d) UEFA, UEFA Genel Sekreterinin 23 Ağustos 2011 tarihli yazısı
nedeniyle Fenerbahçe aleyhine disiplin soruşturması başlatmaktan
alıkonulmuş mudur?
23 Ağustos 2011 tarihinde UEFA Genel Sekreteri Bay Gianni Infantio, TFF
Başkanına, diğer şeylerin yanı sıra aşağıdaki ifadeleri de içeren bir mektup
göndermiştir.
Bir yandan da bir üye federasyon mensubu kulüp kendi ulusal yönetim
organı hızlı ve etkili karar aldığı için bizim müsabakalarımızdan ihraç
edilirken, diğer yandan aynı zamanda başka bir üye federasyon mensubu
kulübün bizim müsabakalarımıza sadece ulusal yönetim organı gereğini
yapmadığı için katılabilmesi UEFA için tahammül edilemez bir husus
olduğunu anlayacaksınızdır. Bu durum UEFAnın yıldırmak yerine
azmettirmek istediği futbolun güçlü ve etkili bir şekilde yönetimine örnek
teşkil eden uygulamaları ve şike vakaları ile mücadelede etkin olan ulusal
federasyonları cezalandırmak olacaktır. Ayrıca bu derece kritik önemdeki
konulara ilişkin benzer yaklaşım politikası izlemez isek, bu sadece UEFA
kulüp turnuvalarının dürüstlüğü ve saygınlığına zarar vermeyecek, aynı
zamanda eşit muamele ilkesine de aykırılık teşkil edecektir.
Bildiğiniz üzere, UEFA Şampiyonlar Ligi Talimatı (2011/2012 versiyonu)
uyarınca Nisan 2007den itibaren ulusal ve uluslararası düzeydeki
müsabakaların sonucunu etkilemeye yönelik herhangi bir faaliyete
doğrudan ve/veya dolaylı olarak karışmış olan herhangi bir kulüp
turnuvaya katılım uygunluğunu kaybeder. Uygunsuzluk süresi bir yıl
boyunca geçerlidir.
Sonuç olarak, şu anda var olan deliller ışığında, bizce Fenerbahçenin bu
sezon UEFA Şampiyonlar Ligine katılma uygunluğu olmadığı
görülmektedir. Ayrıca, bu şartlar altında Fenerbahçe için uygun davranış
şeklinin bu sezon için UEFA Şampiyonlar Ligine katılmaktan vazgeçmek 58
olacağı ortadadır. Alternatif olarak Kulüp, TFF tarafından şampiyonadan
çekilebilir.
Vurgulamak isteriz ki, eğer bu yollardan herhangi birine başvurulmaz ve
UEFA, Kulüp hakkında kendi disiplin soruşturmasını açmak zorunda kalırsa
(şimdi veya önümüzdeki aylar içinde), özellikle Kulübün, Nisan 2007den
beri hiçbir şike eylemine katılmadığı yönünde doldurduğu Katılım Kriteri
formunda yalan söylediği konusunda suçlu bulunması halinde, verilecek
nihai ceza muhtemelen çok daha ağır olacaktır. Verilebilecek nihai ceza
konusunda bir tahminde bulunmamız mümkün olmamakla birlikte, bazı
diğer olaylarda şike yapan kulüplerin (örneğin Pobeda) UEFA kulüp
şampiyonalarına katılmaktan sekiz yıla kadar men edildiklerini
belirtebiliriz.
Konunun bütünlüğü açısından, sizi uyarmak zorundayız ki, eğer TFF, bu
konu ile ilgili şimdi hareket etmezse bu durum TFF hakkında da gerekli
disiplin adımlarının atılmasına yol açacaktır. Anlayacağınız üzere UEFA,
tüm bu şartlar altında Fenerbahçenin bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligine
başlaması ve sonrasında şike olaylarına karıştığının nihai olarak
ispatlanması nedeniyle ihraç edilmesini kabul edemez.
216) Sonuç olarak, Kurulun çoğunluğu UEFAnın Temyiz Eden aleyhine
disiplin soruşturması başlatma yetkisine sahip olduğu ve şikeyle ilgili
olarak Temyiz Edene verilen cezaların yasallık ilkesine uygun olduğu
(yani, maddi ve bölgesel kapsamın, UEFAnın kural ve yönetmeliklerinde
açık ve net bir biçimde tanımlandığı) kanaatindedir. Bununla birlikte Kurul,
UEFAnın, Katılım Formu gerçeğe aykırı bir şekilde doldurulduğu için
Temyiz Eden aleyhine disiplin soruşturması başlatma yetkisinin
bulunmadığı sonucuna da varmıştır.
