son yaptığı açıklamalarda kendisine verilen cezayı çok bulduğunu söylemiş olan fütursuz insan müsfettesidir. 35 yaşında tahliye olduğunda yurtdışında uluslararası hukuk dalında eğitim almayı planladığını, mahkumiyeti süresince bu doğrultuda kendini geliştireceğini de açıklamalarına eklemeyi ihmal etmemiştir.
adil yargılandığına inanmadığı için hukuk okuyup avukat olmaya karar vermiş. kendisi öyle demiyor ama, içine sıçtığımın dünyasını biraz daha yaşanılır bir yer haline getirmektir muhtemelen maksadı.
bu içine sıçtığımın dünyası da, ortada, bizzat kendi anlattıklarına göre, darp için dahi tahrik unsuru içeren bir sebep yokken, mevcut şartlarda kendini savunma yetisi ve şansı olmayan 18'ini bile doldurmamış bir kızcağızı 29 yerinden bıçaklayıp öldüren, daha rahat taşıyabilmek kafasını testereyle kestiği cesedi bir çöp kutusuna atan, babasının nüfuzu ve parası sayesinde ortadan kaybolmayı başarıp 6,5 ay yakalanamayan ve teslim olmasa allah bilir ne kadar süre daha yakalanamayacağı belli olmayan birinin 15 sene hapis yatıp akabinde dalgasına bakabileceği bir dünya değil elbette.
böyle bir dünyanın içine sıçmıyor bile garipoğulları; kendileri gibi beyaz bokları kirlenir maazallah!
şimdi bu zengin züppesi 10 yıl sonra çıkar, babacığı ona avrupa'da krallar gibi bir hayat yaşatır. olan yine ölene olur.
umarım içeri de şişlerler ya da kazara bir yere düşer kafası falan dağılır da adalet yerini bulur.
ah pardon, bu özel bir hücredeydi değil mi? tabi ya....
üniversite sınavına gireceğini açıklamıştı en son.
Ailesi tazminat vermemek için "fakiriz biz :(" demişlerdi. Sonra gizli servetleri çıktı ortaya.
Böyle şerefsiz bir aileden böyle bir evlat çıkması ilginç mi???
gece gece aklıma gelen, genç bir kızı canice öldürmüş katil kişisi.
şimdi düşünün; bir erkek çocuğu. henüz 9-10 yaşlarında sırf dil öğrenmesi için yurt dışına gönderiliyor. hiç tanımadığı ailelerin yanında kalıyor. ne anne sevgisi var, ne baba sevgisi.
ben kendi çocukluğumu hatırlamaya çalışıyorum; annem-babam kavga ettikleri zaman bile nasıl korkar, geceleri uyuyamazdım. bir gün babam sarhoşken bana sarılmak istemişti de, nasıl korkmuştum. bu korku bilinçaltıma öyle bir işlemiş ki, geçen sene sarhoş bir arkadaşım bana babamın o halini hatırlattı * ve korkudan ne yapacağımı şaşırdım.
düşünüyorum; bu küçücük olaylar bile beni bu kadar etkilemişken, ne anne ne baba sevgisi görmeden büyüyen bir çocuk. katil olması için birinci sebep.
----
katil, sevgilisinin boğazını hunharca kesiyor. cinayetten sonra baba oğlunu saklıyor. anne evdeki kan lekelerini temizliyor, bıçakları saklıyor. * Allah korusun, ben böyle bir suç işlesem; annemin babamın beni korumasını bırak, olay yerinde döverek öldürürlerdi herhalde. cinayet işleyecek olsam bile annemle babamın korkusundan işleyemezdim. anne-baba bunu yapıyorsa, bu adam da o cinayeti çok rahat işler. nasılsa anne-baba her konuda arkasında. al sana katil olması için ikinci sebep.
----
anne kişisi * delilleri saklamaktan hapiste, genç adam kafa kesmiş o zaten hapiste. baba alemde. gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum. ve fotoğraftan adamın neşesi gayet belli oluyor. ya bu kadar vicdansız olunmaz:
her neyse. demem o ki; bir çocuk davranışlarını aileden alır, nasıl gördüyse aynen o şekilde yaşar. sen günlük iki bin lira harçlık verirsen çocuğa, onu doğurup yurt dışına gönderip cebine sadece para koyarak analık-babalık yaptığını düşünürsen, kızı kestiğinde onu polise vermek yerine delilleri ortadan kaldırıp çocuğu saklarsan; bu adam da katil olur arkadaşım.
bir katil nasıl yetiştirilir, harika bir örnek.
sadece münevver'in ölümüyle kalmadı bu olay. münevver'in ailesini zaten öldürdüler. farkındalar mı değiller mi bilmiyorum ama, kendi soyadlarını da öldürdüler. cem garipoğlu denen bu şahsın kız kardeşi günün birinde evlenmek istediğinde, erkek tarafının ailesi demeyecek mi, "bu kızın abisi kafa kesmiş oğlum" diye? diyecekler.
allah hiçbirimizin başına böyle bir olay vermesin. ama içimden geçen de şu ya, söylemeden edemeyeceğim; umarım garipoğlu ailesi, başta anne-baba, daha sonra da katil şahıs olmak üzere, yaptıklarının bin katını bulurlar umarım. allah hiçbir işinizi rast getirmesin.
edit: (#19399888) bu entryde "karabulut ailesi gayet rahat, biline" denmiş. o yazar arkadaşımıza, hiçbir şeyin dışardan göründüğü gibi olmadığını hatırlatmak gerek. bir insan üzüntüsünü belli etmek için 7/24 ağlamak zorunda değildir. bir insan gülerken de kahrolabilir. ben annemin, babamın, ablamın bu şekilde ölme ihtimalini düşündükçe kafayı yiyorum, evlat çok daha vahim bir durumdur eminim. önyargı kötü bir şey, vazgeçin.
enver nerede neler yapıyor gidene kadar neler yaptı bu yorumlar için fikir sahibi olmak gerekiyor . Münevver'in ailesi gayet rahat yaşıyorken Cem garipoğlu münevverin ailesini yaktı yıktı gibi söylemlerin saçma olduğunun bilinmesi gerek. Olan CEM gaipoğlu ve münevver karabulut'a oldu. Karabulut ailesi gayet rahat , biline.
kendisini çok suçlamıyorum. böyle bir aileden de böyle bir çocuk çıkardı. düşünsenize oğlu hunharca birini katlediyor, onu düzeltip suçunun sorumluluğunu üstlenmesini ve psikolojik destek almasını sağlayacaklarına adaletten kaçırıyor, programlara çıkıp "leave cem alone"(cem'i rahat bırakın) diye ağlıyorlar(hakikaten annesi ağladı). Aslında zenginler kadar kimse mağdur edebiyatı yapamıyor bu ülkede.bir yandan başbakan bir yandan garipoğlu ailesi... Açlıktan ölen fakirler bile sizin kadar mağdur edebiyatı yapamıyor yemin ederim ki.