- Eşitlik. UEFA CDB ve UEFA Temyiz Kurulu bu ilkeyi ihlal etmemektedir.
Eşit muamele ilkesi, farklı olgularla ilgili farkı davaların farklı zamanlarda
farklı kurallara görülmesi ile ilgili değildir. Eşitlik, benzer davaların benzer
bir şekilde ele alınmasından ibarettir, farklı davaların benzer bir şekilde ele
alınmasından değil.
- Spor cezası düzeyi. Temyiz Edenin iddialarında, hafifletme, ya da
cezanın orantısallığı ile ilgili hiçbir şey bulunmamaktadır. Bu davanın
olguları ve koşulları göz önünde bulundurulduğunda, uluslararası kulüp
müsabakasından (Kulübün TFF tarafından çekilmesi sonucunda fiili olarak
yaşanan bir yıllık men edilme durumuna ek olarak) iki yıl için men
edilmenin nasıl olup da orantısız olduğunu anlamak mümkün değildir,
özellikle de suçun süresi ve ağırlığı ve Temyiz Edenin en kıdemli
yöneticileri tarafından bütün şike programının koordine edilme şekli
hesaba katılırsa. UEFA, ister sözde büyük kulüp olsunlar, ister küçük
kulüp olsunlar, suçlulara uygun şekilde ceza verilmesi konusunda
kararlıdır. Bu nedenle, UEFA Temyiz Kurulu tarafından verilen cezalar
yerinde, adil ve doğru gerekçelere dayanmaktadır hatta Temyiz Eden
için fazlasıyla cömert oldukları bile söylenebilir. Temyiz Edilen Karar
bütünüyle onaylanmalıdır: onaylanmaması spor dünyasına trajik ölçüde
hatalı bir mesaj verecektir.
110) Temyiz dilekçesi, UEFA Statüsü (2013 versiyonu) Madde 62(3)
uyarınca belirlenen on günlük süre içerisinde sunulmuştur. Dilekçe, v CAS
Yasası Madde R48de belirtilen bütün koşulları yerine getirmiştir.
111) Neticede temyiz dilekçesi kabul edilebilir niteliktedir.
112) CASın tartışmalı olmayan yargılama yetkisi UEFA DY (2008
versiyonu) Madde 47den kaynaklanmaktadır. Bu maddede şöyle
denmektedir:
UEFA Statüleri disiplin kurulları tarafından alınan hangi kararların hangi
koşullarda Spor Tahkim Mahkemesine götürüleceğini belirler.
UEFA Statüsü Madde 62(1)de de aşağıdaki ifade yer almaktadır:
Bir UEFA organı tarafında alınan herhangi bir karara, bir temyiz tahkim
kurulu olması nedeniyle özellikle CAS nezdinde itiraz edilebilir, bu durum
herhangi bir normal mahkemeden ya da başka bir tahkim mahkemesinden
feragat edilmesi sonucunu doğurur.
116) Fenerbahçe UEFA Temyiz Kurulu nezdindeki duruşma sırasında usul
ve organizasyon ile ilgili konular (yani süreler, delillerin kabul edilebilirliği,
kurulların oluşumu, vb.) ile ilgili olarak UEFA DY 2013ün uygulanmasına
halihazırda itiraz etmiş bulunmaktadır. Gerçekte, usul ve organizasyon ile
ilgili konular UEFA DY 2012ye göre ele alınmalıdır. Bunun nedeni de
davanın geçmişidir. Fenerbahçe aleyhine açılan UEFA disiplin
soruşturması, UEFA Genel Sekreterinin UEFA CDB Başkanına gönderdiği 7
Temmuz 2012 tarihli yazı ile başlamıştır. Bu nedenle Fenerbahçe UEFA
disiplin soruşturmasının UEFA DY 2012 uyarınca başlatıldığının şüphe
götürmez bir gerçek olduğunu kabul etmektedir.
117) UEFA, davanın esasıyla ilgili olarak UEFA Statüleri (2010) ve UEFA DY
2008in (yani disiplin suçları işlendiği sırada yürürlükte olan UEFA Disiplin
Yönetmeliğinin) geçerli olduğunu, 2011/2012deki olaylarla ilgili olarak da
o sezon için UCLRnin geçerli olduğunu ileri sürmektedir. Usul ile ilgili
olarak ise 1 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe giren UEFA DY 2013ün
geçerli olduğunu ileri sürmektedir.
118) CAS Yasası Madde R58de aşağıdaki ifadeler yer almaktadır:
Tahkim Kurulu yargılamayı tarafların belirledikleri ülke hukukuna ve
yürürlükte olan mevzuata göre yapar veya böyle bir seçeneğin
bulunmaması durumunda, itiraz edilen kararı yayınlayan federasyonun,
derneğin ya da sporla ilgili kurumun ikamet ettiği ülkenin yasalarına göre
veya Kurulun uygulanmasını uygun göreceği hukuk kurallarına göre yapar.
