294) Fenerbahçenin, UEFAnın dayandığı çeşitli telefon dinlemelerinin
yanlış ya da hatalı bilgiler olduğu iddiasıyla ilgili olarak Kurul,
Fenerbahçenin, kendisinin sunduğu Çeviri Revizyon Raporunda şu görüşte
olduğuna dikkati çekmektedir: Orijinal çevirinin, dilbilimsel açıdan çok
kalitesiz olduğu, çok sayıda bilgi ve dilbilgisi hatası içerdiği, ve
çevirmenlerin ingilizceyi çok az bildiği, çevirinin birçok bölümü
düzeltilemeyecek kadar kötü olduğu için çevirinin tekrar en baştan
yapılmasını gerektirdiği düşüncesindeyiz. Kurul, Çeviri Revizyon
Raporunda yer alan çevirilerin kalitesiyle ilgili çıkarsamayı kabul
etmektedir; bununla birlikte, eğer çeviriler ile ilgili hiçbir spesifik itirazda
bulunulmadıysa, telefon dinlemelerinin çevirilerinin doğru kabul edileceği
sonucuna varmıştır. Bununla birlikte, Temyiz Eden tarafından spesifik
itirazlar yapılırsa, Kurul bunları incelemesinde değerlendirmeye alacaktır.
Bu nedenle Kurul, tek tek maçlarla ilgili telefon dinlemeleri eleştirel bir
şekilde değerlendirecektir; bununla birlikte Kurul, daha önceden bir telefon
dinlemesinin içeriğinin yanlış çevrildiğinin kabul edilmesinin, bütün telefon
dinlemelerinin delil olarak göz ardı edilmesi anlamına gelmeyeceğini açıkça
ifade etmek istemektedir. Bu açıdan Kurul, orijinal Türkçe telefon
dinlemelerinin TFF Etik Kurulu, TFF PDFK, TFF Temyiz Kurulu ve istanbul
16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş (değerlendirmeye
alınmış) olmasının önemli olduğunu düşünmektedir. UEFA Disiplin
Müfettişinin, telefon dinlemelerinin bazı bölümlerini cımbızla seçtiği
iddiasıyla ilgili olarak, Kurul, Fenerbahçenin de hatalı olduklarını
göstermek için bazı telefon dinlemelerinden alıntıları cımbızla seçtiğine
dikkati çekmek istemektedir.
295) Kurul, Fenerbahçenin sunduğu ve UEFA soruşturması boyunca göz
ardı edildikleri iddia edilen delilleri de kesinlikle dikkate açacaktır. Kurul bu
sayede UEFA CDB ve UEFA Temyiz Kurulu nezdindeki soruşturmalar
boyunca meydana gelmiş olabilecek her türlü usul hatasını düzeltiyor
olacağından emindir.
296) Kurul Fenerbahçenin UEFA CDB nezdindeki disiplin soruşturmasında
kendi yetkililerinden bazılarının tek tek savunmalarına atıfta bulunduğunu
ve mevcut tahkim davasındaki yazılı sunuşunda bu kişilerin argümanlarını
özetlediğini gözlemlemektedir. Buna istinaden Kurul, Fenerbahçe
tarafından hazırlanmış olan özetlere dayanacak ve sadece gerektiğinde tek
tek savunmaları ele alacaktır.
297) Kurul, UEFAnın, Fenerbahçenin UEFA CDB tarafından mahkum
edildiği beş maçtan sadece dördü üzerinde odaklandığını
gözlemlemektedir. Bu itibarla Kurul yalnıza bu dört maçı değerlendirmekle
görevli olduğu sonucuna varmıştır. Ek maçlarla ilgili olarak yapılan her
türlü suçlama göz ardı edilmiştir. Sonuç olarak her ne kadar UEFA CDB ve
UEFA Temyiz Kurulu Fenerbahçeyi, 8 Mayıs 2011de oynanan Karabükspor
Fenerbahçe maçından dolayı suçlu bulduysa da, Kurul, bu maçla ilgili
olgular ihtilaflı olduğu için ve UEFAnın da bu maçla ilgili suçlamalarını
somutlaştıramadığı için bu maçı değerlendirebilecek durumda değildir.
