babası nida garipoğlu'nun avukatı aracılığı ile yazdığı 3 sayfalık mektup ile nasıl bir aile olduklarını birkez daha ispatlamışlardır. hadi biraz empati yapayım onun yerine koyayım kendimi diyordum allah göstermesin ailemden bir böyle bir cinayet işlese gayri ihtiyarı vermek istemzdim diye düşünmeye zorlarken kendimi bugünkü hürriyet gazetesinde ki mektup herşeyi bitirdi. baba garipoğlu oğluna der ki; cem teslim ol, adalete güven istemeden bir kaza oldu arabayı duvara vurduk önemli değil üstü çizilmiş, sen sağsın ve iyisin bundan sonra gerekeni yapacağım oğlum. demek o kadar basit bir şey oğlun canlı canlı bir kızın boğazını kesti büyük ihtimalle biri ya da birileri de ona yardım etti, şeytanın aklına gelmeyen bir planla oğlunu aylarca sakladın ve bu basit bir çizik öyle mi. kimse kusura bakmasın ama böyle bir aile ve böyle bir evlat için empati kuramayacağım aksine nefretim bin kat daha arttı, dilerim ki alacağı ceza da hak ettiği gibi olur.
çok büyük bir hapis cezası almayacağını düşündüğüm katil. sonuç olarak devlet büyüklerimizden bazıları suçlu olarak zaten kurbanın ailesini göstermişti. kızlarına sahip çıksalardı bunlar olmazdı zihniyetinin olduğu bir ülkede bu çocuğa bir şey olmaz.
bırakın gitsin çocuğu* yazıktır yahu. biz nice çocukları gördük iki baklava dilimi çalıp kaçan; onlara 18 yıl verin koşun da. bir kişiyi katletti diye hapse atılır mı hiç bir çocuk?
bu adama verilen tepkiler de artık can sıkmaya başladı. yalnız buna verilen tepkinin diğer katillere de verilmesi gerektiğinin bilincinde bir ülkede yaşıyor olsaydım; vatandaş kendine gel diye haykırırdım, lakin...
babası tarafından kendisine yönelik şöyle bir mektup kaleme alınmış mahkum:
"işte o mektup
Nida Garipoğlu'nun ;Canım oğlum; diye başlayıp ;Seni hep sevdim, seviyorum, seveceğim. Baban; diye biten mektubu şöyle:
Bir hata yaptın kendini kaybettin
Bir kaza oldu. Çok zor günler geçirdin. Ailemiz de zor günler geçirdi. inşallah bu zor günleri de atlatacağız. Oğlum bundan sonra ne yapman gerektiğini yazıyorum. Avukat abini dinle. O çok tecrübeli ve aile dostumuz olan birisi. Tavsiyelerine uy. Her şeyi anlat. Avukatımız da bunu istiyor. Onun vurgulanmasını istediği şeyleri vurgula. Oğlum insanlar hata yaparlar. Utanılacak, acı duyulacak şeyler de yaparlar. Yapmamaları lazım ama hayatta bazen açmaz durumlar da oluyor. Sen de bir hata yaptın. Belli kendini kaybettin. Sonuç korkunç, ben de biliyorum ki içinde hep bir boşluk olacak. Ben de annen de, kardeşlerin de bu boşluğu dolduracağız. Birbirimize kenetleneceğiz. Geleceğe bakacağız. Allah'a dua ediyorum. Sen de dua et. Adalete güven.
Ne yapmış olursan ol seni çok seviyoruz
Canım babacığım, acı sevgiyle sağılacak. Sen de cezanı çekip çıkacaksın. Eski günlerdeki gibi hep beraber olacağız. Annem, kardeşlerin, halan, amcaların, kuzenlerin herkes seni çok seviyor. Hepimiz üzüldük ama geçmiş geri gelmez. Sen ne yapmış olursan ol. Biz seni seviyoruz, hem de çok. Ben her gördüğüm insana senin ne süper bir insan olduğunu söylüyorum.