Bu son durumda kurul kararını gerekçelendirmek zorundadır.
119) Kurul, UEFA Statüleri (2010) Madde 64(1)de aşağıdaki hükmün yer
aldığını belirtmektedir:
Bu Statüler her yönden isviçre hukukuna tabidir.
120) Böylece taraflar (usul ve organizasyon ile ilgili olarak geçerli olan
UEFA DY versiyonu hariç) UEFAnın çeşitli yönetmeliklerinin uygulanmasını
kabul etmişlerdir. Tamamlayıcı olarak isviçre hukukunun uygulanacak
olmasına taraflar itiraz etmemiştir. Bu nedenle Kurul, FIFAnın çeşitli
yönetmeliklerinde bir boşluk olması durumunda isviçre hukukunun
uygulanmasını kabul etmeye ikna olmuştur.
121) Usul ve organizasyon hakkında UEFA DYnin geçerli versiyonuyla ilgili
olarak Kurul, tarafların UEFAnın Fenerbahçe aleyhine disiplin
soruşturmasını başlattığı zaman ile ilgili olarak ihtilaf halinde olduklarına
dikkati çekmektedir. Fenerbahçe bu soruşturmanın, UEFA Genel Sekreteri,
UEFA CDB Bakanına 7 Haziran 2012 tarihli yazıyı gönderdiğinde
başladığını ileri sürmektedir. UEFA ise disiplin soruşturmasının, UEFA
Disiplin ve Dürüstlük Hizmetleri Başkanının 10 Haziran 2013 tarihli yazısı
ile başladığını iddia etmektedir.
122) Her ne kadar Kurul, UEFA CDBnin Fenerbahçe aleyhine disiplin
soruşturmasını resmi olarak ne zaman başlattığını belirleyemese de,
Fenerbahçenin böyle bir soruşturmadan en geç 17 Haziran 2012de
haberdar olduğunu tespit etmektedir. Bu tarihte UEFA Disiplin
Hizmetlerinden bir UEFA Hukuk Müşaviri, bir UEFA Disiplin Müfettişine
gönderdiği dâhili bir e-postanın ekinde, Fenerbahçe aleyhine disiplin
soruşturmasının başlatılmasını talep eden 7 Haziran 2012 tarihli yazıyı da 35
göndermiştir. Bu e-postanın bir karbon kopyası (CC), Fenerbahçenin iki eposta
adresine daha gönderilmiştir.
123) Her halükarda, UEFAnın, UEFA Disiplin Müfettişinin ve
Fenerbahçenin ek yazılı belgeler sunmasına izin verildiğine karar
verildiğinin ve UEFA CDBnin bu konuyla ilgili nihai kararı beklenirken
Fenerbahçenin 2012/2013 Şampiyonlar Ligine katılabileceğinin belirtildiği
21 Haziran 2012 tarihli kararı aracılığıyla, Fenerbahçe disiplin
soruşturmasının başlatıldığından kesin olarak haberdar olmuştur.
124) UEFA DY(2013) 1 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girdiğinden ve
UEFA Fenerbahçe aleyhine disiplin soruşturmasını, UEFA DY (2012)
yürürlükteyken açtığından, Kurul usul ve organizasyon konularıyla ilgili
olarak UEFA DY 2012nin geçerli olduğu sonucuna varmıştır.
125) Kurul, konunun özüne girmeden önce, şikenin tanımı hakkında
birkaç söz söylemek istemektedir. Kurul, her iki tarafın da sunduğu
belgelerde ve dilekçelerde sürekli olarak şikeden, Temyiz Edenin işlediği
iddia edilen suç olarak bahsettiğine dikkati çekmektedir.
126) Bu açıdan taraflar CASın şikeyle ilgili önceki kararlarıyla bazı
paralellikler kurmuşlardır: Pobeda (CAS 2009/A/1920), Oriekhov (CAS
2010/A/2172) ve Meszaros & Poleksic (CAS 2010/A/2266). Bununla
birlikte Kurul, yukarıda atıfta bulunulan CAS kararları ile mevcut dava
arasında temel bir fark olduğu kanaatindedir.
