kısıtlı imkanlarla, başka hiçbir sanatçının gitmediği yerlere giden, neredeyse bütün ülkeyi dolaşan küçük adam. kesinlikle çok sevilesi ve saygı duyulası bir insandır. ayrıca canlı performansı mutlaka izlenmeli-dinlenmelidir. (bkz: ölmeden önce yapılması gereken şeyler)
eşcinsel olmasının kaymağını yiyen bir adet entelektüel görünmeye çalışan şarkıcı. şarkılarını çok dinledim ama o muhteşem oktavlı sesini pek alamadım nedense.
helal olsun adamı. tüm sesiyle, tüm hissedişiyle, tüm hissettirişiyle..
şu sıralar türkiye turnesinde. şehir şehir her yeri gezmekte. bulunduğum il sınırları içerisinde nisanın ilk haftası, kendisine kollarımı açıp büyük bir heycanla bekliyorum. kendisine nereden baksak 6 seneden beri fiilen hayranlıkla dinliyorum. hayranlığım ve saygım çok fazla.
lakin bu gece; janis joplin'in summertime parçası ile ilk defa karşıma çıktı. ekrana öyle huzurlu, hayranlığım kat be kat arta arta baktım ki, şarkı geçmiş bitmiş ben hala öyle hayran bakışlarla bakmakta idim.
(bkz: #11168923)
summertime'ı severek dinleyen bir bünyeye bu tip bir süprizle karşılaması, tarifsiz.
ruhumla bütün sanırım şu anda.
joplin 'den sonra gırtlağı zencileşen diğer beyaz bu adam olsa gerek.
bir gün beni intihara sürükleyecek olan sanatçıdır. bir insanın bütün albümü bu kadar güzel olabilir mi ya? oluyormuş işte.
(bkz: yarın çok geç bu gece ölmeliyim)
fazıl say'ın keşfettiği ses sanatçısı. ses aralığı ve bunu kullanışı muhteşemdir. aşağıda fazıl say ile örnek bir performansı mevcuttur, ancak gözleriniz kapalı dinleyip sonra şaşırmanız önerilir.
bildiğin falcıdır. her ne kadar fal bakılan bir kafede garsonluk yaptım dese de bu kadar çok müşterisi olan beyoğlu'ndaki bir kafedir burası ve kendisi kırıta sırıta fal bakmıştır burada.
--spoiler--
Hep aynı sessizlikle geliyor gece
Hep aynı yalan dolan masalları dinliyorum yine
Hep aynı yüzler, hep aynı sesler peşimde
Anlatamıyorum, inandıramıyorum kendime
Sen benim yarım kalan cümlelerimsin
Hiç söyleyemediğim, söylemediğim o sözlerim
Sen benim hiç ısınmayan ellerimsin
Hiç unutamayan, unutmayan o kalbim
Sen benim eksik kalan yerimsin
Kapattığım pencereler, güneşlere çektiğim o perdelerim
Sen benim hiç sevmediğim sessizliğimsin
Kaybettiğim yolum, korktuğum karanlık, hiç tutamadığım o yeminlerim
Sen benim terk ettiğim şehirlerimsin
Düştüğüm çukur, uzanan ellerim, hiç tutunamadığım gidenlerim
Sen benim kovulduğum cennetimsin
Eğdiğim yüzüm, sövdüğüm aydınlığa hiç açamadığım gözlerim.
--spoiler--
5 oktavlık insanüstü bir sese sahip sanatçıdır. Kadın, erkek, yaşlı, genç, kız çocuğu sesi çıkarabilir. Halk müziği de söylemektedir. Cem Adrian dinlenilmelidir. Fazıl Say, Cem Adrian için ilk konserlerinde 'Gidin, ilerde Cem Adrian'ın konserine gitmiştim, diyeceksiniz.' demiştir. Gerçekten böyle Dünya'yı sarsması gereken bir ses nasıl oluyorda hala bu kadar kısıtlı imkanlarda, sahnelerde çıkıyor anlaşılması güç.
son albümü ile insanı ölüme rahatlıkla götürecek olan insan. kendi nasıl yaşıyor şaşıyorum! bu kadar melankoli, bu kadar hüzün, adamı ya öldürür ya ruh hastası yapar! sanırım şimdilik 2. sini tercih ediyor... sonu yavuz çetin gibi olmaz umarım. albümde aylin aslım ve murat yılmazyıldırım ile düet yaptığı şarkılar çok fena! uzak durun derim şahsen!
(bkz: herkes gider mi)
(bkz: ağladıkça)
inanılmaz derecede kötü müzik yapan bir arkadaşımız.
yani bizim memleketimizin insanına güzel reklam ile her şeyi yaptırabilirsin. bu adamı da çok iyi sattılar açıkçası. alıcı kitlesini iyi belirledirler; orta zeka seviyesine sahip, entelektüel olduğunu sanan ve bu sanrısını herkese göstermek amacında olan ergen bünyeler. plan en başından beri gayet başarılı olarak yürütüldü. satan sattı alan aldı. her iki tarafta memnun görünüyor halinden.
bu adam kalitesiz işler yapan bir şahsiyet, dinleyenleri ise çakma entelektüel. ne güzel lan!
tek kelimeyle "gereksiz" sahne insanı. yaptığı şey kesinlikle müzik değildir! beğenenlerin en yakın kulak-burun-boğaz doktoruna görünmeleri tavsiye olunur...
bugün balıkesirdeydi ve yine muhteşemdi.çıkarmış olduğu binbir çeşit sesle kendiyle düet yapar gibiydi. ama keşke biraz daha fazla şarkı söyleseydi. tadı damağımızda kaldı.