298) Kurul, Fenerbahçe tarafından temin edilen finansal raporların
prensipte, mevcut konu ile çok az alakası olduğu düşüncesindedir. CAS
içtihadında tekrar tekrar belirtildiği gibi, yolsuzluk, doğası itibariyle,
gizlidir zira olaya karışan taraflar, yanlış davranışlarının ardında hiçbir iz
bırakmamak için hileli yollara başvuracaklardır (CAS 2010/A/2172 para.
70). Finansal kayıtların, resmi hesaplara hiçbir şeyin transfer edilmediğini
göstermesi, paranın resmi olmayan hesaplara transfer edilmediği, ya da
daha muhtemelen nakit olarak verilmediği anlamına gelmez.
299) Kurul aynı zamanda TFF yetkilileri tarafından ilgili maçlarda
REDACTED edilen maç raporlarının sınırlı bir önemi olduğu sonucuna
varmıştır. Bu TFF yetkililerinin sahada herhangi bir şüpheli eylem
görmemiş olması, şike yapılmadığı anlamına gelmez. Bir oyuncunun kötü
ya da düşük performansla oynadığı her durum, mutlaka o maçta şike
yapıldığı anlamına gelmez. Futbol doğası itibariyle hataların yapılabildiği
bir oyundur. Burada söz konusu olan, Fenerbahçe yetkililerinin şike
faaliyetlerine doğrudan veya dolaylı olarak karışıp karışmadığıdır. Maçlarda
gerçekten şike yapılıp yapılmadığı bu açıdan önemli değildir. Örneğin, bir
oyuncuya belirli bir maçta gol atmaması için para teklif edilmişse, bu, o
oyuncunun kötü oynamak zorunda olduğu anlamına gelmez. Şike kendisini
çok çeşitli şekillerde gösterebilir. Bir maçta şike yapma girişimi genelde
maç meydana gelmeden önce gerçekleşir; oyundaki performans şikenin
sadece sonucudur. Bu itibarla, maçın gerçekten etkilendiğine dair herhangi
bir delil gerekmemektedir.
300) UEFA’nın, Fenerbahçe’nin bir kurum olarak UEFA DY Madde 5’i ihlal
ettiği iddiasıyla ilgili olarak, Kurul bunun doğru olmadığı kanaatindedir. Bir
tüzel kişilik yalnızca o tüzel kişiliği temsil eden ya da onun adına hareket
eden kişilerin (yani yetkililerinin) faaliyetleri vasıtasıyla şikeden dolayı
sorumlu tutulabilir. Kurul, Temyiz Eden’in UEFA Katılım Formunu doğru
doldurmadığı için geçerli UEFA yönetmelikleri uyarınca bir disiplin ihlali
yapmadığını belirttiğinden, Fenerbahçe’ye bir kulüp olarak ceza vermek
için tek zemin, bir kulüp olarak yetkililerinin eylemleriyle ilgili
sorumluluğudur.
301) Kurul, Başkan Aziz Yıldırım’ın, Yönetim Kurulu Üyesi Bay
Ekşioğlu’nun, Başkan Yardımcısı Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun, Finans
Direktörü Tamer Yelkovan, Menajer Cemil Turhan, ve Yönetim Kurulu
Üyesi Alaeddin Yıldırım’ın Fenerbahçe yetkilileri olduğu konusunda
herhangi bir ihtilaf bulunmadığını belirtmektedir.
303) Temyiz Edilen Karar’da şu ifadeler yer almaktadır:
“Temyiz Kurulu, Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Bay Ekşioğlu’nun,
2010/2011 Türkiye Süper Ligi’nde 7 Mart 2011’de oynanan Gençlerbirliği –
Fenerbahçe maçında yapılan şikede doğrudan rol oynadığı konusunda
rahat tatmin (ikna) olmuştur. Çeşitli delil unsurları, özellikle de Polis
Raporu’nda, Etik Kurulu raporunda, TFF disiplin kurullarının kararında ve
16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında bulunanlar bu sonucu
desteklemektedir.”
304) Fenerbahçe, UEFA Temyiz Kurulu’nun bu çıkarsamaları, Polis
Raporuna, Etik Kurulu raporuna, TFF disiplin kurullarının kararına ve
istanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına dayandırdığını ileri
sürmekte ve Temyiz Edilen Karar’ın i) ödemelerin yapıldığının iddia edildiği
oyuncuların adını ii) yapıldığı iddia edilen bu ödemelerin miktarını ve iii)
teklif edildiği iddia edilen diğer teşvik primlerini belirtemediğini iddia
etmektedir.
