunları analiz eden ve bir takım devlet işlerini etkileyici icraatler yapmaya başlamış bir cemaat, kısaca hukuksuz işler yapmaya başlamış bir cemaat artık devletleşmeye başlamış bir cemaattir ve bozulmuş bir cemaattir kanımca.
amerikalıların secret society dediği tarzda bir örgüt olur böylece cemaat. kendi ritüelleri olur, bu kurallar din ve cemaat içi özgün kültürün karışımıdır. kendine özgü ödül ve cezaları genel olarak bir yaşam tarzı vardır. devlet içinde teşkilatlanması vardır, planlıdır ve kontrollüdür. finansal yapılanması vardır. devletle ilişkileri ve gücüne göre anlaşmaları vardır yani bildiğiniz derin devlet olmuştur cemaat. işte bence böyle bir cemaat modern haşhaşi örgütüdür.
Türkiye'de faaliyetlerinin yasaklanması gereken oluşumlar. maddi ve manevi sülükler. insanların manevi hislerini, zayıflıklarını çok kolay kullanabilen bu sömürü mekanizmaları Turgut Özal iktidarıyla beraber iyice palazlanmaya başlamış ve siyasi oyunların içlerine girmeye başlamışlardır. bünyelerine kattıkları insanlardan hayır hasenat işlerinde kullanılmak üzeri toplanan paralarla yaptıkları öğrenci yurtları, okullar vs. yatırımlarla kendilerine koşulsuz itaat edecek bireyler yetiştirip onların saf duygularını kullanarak siyasi güç elde etmişlerdir. bünyelerine kattıkları insanların farkında olmadan verdikleri güçle siyasilerle iktidar hırsıyla pazarlıklara girmişlerdir. bu oluşumlar bu iktidar zamanında iyice güçlerini belli ettiler. umarım artık farkına varılır bu durumun. tabi bunların yanında siyasete girmeden sadece Allah rızası için yardımlar yapan, talebelere burs veren, fakirleri doyuranlar da var Allah onlardan razı olsun onlara hiçbir lafım yok. başımın üstündeler.
Topluluk manasındadır. Cemaat kendi mensupları dışındaki gruplarla müspet manada çokca etkileşime geçmeyen topluluklara verilen adken, cemiyet yine topluluk manasında olup ötekilerle iletişim halindedir. Bu haliyle Fethullah Gülen Cemaati ülke içindeki etkinliğini kaybetme noktasına geldiği için cemiyet olma yoluna gidecektir. inşallah hatalarından ders almışlardır.