215) 2011/2012 UEFA Şampiyonlar Ligi sezonu için UEFA Katılım
Formunun bilerek gerçeğe aykırı bir şekilde doldurulması suçuyla ilgili
olarak Kurul, bunun, UEFA DY 2008 Madde 5 esasında UEFA tarafından
cezalandırılabilecek bir suç olmadığı kanaatindedir. UEFA DY 2008 Madde
5, bu formun gerçeğe aykırı bir şekilde doldurulmasını suç kabul eden açık
ve net bir hüküm içermemektedir. Katılım Formunun kendisinde de, 57
formun gerçeğe aykırı bir şekilde doldurulmasının UEFA tarafından açılacak
disiplin soruşturmasına neden olacağı ifade edilmemektedir. Kurul ayrıca
Temyiz Edenin, farklı bir şekilde düzenlenmedikçe, bir Katılım Formunda
bir suçu itiraf etmemenin, (özellikle de formun doldurulması sırasında iddia
edilen suç ile ilgili olarak herhangi bir soruşturma başlatılmamışsa) ayrı bir
suç olarak cezalandırılamayacağı iddiasını da benimsemektedir.
214) Son olarak Kurulun büyük çoğunluğu, bu kararın müteakip Bölüm
dsindeki gerekçenin, UEFAnın, UCLR Madde 2.06 esasında Fenerbahçe
aleyhine disiplin soruşturması başlatma yetkisine sahip olduğu sonucunu
desteklediği kanaatindedir zira UEFA Yazısı, daha o zaman bile (23
Ağustos 2011) UEFAnın yalnızca bir yıllık bir men cezasından daha ağır bir
cezanın uygulanabileceği düşüncesinde olduğunu daha o zaman ifade
etmektedir. Kurulun çoğunluğu UEFA uygulamasının, UEFA DY 2013
Madde 23(4) yürürlüğe konmadan önce de UEFAnın ulusal maçlardaki şike
olaylarında kulüpler aleyhine disiplin soruşturması başlatma yetkisine
sahip olduğu düşüncesinde olduğunu gösterdiği ve böylece bu yetkinin, bu
yeni hükmün yürürlüğe girmesiyle yaratıldığı düşüncesiyle çeliştiği
kanaatindedir.
213) Kurulun çoğunluğu, yönetmelerin bu şekilde yorumlanmasının, UEFA
CDBnin, Türk Futbol Kulübü Beşiktaş ile ilgili 21 Haziran 2013 tarihli
kararı tarafından da desteklendiği kanaatindedir. O kararda, Beşiktaş
2013-2014 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne katılmaya uygun değildir
denmiştir, ama şu ifadeler de eklenmiştir: Bu karara rağmen, sırası
gelince Beşiktaş JKye başka disiplin cezaları uygulama hakkı saklıdır. Bu
dava da Türkiye ulusal ligindeki bir şike olayıyla ilgilidir.
213) Kurulun çoğunluğu, yönetmelerin bu şekilde yorumlanmasının, UEFA
CDBnin, Türk Futbol Kulübü Beşiktaş ile ilgili 21 Haziran 2013 tarihli
kararı tarafından da desteklendiği kanaatindedir. O kararda, Beşiktaş
2013-2014 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne katılmaya uygun değildir
denmiştir, ama şu ifadeler de eklenmiştir: Bu karara rağmen, sırası
gelince Beşiktaş JKye başka disiplin cezaları uygulama hakkı saklıdır. Bu
dava da Türkiye ulusal ligindeki bir şike olayıyla ilgilidir.
212) Kurul, 23 Mayıs 2013 tarihinde UEFA DY 2013te çok sayıda düzeltme
ve yapısal değişiklik yapıldığını ifade etmektedir. Şüphesiz ki, UEFAnın
ulusal maçlardaki şike olayları ile ilgili yetkisi, UEFA DCnin 2013
versiyonunda daha açıklığa kavuşmuştur. Zaten UEFAnın kendi
yönetmeliğinde değişiklik yapmasının ardında yatan niyet de budur.