305) TFF’nin ve istanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin daha önceki
soruşturmalarına dayanarak Fenerbahçe, bu oyuncuların kim olduğunu
sadece tahmin edebileceğini ileri sürmektedir. 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne
sunulan iddianameden, Gençlerbirliği’nin dokuz oyuncusunu INDICT etmek
için yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de bu oyuncuların şike yapmakla
suçlanmadığı çıkartılabilir. 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bu maçla
ilgili olarak şike yapmakla suçlanan tek oyuncu, Gençlerbirliği kalecisi Bay
Serdar Kulbilge’dir.
306) Fenerbahçe Bay Kulbilge ile ilgili suçlamaların muhtemelen
Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Bay Ekşioğlu’nun Fenerbahçe’nin Finans
Direktörü Bay Tamer Yelkovan’dan – daha sonra şike için kullanıldığı iddia
edilen - parayı istediği telefon dinlemelerine ve Fenerbahçe kaleci
antrenörü Bay Öztürk ile Bay Kulbilge arasındaki konuşmaya (Bay Kulbilge
geçmişte Fenerbahçe için oynadığında bu kişiler birbirleriyle yakın temas
halindeydiler) dayandığını varsaymaktadır.
307) Bay Ekşioğlu’na ilişkin iddialarla ilgili olarak Fenerbahçe, Bay Ekşioğlu
geçmişte, oyuncu vergilerinin ödenmesi için daha önce Fenerbahçe’ye borç
verdiğini söylediğini ileri sürmektedir. Bu konuşma polis tarafından
kaydedilmemiştir. Finans direktörüne ifade edilen talep yalnızca bu borcun
geri ödenmesiyle ilgilidir. Bay Ekşioğlu daha sonra bu parayı, Fenerbahçe
için yapılan bir inşaat için kullanmıştır. Bütün bu işlemler, Bay Ekşioğlu
tarafından savunmasının bir parçası olarak sunulan mali kayıtlarda yer
almaktadır.
308) Bay Kulbilge’yle ilgili olarak Fenerbahçe, kendisinin Fenerbahçe’nin
eski bir kalecisi olduğunu ve dört yıl boyunca Bay Öztürk’ün gözetiminde
çalıştığını ifade etmektedir. Her ikisi de tanık ifadelerinde bu süre içinde
arkadaş olduklarını belirtmiştir. 2008 yılında ikisi de Fenerbahçe’den
ayrılmıştır. Kulbilge bir kaleci olarak yeni bir iş bulabilmiş ama Bay Öztürk
yeni bir iş bulamamıştır. Bay Öztürk, maddi sıkıntılar içindeyken, bu zor
günleri atlatabilmek için arkadaşı Bay Kulbilge’den borç almıştır. Neticede
Bay Öztürk Fenerbahçe tarafından tekrar işe alınmıştır ve Bay Kulbilge’ye
olan borcunu ödemek için çalışmaya devam etmiştir. Bay Öztürk borcunu
iki taksit olarak geri ödemiştir: 5.000 TL’yi (2.000 Avro) 22 Mart 2011
tarihinde ve geri kalan 6.000 TL’yi de 5 Eylül 2011 tarihinde geri
ödemiştir. Buna istinaden Fenerbahçe, bir Gençlerbirliği oyuncusuna
yapılan yegâne ödemelerin, arkadaşlar arasındaki bir borcun ödenmesi
olduğunu, Temyiz Edilen Karar’da belirtildiği gibi şike için bir ödeme
olmadığını ileri sürmektedir. Ayrıca Fenerbahçe bir Süper Lig oyuncusuna
4.200 Avro tutarında bir ödeme yapmanın, bir şike belirtisi olarak kabul
edilemeyeceğini iddia etmektedir. CAS nezdinden gerçekleşen duruşmada
Fenerbahçe, Bay Kulbilge’nin 16 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından şike
nedeniyle mahkûm edilmediğini de ifade etmiştir.
