amerikan motorolaya atigi kazigi esek gibi biz vergilerimizle odedigimizi bilen birinin oy vermeyecegi kisi. motorola parasini aldi hemde cem uzandan degil turk miletinden yani turkiye cumhuriyetinden aldi.
şu anda ntv de kendisine sorulan sorulara cevap veren daha doğrusu süper derecede kıvıran abd yle her koşulda karşı karşıya geleceğini ima eden pkkyı yok edeceğini kuzey ırakta abdyle karşı karşıya geleceğini söyleyen fakat nasıl yapacağını bir türlü açıklamayan akp ve dtp dışında tüm partilerle koalisyona sıcak baktığını söyleyen tayfun talipoğlu başta olmak üzere programdaki diğer konukların kendisine gülmemek için kendilerini zor tuttukları şahıs..
an itibarı ile ntv de kendisi ve ailesi ile ilgili soruları direkt - kapatalım bu konuyu diye geçiştiren ve malesef yakında muhalefet olarak mecliste göreceğimiz şahıs...ne olacak? meclise renk katacak. *
iktidara gelirse %50 şansımız olduğunu düşündüğüm şahsiyet. Ya ülkeyi ertesi gün satacak ya da Motorola gibi yabancı sermayeleri dolandırarak bizi krallar gibi yaşatacaktır.
23 temmuz 2007 itibariyle devrik bir medya lideri olacaktır. ne bir eksik ne bir fazla.. ama iyi karizma yapmıştır.
ayrıca adamı küçümsemeyin ordan burdan çaldığı oylar meclise sadece 2 (yazıyla iki) gudik partinin girmesine sebebiyet vermiştir. bu bakımdan yararlıdır. zararlı haşeratları öldürüyor diyebiliriz metaforik, gudik yaklaşımlarla bakarsak olaya..
23 temmuz 2007 itibariyle seçim sonuçları dahi resmen kesinleşmemiş olacağından...
23 temmuz'dan itibaren remi sonuçlar eğer açıklanırsa, cumhurbaşkanı tarafından en çok oyu alan kişiye hükümet kurma görevi verilecek ama bu kişi mutlaka hükümet kuracak salt çoğunluğa ulaşması gerekeceğinden...
kendisi zaten meclise gireceği üzerinde hem fikir olunan partilerle koalisyon köprülerini attığından...
tek başına iktidar olacak kadar etli pilav dağıtmadığından ...
23 temmuz 2007 itibariyle başbakan olması ancak aşağıdaki vaadin gerçekleşmesiyle mümkün olacak kişidir.
edit: children of bodom tarafından gelen bir mesajda "koalisyon yapılabilecek partilerle ipleri attığı" kısmında yanlış bilgi olduğu belirtildi. ben bunu onun ağzından değil buradaki örgütünden duymuyştum. ama tabi konuşmanın linkini vermek mümkün değil. * ama umarım 4-5 parti meclise girer. bunlar arasında da cem uzan olur da koalisyonu reddederse bu bilgi ona, yok koalisyon yaparsa da buradaki örgütüne kapak olsun. *
vaatleri diğer partiler tarafından söylenmeye başlanınca, bu sefer vaatlerinin başına mahmutpaşa esnafı misali "vallahi billahi, anam avradım olsun, namussuzum" tarzı eklemeler getirmeye başlamış beyaz gömlekli prens.
Çok az kişi tarafından ciddiye alınıyormuş gibi davranılan, siyaset arenasında kaybolup gideceği düşünülen ama başa geldiği günden itibaren sayın erdoğan'ın zor günlerinin mimarı olacağı kesin olan, otuz yaşında medya patronu olduğunu samyeli sayesinde öğrendiğimiz, yaşlı olmasına rağmen genç partinin lideri olan kişi.
Özel uçak ile Samsun'a gelen ve ViP yerine iç Hatlar Terminalinden çıkış yapan Uzan, kendisini karşılayanlara dalından kopardığı fındığı gösterip, "Namuzsuzum 8 lira (YTL) olacak" dedi. *
defne samyeli'nin sunduğu show haber'de icraatlarını nasıl gerçekleştireceği yalanını milyonların gözü önünde konuşmuş takiyeci kişilik. Defne samyeli'nin kahkahalarını zor tuttuğunu ekran karşısında anladık;Fakat işin garibi 23 temmuz sabahı kendinin birinci parti olacağını söylemeseydi.
defne samyeli ile yaptığı röportajda sanki tehditkar bir hava ile konuşmuş başbakan adayıdır.defne nin gereksiz sorular sorduğunu alenen beyan etmiş hatta sen anca kendi fikrini söyleyebilirsin sonuçta bi tane oysun diyerek ayarın incesini çekmiştir. gözleri fel fecir okuyarak soruları cevaplamış olmasıyla beraber , kadını sözleriyle ezmek için bayağı gayret sarfetti.
show tv'de seyrederken bir an icin sempati duydugum, sonra bu nedenle kendime cok kızmama neden olan düzenbaz başbakan adayı.artık rte'nin nasıl başbakan olduğunu anlayabiliyorum.demek ki neymiş:insan ülkesinin bir çıkmaza girdiğini düşündüğünde alternatif bir lider arıyormuş.sonra denenmemişi görüp o kişiye biraz sempati duyunca "bir de bunu deneyelim" diyerek oyunu kullanıyormuş.bu kişiden milyonlarca olunca da o zat başbakan olabiliyormuş.o halde benim üzerime düşen neymiş:klasikleşmiş seçmen duygusallığından ve anlık tepkilerden arınıp yeri geldiğinde bugün olduğu gibi kendime okkalı bir küfür sallayıp arayışlarıma devam etmekmiş.