sesini ince yapabilen tek kişinin kendisi olduğunu sanan, liseli ergen emo ve tikkylerin pek bir bayıldığı, rock filan yapmayan, müzisyen de olmayan kişi.
buna müzisyen, iyi vokalist diyenin hayatında sadece 2 kişi dinlediğini varsayarım. diğeri zaten malum, ajdardır.
tanrıya şükredebilmektir onu dinlemek... o her acının dehşet labirentlerinde en umutsuz kaldığında tanrıya bir kelebek olup uçmak için yalvardığın anda arkadan bi rüzgarın esip seni yavaşça labirentin sonuna götürmesi gibidir... sonuna da imkansız, bitmiş, tükenmiş ve kirlenmiş aşkı ekleyendir. seni 3-5 dakikalık da olsa günahsız kılandır o ve onun sesi. koca bir ömür günahsız gibisindir çünkü defalarca onu dinlersin. hiç durmadan hiç bıkmadan.
muhteşem bir sesi olan ve bunu kullanmasını bilen fakat bazen gereğinden fazla kullanan ve parçalarında hoş durmayan sanatçı. özellikle yağmur ve sessizce adlı eserleri nedense tarafımca pek bi sevilmiştir. ayrıca ayrılık ve ah bir ataş ver gibi şarkıları da bulunmakta,cidden takdir ettiğim az sayıda sanatçıların arasındadır.
sesi 7 oktav diyorlar. diyenler gidip ölçütü mü bilemeyeceğim tabii ama iyidir sesi iyi.
etkileyicidir. göz doldurucudur. hüzün vericidir. sanki bi acı saklıdır sesinde. biraz titrek biraz emin kendinden. ama hep etkileyici. bunu der bunu söylerim abi.
aşk bu gece şehri terketti, yağmur ve sessizce isimli şarkılarının gerçekten de etkileyici olduğunu kabul etmek zorunda olduğum sanatçı.
gece dinlemek daha bir hoştur kendisini. duygulu bir sesi var. şarkılarının sözleri de gayet ustaca yazılmış.
neden bilmiyorum, uykulu ve ağlamaktan morarmış gözlerimin sakin ve biraz da hüzünlü şarkılar aradığı dönemlerde, düşüncelerim hep onun şarkıları üzerinde toplanmıştır. hala da öyle.
sakinleştirici etkisi yapabilir, sigaranızı yakıp, gecenin mor renginde kaybolan ağaçları izlerken sanki daha bir etkilidir.
dün gece borsa 312'de sahneye çıkmış kelimelerin kifayetsiz kalacağı bir sese sahip müzisyen.
düne kadar kendisinin tek şarkısını dinlememiş bendeniz, programın başlangıcında bir ara sahneye bakmadan arkadaşımla konuşurken tiz bir kadın sesi duymuş, sahnede kadın vokal olmadığını ve bu sesin cem adrian'dan çıktığını farketmemle dumurlara gark olmuşumdur. nispeten az olan kalabalık ve kendisine dokunabilecek kadar yakın durabilmemle de ankara'da olduğuma bir kez daha memnun etmiştir beni. gözlerini kapayarak şarkı söylemesini ve alkışlardan utanarak teşekkür etmesini görmek de ayrıca hoş olmuştur.
meraklısı için not; 31 temmuz, 7 ağustos ve 14 ağustos'ta farklı konseptlerle aynı mekanda sahne alacak. kaçırılmayası.
edit: farklı konsept derken şöyle ki;
17 temmuz - cem adrian rock
31 temmuz - cem adrian & piano
7 ağustos - cem adrian akustik trio
14 ağustos - cem adrian elektronik şeklinde olacak.