309) Son olarak Fenerbahçe, Gençlerbirliği kaptanı Bay Orhan Şam’ın
tanık ifadesine atıfta bulunmaktadır. Bay Şam, oyuncuların hiçbirinde
şikeyle ilgili bir şey duymadığını ifade etmiştir.
310) UEFA, TFF Etik Kurulu tarafından varılan sonuçları, TFF’nin birinci
derece ve temyizdeki disiplin kararlarını, ve istanbul 16. Ağır Ceza
Mahkeme’sinin kararını takip etmektedir.
311) istanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin vardığı sonuçlarla ilgili olarak
UEFA, mahkemenin şikenin olmadığı sonucuna varmadığını ifade
etmektedir. Mahkeme, bir şike teşebbüsünün olduğunu, ama bu
eylemlerin bu hareketi suç kabul eden Yasanın yürürlüğe girmesinden
önce gerçekleştiği sonucuna varmıştır.
312) UEFA bu maçla ilgili olarak olguları aşağıdaki şekilde sunmaktadır:
“Aziz Yıldırım ilhan Ekşioğlu’na ve menajer Mehmet Şen’e, Gençlerbirliği
Spor Kulübü yöneticilerinin oyuncularına kötü oynama emri verdirmeleri
için talimat verdi.
1 Mart 2011 tarihinde ilhan Yüksel Ekşioğlu menajer Doğan Ercan ile
buluştu. Bu buluşmada Doğan Ercan ona, şike yapmaları için
Gençlerbirliği’nden belirli oyuncularla anlaştığını söyledi. Ertesi gün 2 Mart
2011’de ilhan Yüksel Ekşioğlu şikeyi Aziz Yıldırım’a bildirdi. 5 Mart 2011’de
ilhan Yüksel Ekşioğlu maçtan sonra oyunculara dağıtılacak olan parayı
Doğan Ercan’a verdi. Doğan Ercan da Gençlerbirliği kulüp menajeri olan
Zafer Önder ile temasa geçti.
Ayrıca Mehmet Şen maçın sonucunu etkileme faaliyetlerine devam etti.
ilhan Yüksel Ekşioğlu’nu, Gençlerbirliği’nin takım hakkında bilgilendirdi.
Dahası, Gençlerbirliği yardımcı koçu Cengiz Demirel ve (Gençlerbirliği
kulübünün menajeri olan) Zafer Önder ipek aracılığıyla Gençlerbirliği’nin
kalecisi olan Serdar Kulbilge iletişime geçti ve onunla Fenerbahçe lehine
anlaşma yaptı. Aynı zamanda müsabakadan önce kaleci Serdar Kulbilge’ye
sezonun sonunda onu Fenerbahçe’ye transfer etmeyi vaat ettiler.
7.3.2011 günü saat 20.00’de Gençlerbirliği – Fenerbahçe maçı başladı;
maçın ilk yarısı 2-2 berabere bitti; daha sonra ilhan Yüksel Ekşioğlu Doğan
Ercan’ı aradı ve oyuncuların beklendiğinden daha iyi olduğunu söyledi ve
onu uyardı. Maçın sonucu Gençlerbirliği: 2 – Fenerbahçe: 4 idi.
Gençlerbirliği kalecisi Serdar Kulbilge bu maçta kaleciydi. Ama maçtan
sonra Aziz Yıldırım 100.000 doların iade edilmesini istedi çünkü
Gençlerbirliği oyuncuları iyi oynamıştı.
16 Mart 2011’de Cengiz Demirel ve ilhan Yüksel Ekşioğlu, oyuncuların
maçtaki iyi performanslarıyla ilgili sorunu çözmek için bir araya geldiler.
Cengiz Demirel bir ödeme yapılmamasını kabul etti ve yalnızda kaleci
Serdar Kulbilge’ye ödeme yapılmasında anlaştılar. Para, Fenerbahçe’nin
kaleci koçu Murat Öztürk aracılığıyla Serdar Kulbilge’ye aktarıldı.
313) Kurul, yukarıda anlatılanları göz önünde bulundurarak, Gençlerbirliği
ile Fenerbahçe arasındaki maçta Fenerbahçe yetkilileri tarafından şike
yapılmasıyla ilgili olarak UEFA’nın temin ettiği belirli delillere
odaklanacaktır.