Arabayı duvara vurduk önemli değil, sağsın
istemeden bir kaza oldu. Arabayı duvara vurduk. Önemli değil (üzeri çizilmiş) Sen sağsın ve iyisin. Bundan sonra gereken her şeyi yapacağım. Bu acıyı ve korkunu yenmen için her şeyi yapacağım. Yeni bir dönem başlayacak. Güçlü ol. inancını yitirme. Ümidini asla kaybetme. Ve inan son aylara göre çok daha iyi geçecek. Beni seni hiç yalnız bırakmayacağım. Seni kendi canından çok seven baban seni asla yalnız bırakmayacak. Hep yanında olacak. Oğlum canım benim.
Sakın heyecanlanma hatanla yüzleşeceksin
Ne olursa olsun, ne yaparsan yap, ben seni sadece destekleyeceğim. Senin gibi bir oğlum olduğu için hep şükrettim, sevindim. Bu mutluluğum, bu gururum, ben yaşadığım sürece hep devam edecek. Buradayken hep seni ve iyi şeyleri düşündüm. Göreceksin sayılı günlerin zamanla geçecek. Ailece eski günlerimizdeki gibi sizlerin başarılarını izleyeceğiz. Lütfen bugüne kadar yaptığın gibi babana güven, söylediklerimi yap. Avukat abine güven. Susma hakkını kullan derse kullan. Bu senin hakkın. Sakın heyecanlanma. Tekrar tekrar söylüyorum hatanla yüzleşeceksin. Neyse anlat. Benim için ne kadar zor olsa da artık teslim olman gerek diye düşünüyorum.
O ailenin belki daha çok ciğeri yanıyor
içim parçalanıyor ama aslan oğlum bil ki içi parçalanan sadece ben, bizim ailemiz değil. O babanın da, o ailenin de belki daha fazla ciğeri yanıyor. Bu acıyı anlatmak zor. Sen de acı çekiyorsun biliyorum ama hep dediğim gibi artık büyüdün. (Önce, ;büyüdün; yerine ;büyük bir adam oldun; diye yazılıp çizilmiş.) Çok iyi eğitim aldın. Hep başarılıydın. Beni hep gururlandırdın. Küçük bedenin, büyük yüreğin ve inancınla bu sıkıntılara da göğüs gereceğine inancım tam.
Umutsuzluğa kapılma.
NOT: Sağlığına dikkat et. Beslenmene dikkat et. Kaçmakla, hayata küsmekle hiçbir şey elde edemezsin. Unutma tek umudum sen ve kardeşlerinin benim emekliliğimde işleri eline alması.;
mektubu okuyunca içim parçalandı doğrusu. ne kadar da duygusal bir olay değil mi? "bir kaza" olmuş, ama oğlunu çok seviyormuş. bütün isteği işlerini ona devretmekmiş. o ailenin de canının yandığına çok üzülmüş. çok dokunaklı gerçekten. işte örnek bir baba ve oğul ilişkisi. ben baba olsam büyük ihtimalle böyle bir mektup çıkmazdı benden. onun yerine mesela "insan mısın lan sen? bizim ailemize sürdüğün bu lekeyi hakedecek ne yaptık? hiç mi acımadın o kızı doğrarken. senin gibi bir evladım yok benim artık." temalı bir mektup yazardım en kibarca şekliyle. buradan çıkarmamız gereken çok ders var sanırım. garipoğlu ailesini örnek almalıyım, almalısın. anne baba dediğin böyle olur. evladı ne yaparsa yapsın onun g.tünü yalamalıdır ideal bir ebeveyn. değil mi ya? ne olmuş sanki çocukcağız cinnet geçirip bir hata yapmışsa? evet kızın ailesine de yazık tabii, kızları doğrandı sonuç olarak babanın da belirttiği üzere( bu ne ince anlayış, bu ne hassasiyet tanrım!) ama bir hata(!) yüzünden de çocuğun hayatı mahvolmamalı, her koşulda ona destek çıkan bu örnek babayı takdir ediyorum.
dün gece içki masasında vatan kurtardığım bir arkada$ım öyle $eyler anlattıki $u an 10'da 1'ini bile hatırlamıyorum. bu anlatılan $eyler biraz farklı. sabaha unutmak gibi bir yanetkisi var. acayip çetrefilliki unutmak zorundasın sabaha. o derece $eyler anlattı.
