ve duşunduk ki her şey cehennem
bir bakışta
ve cehennem
başarılmamış bir savaştır
dünyanın ortasında kullanılmamış bir su cehennem, insanin kendi ciğeri **
"Bir defasında kadının biri çocuğunu kaybetmiş, deli gibi bir oraya bir buraya koşuyor, yavrusunu arıyor, bulduğu yabancı çocukları da bağrına basıp hemen oracıkta emdiriyordu
Kadının bu heyecanını gören Efendimiz (sav) yanındakilere;
-Böylesine şefkatli şu kadın hiç yavrusunu ateşe atar mı, diye sordu
-Atmaz! dediler
Efendimiz (sav) de tasdik etti;
-Ben de öyle biliyorum, atmaz, dedikten sonra buyurdu ki:
-işte Allah (cc) da bu kadından çok fazla merhametlidir Kullarını ateşe atmaz, onlar kendilerini ateşlik amelin içine atmadıkça! "
"Bir yolculuktan dönülüyordu Mola verilmiş, bir kadın da ateş yakarak hazırlık yapmaya başlamıştı Ateşin alevleri yükselince kadın koşuşturan çocuğunun ateşe düşmesinden korktuğu için hemen onu bağrına bastı ve ateşe düşmesi halindeki dehşeti de tasavvur ederek buna gönlünün dayanamayacağını hayal edip orada bulunan Efendimiz (sav)e dönerek sordu:
- Sen Allah (cc)ın peygamberisin değil mi? Efendimiz (sav) de;
- Hiç şüphen olmasın, buyurdu
Bunun üzerine kadın şöyle dedi:
- Allah (cc)ın kullarına merhameti bir ananın yavrusuna olan merhametinden daha çok değil mi?
Efendimiz (sav):
- Hiç şüphen olmasın öyledir, buyurunca kadın:
- Öyle ise bir ana yavrusunu ateşe atmaz, diye sızlandı
Efendimiz (sav)in gözleri yaşardı da buyurdu ki:
- Yüce Allah (cc) ancak kendisine isyan edenleri ateşe atar Müstahak olmayanları asla!"
Yazarın Notu : Kabul edelim ki her ülke kendi adalet sistemini mükemmele yakın yapmak istese bile mükemmeli yakalayamaz yapılan bir çok şey cezasız kalır. Masum milyonlarca kişinin vahşice öldürülmesiyle sonuçlanan olayların faillerinin yaptıklarının karşılığını görememesi insanın yüreğini sızlatıyor. Peki Allah'ın suçsuzca can veren kişilere merhametini değerlendirmek gerekmez mi? Allah şüphesiz adalet sahibidir ve yapılanlar karşılığını bulmalıdır.
--spoiler--
ne korkunçtur; tanrının caniliğine işarettir ki yoktur aslında tümüyle ütopyadır! nasıl ama nasıl büyük bir yaratıcı olduğuna inanıp da böyle bir yerin dahi var olduğuna inanabilir insanlar! anlamazlar mı ki böyle bir inancın temelinde korku yatar; anlamazlar mı ki cehennem denilen yerin varlığı bir yüce varlık tarafından değil de bir canavar tarafından yaratıldığımıza işarettir. demeyin sakın "günah işleme" diye, demeyin nafile! bu dünya insani kavramlarla, ahlakla, geleneklerle süslü bir dünyadır. elbette bazıları herkes tarafından benimsenmiş; herkesin kalbine görünüşü acıyla işlenmiştir. fakat insan pişman olmak zorundadır ölünce, eğer çıkacaksa yaratıcının karşısına ve yaratıcı, her şey bitmişken nasıl yakabilir, artık günah işleyemeyecekken bu ceza niçindir!? öyle ya şu fani dünyada tüm bu caniliklere göz yuman o varlık; o yaratıcı elbette zamanı gelince kendisi de yakar! peh peh ben işte bu yüzden sevemedim, bu yüzden anlamadım. ne küçük cahil bir çocuğun çığlıkları bunlar; ne ölmek üzere bir ihtiyarın son serzenişleri; ne de başka bir dönemden geçen adamın küçüklüğünden kalan gözyaşları...bir insana ait olamaz bu şikâyat, bu tehevvür! tanrı denen varlığa yüklenemez bir insan! değil mi...? ben sadece insandan daha basit düşünen bir varlığım.
--spoiler--
bu yazı ne zaman olduğunu kestiremediğim bir günde tarafımca yazılmış ve sözlüğün "sakla" eklentisi ile bu başlık altına bırakılmıştır. şimdi ise farklı bir yazı yazacağım, ancak üstteki spoiler'ımda yazanları silmeye gönlüm el vermedi; her ne kadar birtakım fikir değişikliklerine gitsem de temelde aynı şeyi savunuyorum, sadece farklı bir bakış açısıyla...
