"cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir" veya atalarımızın dediği gibi "iyilikten maraz doğar". bir insan bütün kalbiyle bir eylem gerçekleştirir ama aslında o yaptığı iyilik değildir veya daha büyük felaketlere neden olur.
cafer yıldönümünde karısı figene bütün iyi niyeti ile büyük elmas bir yüzük alır fakat o göt kadar elmas için kaç kişi ölür, kaç insan bok içinde yaşar onu bilmez.
cafer ve figen çifti çocuklarını örnek vatandaş olsunlar diye yetiştirirler. kanunlara uymayı, başka inançlara , cinsiyetlere, ırklara, tiplere saygıyı öğretirler. ama bir düşünün, çocuklarımıza farklılıkları bu kadar gösteriyor olmamız da ayrımcılık tohumları ekmekle aynı olmuyor mu? küçük cafer ve figen'i kör mü ediyoruz? böylece sadece bizi ayıran farklılıkları ve benzer yanlarımızı görebiliyorlar.
einstein bütün iyi niyetliyle atom fiziği çalışmalarında çığır açar bilinmezliklere ışık tutar fakat bu buluş daha sonra hiroşima ve nagasaki'de insanların canlarını alır.
basit bir hastalık için ellili yaşlardaki erkek hastaya iyileşmesi için bazı ilaçlar verilir fakat bu ilaçlar hastada iktidarsızlığa neden olur. iktidarsızlık sonucu kişide oluşan stres kalp krizini tetikler ve adam ölür.
peki cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla mı döşenmiştir? dolambaçlı yollardan mı gitmemiz lazım?
hayır! sadece ilk adımımızı atmadan önce sonuçları hesaba katmamız lazım, çünkü iyi, kötüye dönüşebilir hemde göz açıp kapayıncaya kadar.