Kurulun çoğunluğu UEFA CDBnin yetkisinin UEFA DY 2013 Madde 23(4) ile
daha da genişletildiği, ama bu genişlemenin ulusal şike olaylarıyla ilgili
olmadığı kanaatindedir. Kurulun çoğunluğu bu yetkinin, UEFA DY 2013
yürürlüğe girmeden önce, UEFA Statüleri Madde 50(3) ve UEFA DY 2008
Madde 5 ile birlikte UCLR Madde 2.05 ve 2.06 neticesinde var olduğu
kanaatindedir. Kurulun çoğunluğu UEFAnın ek yetkiye atıfta bulunmasının,
sadece şike suçlarıyla ilgili daha geniş bir kapsamı olan Madde 23(4)teki
ciddi ihlalin tanımı ile açıklanabileceği düşüncesindedir.
211) UEFA Bakanından bahseden ve Temyiz Eden tarafından da alıntılanan
basın duyurusu yasal olarak bağlayıcı bir belge değildir ve üstelik, Kurulun 56
çoğunluğuna göre UEFAnın sirkülerinin içeriği ile kısmen de olsa
çelişmektedir. Bir yandan basın duyurusu, UEFA disiplin kurullarına ek
yetkinin verildiğini ifade etmektedir. Diğer yandan ise sirküler, UEFA
CDBnin, UEFAnın geçmişte yetkisinin olduğu ve bu yetkinin şimdi
(yenden) teyit edildiği şeklinde yorumlanabileceğini teyit ettiğini ifade
etmektedir.
210) Kurulun çoğunluğu, UEFA DY 2013 Madde 23(4)ün yürürlüğe
sokulmasının, UEFAnın, normalde ulusal federasyonlar tarafından ele
alınması gereken ama kendisi açısından özellikle önem taşıyan konularda
disiplin yetkisinin bulunduğunun bir teyidi olduğunu düşünmektedir.
209) Bu açıdan UEFA, UEFA DY 2013 Madde 23(4)ü yürürlüğe
koymasının, (Olympiakos Volou (CAS 2011/A/2528) ile ilgili olayda CAS
tarafından teyit edilen) halihazırda var olan UEFAnın, bir takımın kendi
uluslararası şampiyonasına katılmaya uygun olunmadığını ilan etme ve
ulusal ve uluslararası maçlardaki şike olayları ile ilgili ek disiplin cezaları
verme yetkisinin herhangi bir şekilde sınırlı olduğu anlamına gelmediğini
ileri sürmektedir. UEFAnın bu gibi olaylarda geçmişte de yetkisi vardı,
şimdi de var.
208) UEFA DY 2013 Madde 23(4)ün lafzına, basın duyurusuna ve
UEFAnın, kendisinin yargılama yetkisiyle ilgili önceki disiplin kararlarına
istinaden Temyiz Eden, UEFAnın, UEFA DY 2008e göre ulusal
şampiyonalardaki disiplin ihlalleri ile ilgili bir disiplin yetkisinin
bulunmadığını teyit ettiğini, bu yetkinin ancak UEFA DY 2013 Madde
23(4)ün yürürlüğe konmasıyla yaratıldığı sonucuna varmaktadır.
207) 31 Mayıs 2013 tarihinde UEFA üyelerine bir sirküler (No. 24/2013)
göndermiştir. Bu sirkülerde, diğer şeylerin yanı sıra, aşağıdakiler yer
almıştır:
Yeni UEFA Disiplin Yönetmeliği, üç hedefi gerçekleşmek üzere
hazırlanmıştır: (...) (iii) UEFA disiplin kurullarına, yolsuzluk ve şike ile ilgili
meselelerde belirli yetkiler vermek, ayrıca onların şike olaylarıyla ulusal
düzeyde daha etkili bir şekilde mücadele etmesine olanak tanımak.
Ve
Üçüncü olarak, UEFA Kontrol ve Disiplin Kurulunun, bir UEFA üyesi
federasyonun ve/veya onun üyelerinin, futbolun özüne zarar veren
özellikle şike, yolsuzluk ve doping suçlarını cezalandırmaması ya da bu
suçlara uygun bir ceza vermemesi durumunda UEFAnın yargılama
yetkisini teyit eden yeni bir madde yürürlüğe girmiştir.