cehennem yoktur! burada tanrının varlığını değil, cehennemin varlığını tartışıyorum! tanrının kudretini kabul edenlere sesleniyorum burada! ey inananlar, tanrının kudretinden ve merhametinden şüpheniz yok değil? o, hepimizden daha merhametlidir. bunu söylüyorsunuz. peki bu durumda cehenneme, o acımasız ateşlerin bulunduğu yere nasıl inanabilirsiniz? siz gerçekten herhangi bir acı çığlığı dinlemeye katlanabilir misiniz? ben dayanamam, o çığlık kime ait olursa olsun dayanamam. tanrı nasıl dayanacak? tanrınız yakabilecek mi, dinleyecek mi tüm o çığlıkları? eğer merhametinden şüphe etmediğiniz bir tanrıya inanıyorsanız, aynı anda cehenneme inanamazsınız. kötülük ve iyilik kavramları kapsamında canilik diye addedilen bütün her şeyin bir sebebi vardır. bunları düşünmeyi duygular önler çoğu zaman. affedilemeyecek insan yoktur, hele ki inanıyorsanız bundan şüphe bile duymamalısınız. ruhsal acı fiziki acıyla dindirilemez. önlenemez de. anlayışsızlık ve duygudaş olamama göstergesidir bu. tanrıysa bunların hepsine sahip olmalıdır.
söylesenize,
tanrı adaleti acıyla mı sağlayacak?
madem cehennem yok adalet nasıl sağlanacak diye sormalısınız. tanrıya inanmamak da bu sorudan kaçış yoludur...
hristiyanlara göre müslümanların sonsuza kadar yanacağı mekan. şimdi ben kararsızım. mantıken hristiyanların sayısı müslümanlardan daha fazla. adamlar güzel medeniyet de kurmuş. sanki onların iddiası daha inandırıcı. ama anam babam müslüman, o zaman islam doğrudur. boşver kim okuyacak şimdi incil'i falan.
insanlar tarafından en çok yanlış anlaşılan şey gibi geliyor bana. insanların toplanıp işkence gördüğü bir mekan fikri çok "insanca". büyük ihtimalle insanların anlayabilmesi için çok basitçe, böyle ateşler var yanacaksınız şeklinde özetlenmiştir. işin arkasında çok daha karmaşık bir yapı olmalı bence.
örneğin tamamen gerçek sandığımız bir ortamda yaşayacaklarımız ile yaptığımız kötü şeylerin ne kadar yanlış olduğu bize gösterilebilir. yani silent hill gibi ne bileyim.
bunu ben uydurdum şimdi de, bedensel işkence görülecek bir yer olmadığı kesin bence.
--spoiler--
Cehennemden korkuyorum. Kabuslarıma giriyor. Rüyamda cehennemin girişindeydim. iblisin biri bana doğru geliyor. Sonra da "em bakalım şeyimi" diyor. Sonra... iblise bir süre saksofon çaldıktan sonra.... sonra işim bittiğinde cehennemi idare eden adam, bana doğru geldi ve "Dostum ona sakso çekmene gerek yoktu. O dışarıda öylesine takılıyordu. Senin azabınla bir ilgisi yoktu. Burada sonsuza kadar kalacaksın. Bu işi bir sürü iblise yapacaksın. O yüzden girişte kendi kafana göre iş yapma." dedi. Kendimi aptal gibi hissettim. Çünkü iblis yüzüme ateş karıncalarını boşaltmıştı.
--spoiler--
kadim mısırlılar'ın ortaya attığı kavram. daha önceleri kozmogonik diyagramda cehemnem diye bir şey yoktu.
önce kendi kafalarından set adını verdikleri şeytanı yarattılar. sonra bu kötü varlığa bir nufuz alanı bulmak gerekti. ona da cehennem dediler. öğretilerine göre burası hiç sönmeyen kükürtlü alevlerle dolu bir yerdi. oraya atılan ruh ebediyen orda kalır ve sonsuza kadar yanardı.
fakat şöyle bir şey var ki spirituel bilgilerimize göre ruh, madde değil, süptildir. dolayısı ile hiçbir element ruha dokunamaz, zarar veremez. çünkü ruh maddenin oluşmasını sebeb olan yaratıcı güçtür.
şayet elementler ruha etki edebilse idi ruh, mesela ruzgar her estiğinde oradan oraya savrulup durmaz mıydı ?
günahkarların acı çekeceği mekandırivayetlere göre aşırı sıcaktır, ama imgeseldir böyle şeyler, zebaniler odun taşımıyorlardır ,cehennemdeki işkence dünyadaki istemediğimiz tüm herşeyi yaşamamızdır belki de, ayrıca kimileri bunun bir tercih olduğunu sanar ,ben cehenneme gitmek istemiyorum gibi abuk bir laf söyleyip,her haltı yerler, e misliman sorarım sana sen yanmayacaksan kim yanacak,bu mekan niye tasarlandı, neden yaratıldı , bu masumluğumla ben mi yanacağım *
Yahudilikte zannedilenin aksine cehennem kavramı vardır.Hatta cehennem kelimesi muhtemelen kadim ibranicede gözyaşı vadisi anlamına gelen "gehinnom" sözcüğünden türemiş olabilir.Sadece yahudiler belli bir süreden başka kendilerine azap edilmeyeceğine inanırlar. Bu sürede maksimum bir yıldır. O yüzden bir yıldan sonra ölünün ardından yas tutulmaz.
(bkz: hacı koş sözlüğe hahamlar dadanmış.)