127) Yukarıda bahsi geçen kararlarda üçüncü şahıslar (yani suç örgütleri),
maç sırasında oyuncuları, hakemleri ya da kulüpleri belirli bir şekilde
davranmaya teşvik ederek maçın sonucunu etkilemeye teşebbüs
etmişlerdir. Oyuncular, belirli bir miktar para karşılığında kötü oynamaya
ikna edilebilirler. Bu, mutlaka oyunculardan takımlarının maçı
kaybetmesini sağlamalarının beklendiği anlamına gelmez; rüşvet verilen
bir oyuncunun maçın çeşitli bölümlerini etkilemesinin gerektiği (örn. Bir
korner atışına neden olmak, kırmızı kart görmek, ya da krikette olduğu
gibi kötü atış yapmak) anlamına da gelebilir. Buna genel olarak spot şike
denilir. Maçta şike yapan üçüncü şahıs, maçın sonucuyla
ilgilenmemektedir, daha çok bahis oynanabilecek belirli olayların meydana
gelmesiyle (örn. Maçtaki ilk kornerin deplasmanda oynayan takım için
olacağına bahse girmek) ilgilenmektedir. Üçüncü şahıslar, neticede
gerçekleşen bir olay üzerine yapılan bahislerden büyük paralar kazanabilir.
128) Bununla birlikte mevcut davada böyle bir durum söz konusu değildir.
Kurulun bildiği kadarıyla, maçların sonuçlarını ya da bazı unsurlarını
etkileyerek kazanç elde etmeye çalışmış üçüncü şahıslar
bulunmamaktadır. UEFA Temyiz Edeni çok sayıda maçın sonucunu kendi 36
çıkarı (yani, Türkiye Süper Ligi 2010/2011 sezonunu kazanmak) için
etkilemekle suçlamaktadır.
129) Kurula göre, mevcut dava modern şikeden farklı olarak klasik
şike olayıyla ilgilidir. Bununla beraber Kurul, yukarıda anlatılanları göz
önünde bulundurduktan sonra, Temyiz Eden, futbol maçlarının sonucunu
doğrudan veya dolaylı olarak etkilemekle suçlandığı için, şikenin yanlış
bir terim olmadığı ve en az modern bağlamındaki şike kadar sporun
bütünlüğü (dürüstlüğü) açısından kötü olduğu kanaatine varmıştır.
130) Kurul, mevcut davanın kabaca iki bölüme bölünebileceği
görüşündedir. ilk bölüm, Fenerbahçenin usule ilişkin ve formel konularla
ilgili itirazlarını içermektedir. Bunlar muhtemelen Kurulun davanın esasına
girmesini engelleyen konulardır. Fenerbahçe tarafından gündeme getirilen
usule ilişkin ve formel konuların doğasına göre, ancak Kurul usule ilişkin
ve formel konuların, davanın esasına dair yargılamayı engelleyecek
nitelikte olmadığı sonucuna varırsa, kendisinin, Fenerbahçenin şike
faaliyetlerine katılıp katılmadığı ve/veya şike faaliyetleri dolayısıyla
cezalandırılmasının gerekip gerekmediği konusunda karar vermesi
gerekecektir.
131) Yukarıda anlatılanların ışığında Kurul, eğer gerekli görülürse,
Fenerbahçenin gerçekten de şike faaliyetlerine katılıp katılmadığı (g) ve
daha sonra da yine gerekli görülürse, UEFA tarafından verilen cezanın
uygun olup olmadığı (h) sorusuna cevap vermeden önce Fenerbahçenin
yaptığı usule ilişkin ve formel itirazlar hakkında hüküm verecektir (a-f).
ekleme: cas'a giden deliller yalan ve uydurma ihtimalinden söz eden şapşalaklara madem deliller yalan ve uydurma idi aynı yalan ve uydurma delillerle trabzonspor'u fenerbahçe neden şikayet etti diye sormak gerekir.
132) Yukarıda anlatılanlar ışığında, Kurul tarafından hakkında hüküm
verilecek ana konular aşağıdaki gibidir:
1) Usule ilişkin ve formel yönler:
a) res judicata hukuk ilkesi UEFA tarafından ihlal edilmiş midir?
b) UEFA CDB Kararı ve Temyiz Edilen Karar, ne bis in idem ilkesini ihlal
etmekte midir?
c) UEFA CDB, Fenerbahçe aleyhine disiplin soruşturması açma yetkisine
sahip miydi ve cezalar yasallık ilkesi uyarınca mı verildi?
d) UEFA, UEFA Genel Sekreterinin 23 Ağustos 2011 tarihli yazısı nedeniyle
Fenerbahçe aleyhine disiplin soruşturması başlatmaktan alıkonulmuş
mudur?
e) UEFA, kişilerle ilgili olarak elde edilen bilgilerin düzeyinin, onlar aleyhine
bir ceza uygulamak için henüz yeterli olmadığını düşünürken
Fenerbahçeye ceza verebilir mi?
f) Disiplin soruşturması, çeşitli usul haklarının ihlal edilmesinden dolayı
UEFAya geri gönderilmeli midir?