206) 23 Mayıs 2013 tarihinde, UEFA, diğer şeylerin yanı sıra aşağıdakilerin
de ifade edildiği bir basın duyurusu yayınlamıştır:
Şike konusunda, UEFAya üye federasyon futbolun özüne zarar veren
suçlara ceza vermezse ya da bunları uygun olmayan bir şekilde
cezalandırmazsa UEFA disiplin kurullarına ek bir yetki verilmiştir.
Hedeflenen suçlar özellikle şike, yolsuzluk ve doping ile ilgilidir.
204) Duruşma sırasında taraflar, 2013 yılında UEFAnın UEFA DY 2013
Madde 23(4)ü değiştirmiş olmasına ne kadar önem verilmesi gerektiği
konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Kurul, bu maddede aşağıdaki hükmün
yer aldığını gözlemlemektedir:
Kontrol ve Disiplin Kurulu, UEFAya üye federasyon ve/veya onun
üyelerinin, UEFAnın yasal hedeflerinin ciddi bir şekilde ihlal edilmesi
durumunda uygun bir şekilde soruşturma açmaması durumunda yargılama
yetkisine sahiptir.
203. Olympiakos Volou ile ilgili konuda UEFAnın, idari ceza ile disiplin
cezasını tek bir disiplin soruşturmasında birleştirmeye karar vermiş
olması, Kurula göre, UCLR Madde 2.06da belirlenen kriterler uyarınca
bunun her zaman böyle olacağı anlamına gelmez. Kurul, UEFAnın Temyiz
Eden aleyhine başlattığı disiplin soruşturmasını iki kola ayırma hakkının
bulunduğuna karar vermiştir. Davanın idari ceza ile ilgili soruşturma ve
disiplin cezası ile ilgili soruşturma şeklinde iki kola ayrılması,
şampiyonanın dürüstlüğünü korumak amacıyla uygulanması gereken idari
ceza açısından hızlı hareket etme zorunluluğu tarafından haklı
gösterilebilir. Kesin ve uygun bir disiplin cezasının uygulanması da
davanın daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir.
202. Olympiakos Volou davası ile mevcut konu arasındaki bir fark da,
Olympiakos Volouda idari cezanın ve disiplin cezasının aynı disiplin
soruşturmasında ilan edilmiş olmasıdır. Mevcut davada ise bahsi geçen iki
aşamalı süreç uygulanmaktadır. Kurul, TTFFin Temyiz Edeni 2011/2012
UEFA Şampiyonlar Liginden geri çekmiş olmasının, UEFAyı, aksi durumda
bir yıllık men cezası ile birlikte uygulayacağı başka bir cezayı vermekten
alıkoymaması gerektiği sonucuna varmıştır.
201) CAS Kurulu, Olympiakos Volou kulübü ile ilgili olayda yukarıda ifade
edilenle aynı fikirde idi zira (UCLR Madde 2.05in eşdeğeri olan) Madde
2.08 uyarınca bir yıl boyunca Avrupa müsabakalarına katılmaktan men
cezası ve ayrıca kulübün, (UCLR Madde 2.06nın eşdeğeri olan) UELR
Madde 2.09 uyarınca katılmaya hak kazanacağı gelecek üç UEFA kulüp
şampiyonalarına katılmaktan men cezası verdi. Bu ceza beş yıllık bir
deneme süresi için ertelenmiştir. UEFA ve CAS, ulusal bir şike olayında
idari bir cezayı bir disiplin cezası ile birleştirmişler ve UEFAnın, bir
kulübün ulusal bir müsabakada şike yapmasına disiplin cezası vermekteki
yetkisiyle ilgili görünüşe göre hiçbir sorun yaşamamışlardır. Her ne kadar
CAS kurulu Olympiakos Volou olayında verdiği kararda bu konuyu ele
almadıysa da, neticede bir ceza verilmiş olmasına bakarak Kurul, diğer
CAS kurulunun da, mevcut davadakiyle aynı hükümler esasında kendisinin
yetkili olduğu sonucuna vardığı çıkarsamasında bulunmaktadır.
