- Her halükarda Temyiz Eden, kendisinin en temel yasal haklarının ihlal
edilmesine karşı başka yasal girişimlerde bulunma hakkını açıkça saklı
tutmaktadır
- Yukarıda anlatılanların ışığında, Temyiz Eden kendisiyle ilgili bu
hızlandırılmış ve aynı zamanda şaşırtıcı ölçüde özensiz UEFA
soruşturmasının sadece hukuki bir niteliğinin olup olmadığını düşünmeden
edememektedir. Temyiz Eden, UEFA Statüleri uyarınca temin edilen ama
kendisinden esirgenen iki dereceli yargılamadan sonra gerçekten bağımsız
ilk soruşturma için CASa güvenmek zorundadır.
- Yukarıda bahsedilen Temyiz Edilen Karardaki usül hatalarına ve maddi
hatalara ek olarak, UEFA soruşturması hakkında olumlu bir izlemin
yaratmayan ve Temyiz Edenin iki dereceli yargılama haklarının ihlal
edildiği iddiasını destekleyen başka birçok koşul daha bulunuyor. Aşağıda
imzası bulunan temsilcilerin daha önce bu davaya bir dahli olmasa da,
UEFA CDB, UEFA Disiplin Raporuna Cevap vermek için tanına 10 günlük
sürenin biraz dahi olsa uzatılmasını gerekli görmemiştir. UEFA Disiplin
Raporunun üçüncü bir tarafın bilgi toplamasına ve delilleri
değerlendirmesine dayanıyor olduğu göz önünde bulundurulursa, UEFA
Disiplin Müfettişinin, UEFA Disiplin Raporunu sunmak için 2013/14 UEFA
Şampiyonlar Liginin çekilişinden altı hafta öncesine kadar beklemesi için
bir açıklama bulmak gerçekten zordur. UEFA CDB Kararına karşı süreyi
uzatmama çağrısı, süre bittikten sonra kararlaştırılmış böylece Temyiz
Başvurusunda bulunan, Cevabının 10 günlük süre içerisinde teslim edilip
edilmeyeceği konusunda aydınlatılmamıştır. Uygunsuz bir şekilde sıkı olan
programdan dolayı, UEFA CDBnin, (esasen) usul konularında 53 sayfadan,
esasa ilişkin olarak 800den fazla sayfadan, ve 2000 sayfadan daha fazla
delilden oluşan Cevabı incelemek için 40 saatten daha az bir süresi
bulunuyordu. Bu nedenle UEFA CDBnin Başkanının duruşma sırasında,
bazı en önemli belgeleri okuyamadığını rahatça itiraf etmesi Temyiz Edeni
şaşırtmadı. UEFA Temyiz Kurulu, kendi kurallarını çiğneyerek, UEFA
Disiplin Müfettişinin duruşmadan 24 saatten daha kısa bir süre önce yeni
bir rapor sunmasına izin vermiştir. Bu ek rapor UEFA Disiplin Müfettişinin,
ilk UEFA Disiplin Raporunu sunduğu sırada halihazırda elinde bulunan
900ü aşkın sayfa delili içermekteydi; bunlardan çoğuna UEFA Disiplin
Raporunun sunulmasından bir yıldan daha uzun bir süre önce sahipti.
UEFA Temyiz Kurulu, Temyiz Eden, kendisini bu yeni rapora karşı düzgün
bir şekilde savunma fırsatını edemediği ve bunun kabul edilebilirliğine
itiraz edemediği halde büyük ölçüde Temyiz Edilen Kararda yer alan
delillere dayanarak bu ihlali daha da ağırlaştırmıştır.
- Davanın esası, uygulanan cezaları gerektirmemektedir. Temyiz Eden şike
eyleminden suçlu değildir ve UEFA ispat yükümlülüğünü kesinlikle yerine
getirmemiştir. Şike iddiaları doğru olsa bile (QUOD NON), Temyiz Edenin
mevcut dava ile ilgili yönetmelikler uyarınca cezalandırılması eşitlik ilkesini
ciddi bir şekilde ihlal edecektir zira çok sayıda başka kulüp, aynı kurallar
uyarınca böyle bir ceza almamıştır. Dahası, Temyiz Eden aynı kurallara
göre cezalandırılabilecek olsa bile (QUOD NON), UEFA Temyiz Kurulu
doğru cezayı belirlemek için ağırlaştırıcı ve hafifletici nedenleri göz önünde
bulundurmak zorundaydı. Bunun yerine UEFA Temyiz Kurulu, son derece
orantısız bir ceza verirken, iki satırlık basmakalıp söz ile tatmin olmuş,
Temyiz Eden tarafından ayrıntılarıyla açıklanan koşullardan hiçbirinden
bahsetmeye lüzum bile görmemiştir.
- Temyiz Edilen Karar, CASa soruşturmayı UEFAya geri gönderme hakkını
tanıyan çeşitli temel usul haklarını ihlal etmiştir. Diğer şeylerin arasında,
UEFA Temyiz Kurulu, UEFA Temyiz Kurulunun duruşmasından 24 saatten
daha kısa bir sürede UEFA Disiplin Müfettişinin 900 sayfalık yeni delil
sunmuştur. Bu usul haklarının ihlalleri, CAS aracılığıyla de novo incelemesi
yoluyla da giderilemez zira (i) Temyiz Eden, UEFA tarafından, UEFA
Statüleri tarafından garanti altına alınan iki dereceli yargılamadan (2010
ve 2012) kasten mahrum bırakılmış olacaktır (ii) UEFA tarafından gereksiz
yere zaman baskısı yaratılmıştır; hâlihazırda 15,000 sayfadan daha fazla
materyal içeren bir dava dosyası, hızlandırılmış dava sürecinde de novo
olarak incelenmesi mümkün değildir. UEFA, geçerli bir neden olmaksızın,
iki yıl önce meydana geldiği ileri sürülen disiplin ihlalleri ile ilgili 3.000
sayfadan uzun UEFA Disiplin Raporunu, UEFA 2013/14 Şampiyonlar Ligi
kesin çekilişinden atlı hafta önce sunmuştur.