sanırım $imdiye kadar bulunamamasının nedeni de insanların uyumak zorunda olmalarıymı$. insomnia'dan muzdarip ve kafaya bi$eyi koydumu yapan adam olarak bilinen hüseyin çapkın 7/24 uyutmadığı adamlarıyla da kolaylıkla çemberi daraltmı$tır elbet.
bu da yeni bir $ey daha. oh mon dieu. resmen gündem yaratıyorum.
ps: öhöm, $imdi illâ azıcık "bilgi" vermem gerekiyorsa $unu diyeyim, bu ya$anılan her $eyi kli$e deyi$le "analitik" irdelemek gerekiyor. süzgeç almalı elimize. ba$ka boyutları var i$in. özetle biz bir bok bilmiyoruz.
ha bu da garipoğlu sülalesini zerre savunmayan bir entry olarak, münevver'e ve hâlen faili meçhul olan bir tomar cinayetin kurbanlarına ithaf ediliyor. birileri jigsaw'dan "i wanna play a game" repliğini alıntılarken birilerinin kanı dökülüyor. onlarada "iğrençsiniz ibneler" demekten ba$ka hiçbir $ey gelmiyor içimden.
bu çocuğa ciddi anlamda acıyorum. yanlış anlaşılmasın cinayeti bi anda işlediği yada vicdan azabı çektiğini söylediği için değil. bir dünya düşünün ki hiç bir şeyden haberi olmayan bir bebeği gençliğinin en deli dolu döneminde katil yapabilecek bir kişiye dönüştürsün. yemeden içmeden kesilmek yerine sucuk ekmek yesin hiç bir şey olmamış gibi frank sinatra dinlesin.
cem garipoğlu'nun teslim olmasıyla herşey bitti zannediyoruz ama herşey daha yeni başlıyor.
Babasına yapılan yoğun baskı vs. türü şeylerden ötürü teslim olan ve 17 yaşında olduğunu söyleyen bir katildir.. Muhtaç olduğu arka sağlamlığı ve paranın da gözlerine bakınca zaten mevcut olduğunu anlıyoruz..
avukatı tarafından "aç, susuz, sucuk ekmeğe muhtaç kalan, gariban, öksüz bir çocuk" olarak yansıtılmaya çalışılan katil.
işin ilginç tarafı sucuk ekmek yemek zorunda kalıp cebinde 213 tl peşin para ile birlikte kendisine ait kredi kartının bulunmasıdır. harbiden büyük gariban lan...
linç etmek isteyenlere serzenişte bulunan bu "beyinsizler" hunharca doğranan kendi kızları olsaydı aynı medeni(!) tepkiyi verebilirler miydi acaba? hiç sanmıyorum.
belki de bu şiddetli tepkinin nedeni beyinsiz olmalarından değil, benzer bir suç işlemiş olmalarından /benzer bir suçu işlemek istediklerinden ya da böyle bir harekete teşebbüs ettiklerinden ileri geliyordur. öyle ya da böyle, şerefsiz caninin birini can siperhane savunabilen bir psikoloji normal değildir, o caniyle kendini özdeşleştirmiş olması müstesna. (bkz: anladın sen onu)
sözün kısası, bu cem garipoğlu denen mahluk eğer gerçekten bu suçu işlemişse -ki suçu kabul etmiş- ona karşı duyulan toplumsal tepki çok normaldir ve insanidir. anormal olan sanal marjinal imajlar çizmek uğruna gencecik br kızın maruz kaldığı vahşetin normal karşılanmasını beklemektir.
ulke acliktan bogu$urken, Mey Grubu'nun yonlendirdigi boyali basin'in, burgaz rakiya saldirmasina vesile olmu$ ki$idir..
Kucuk bir kizin ölümü ustunden, kapitalizmin "kar" ve "rekabet" yasalarinin, bir defa daha halkin gozunun icine sokulmasina neden olan cinayeti i$leyen "sakalli çocuk"tur.