200) Kurulun çoğunluğu bunun farklı bir şekilde yorumlanması halinde,
ulusal bir maçta açık bir şekilde şikeye karışan ve UEFA şampiyonalarına
katılma hakkı eden bir kulüp ile ilgili olarak UEFAnın (UCLR Madde 2.05
uyarınca) yalnızca asgari cezayı verebileceği ve başka bir ceza
veremeyeceği (zira UCLR Madde 2.06 geçerli olmayacaktır) bir durumla
karşı karşıya kalınacağı düşüncesindedir. Kurulun çoğunluğu bir yıl süreli
şampiyonalara katılamama cezasının, şike gibi ağır bir suç için oldukça
kısa olduğunu düşünmektedir ve buna istinaden, Kurulun çoğunluğu
UEFAnın, UEFA Statüleri Madde 50(3) ve UCLR Madde 2.05 ve 2.06yı
yazarken niyetinin bu olmadığı sonucuna varmıştır.
199) Kurulun çoğunluğu, UCLR (2011/2012) Madde 2.06 aracılığıyla
UEFAnın, ulusal maçlardaki şike olaylarına UCLR (2011/2012) Madde 2.05
uyarınca idari cezalar uygulama yetkisinin, UCLR (2011/2012) Madde
2.0 uyarınca disiplin cezaları uygulayacak şekilde genişletildiği, yani UEFA
DY 2008 Madde 5in bölgesel kapsamının artırılmasının devam ettirildiği
düşüncesindedir.
198) Kurul, UCLR (2011/2012) Madde 2.05in UEFAya ulusal maçlardaki
şike olayları ile ilgili olarak yetki tanıdığının taraflar arasında ihtilaf konusu
olmadığına dikkati çekmektedir. UEFA DY 2008 Madde 5(1)(a) normalde
sadece UEFA tarafından organize edilen şampiyonalar için geçerli olsa da,
UCLR (2011/2012) Madde 2.05 aracılığıyla bu hükmün bölgesel kapsamı
yerel olayları da içerecek şekilde genişlemektedir. Bu durum, UEFAnın,
ulusal şike suçlarında bir açık çeke sahip olduğu anlamına gelmemektedir.
Ulusal şike olaylarıyla ilgili yetki, UCLR (ve UEFA Avrupa Ligi
Yönetmelikleri bundan sonra UELR olarak anılacaktır) tarafından
verilmektedir. Böylece UEFAnın yetkisi yalnızca bu UCLRye (ve UELRye)
tabi olan kulüpler ile sınırlıdır.198) Kurul, UCLR (2011/2012) Madde 2.05in UEFAya ulusal maçlardaki
şike olayları ile ilgili olarak yetki tanıdığının taraflar arasında ihtilaf konusu
olmadığına dikkati çekmektedir. UEFA DY 2008 Madde 5(1)(a) normalde
sadece UEFA tarafından organize edilen şampiyonalar için geçerli olsa da,
UCLR (2011/2012) Madde 2.05 aracılığıyla bu hükmün bölgesel kapsamı
yerel olayları da içerecek şekilde genişlemektedir. Bu durum, UEFAnın,
ulusal şike suçlarında bir açık çeke sahip olduğu anlamına gelmemektedir.
Ulusal şike olaylarıyla ilgili yetki, UCLR (ve UEFA Avrupa Ligi
Yönetmelikleri bundan sonra UELR olarak anılacaktır) tarafından
verilmektedir. Böylece UEFAnın yetkisi yalnızca bu UCLRye (ve UELRye)
tabi olan kulüpler ile sınırlıdır.
197) Kurul, UCLR (2011/2012) Madde 2.06nın aşağıdaki tespitte
bulunduğuna dikkat çekmektedir:
Paragraf 2.05te öngörüldüğü şekilde bir kulübün seçilmeye yetersiz
olduğunu ilan etme idari cezasına ek olarak UEFA idari Adalet Organları,
koşulların gerektirmesi durumunda, UEFA Disiplin Yönetmelikleri uyarınca
disiplin cezaları da uygulayabilirler.
196) Burada cevaplandırılması gereken soru, UCLR Madde 2.06nın (ve
onun içerdiği hükümlerin) bölgesel uygulama kapsamı açısından yeterli bir
yasal zemin oluşturup oluşturmadığı, yani UCLR Madde 2.06nın (UEFA DY
2008 Madde 5(1)(a) ile birlikte) UEFA maçları ile ilgili şike olaylarıyla mı
sınırlı olduğu, yoksa ulusal şike olaylarını da kapsayıp kapsamadığıdır.