- Temyiz Edilen Karar, res judicatayı göz ardı etmiştir. Bu ilke, bir yargı
kuruluşunun nihai ve bağlayıcı karara saygı göstermesini gerektirmektedir.
Bir temyiz kuruluşu için res juicata, itiraz edilmediği takdirde bir birinci
derece mahkemesinin kararına saygı göstermek anlamına gelmektedir.
UEFA Disiplin Raporunda UEFA Disiplin Müfettişi, Temyiz Edenin
yetkililerinin 13 maçta şike (girişiminde bulunmaktan) suçlu olduğunu
iddia etmiştir. UEFA CDB, Temyiz Edeni bu maçların yalnızca beşinden
suçlu bulmuştur. UEFA Disiplin Müfettişi, bu kararla ilgili olarak bir mukabil
temyiz talebi (karşı itiraz) başvurusunda bulunmamıştır. Res juidicata
uyarınca UEFA Temyiz Kurulu, herhangi bir kusurun tespit edilemediği
sekiz maçla ilgili olarak UEFA CDB Kararına saygı göstermek zorundaydı.
Bunun yerine UEFA Temyiz Kurulu Temyiz Edeni daha önce UEFA Disiplin
Raporunda ileri sürülen, ama UEFA CDB Kararında tespit edilmeyen üç
maçla ilgili olarak da suçlu bulmuştur. Bu nedenle Temyiz Edilen Karar res
judicata ilkesini ihlal etmiştir ve bu nedenle iptal edilmelidir.
- Temyiz Edilen Karar, temel bir çelişkiden dolayı hukuk dışıdır: UEFA CDB
ayrı olarak ve eşzamanlı olarak alınan bir kararda, Temyiz Edenin
suçlanan beş yöneticisinin herhangi bir suç işleyip işlemediğini belirlenmesi
için ek bir rapora ihtiyaç duyulduğunu ifade etmiştir. Bu nedenle UEFA
CDB, şu ana kadar sunulan olgular temelinde, Temyiz Edenin yetkililerinin
hiçbir hatasının tespit edilemediğini kabul etmiş olmaktadır. Buna karşın
UEFA CDB Temyiz Edene ceza vermiş, ve kendisinin tek tek yetkililerle
ilgili olarak kanıtlanmamış olduğunu kabul ettiği suçlamalar için Temyiz
Edeni sorumlu tutmuştur.
- Temyiz Edilen Karar hukuk dışıdır zira yerde ne bis in idem hukuk ilkesini
ve insan hakkını açık bir biçimde ihlal etmektedir. TFF, UEFA tarafından da
saygı gösterilmesi gereken kesin ve bağlayıcı bir karar ile Temyiz Edeni
aklamaya karar vermiştir. ikinci olarak, bu ilke ihlal edilmiştir zira Temyiz
Edene 2011/12 sezonu Şampiyonlar Liginden dışlanması suretiyle
halihazırda bir ceza verilmiş durumdadır ve ikinci kez iki yıl sonra UEFA
müsabakalarına katılamayacağı ilan edilemez.
- UEFA Temyiz Kurulu tarafından atıfta bulunulan yönetmelikler, bütün
isviçre kurumları tarafından saygı gösterilmesi gereken (nulla poena sine
lege scripta et certa olarak da bilinen) yasallık ilkesinin koşullarını
karşılamamaktadır. ilgili UEFA yönetmeliklerinin, Temyiz Edenin sözde
suçlarına ceza vermek için gerekli açık ya da muğlak hukuki zemini
sağlamadığı açıktır. Verilen ceza için yeterli hukuki zeminin bulunmaması
nedeniyle, Temyiz Edilen Karar iptal edilmelidir.
- UEFAnın, pacta sunt servanda ve venire contra factum proprium
(feragat yoluyla engelleme) ilkeleri uyarınca Temyiz Eden aleyhine bir
disiplin soruşturması açmasına bile engel olunmuştur. UEFA Genel
Sekreteri yazılı olarak TFFnin Temyiz Edeni 2011/12 UEFA Şampiyonlar
Liginden çekmesi durumunda böyle bir soruşturma başlatmayacağını
açıkça söylemiş, TFF de söyleneni yapmıştır Böylece UEFA bu sözünü
tutmak zorunda kalmış, disiplin soruşturmasını kapatmış, ve daha kuvvetli
bir sebepten Temyiz Edene başka bir ceza vermemiştir.
- Temyiz Eden, Temyiz Edilen Kararın hukuk dışı olduğunu zira UEFA
disiplin kurullarının mevcut davayla ilgili herhangi bir disiplin yetkisinin
bulunmadığını ileri sürmektedir. Şike iddiaları, 2010/2011 Türkiye
şampiyonluk müsabakalarıyla ilgilidir ve bu nedenle mevcut dava için
geçerli olan UEFA yönetmeliği uyarınca UEFAnın disiplin yetki alanına
girmemektedir.
- Yukarıdakilere rağmen, Temyiz Eden UEFA tarafından ileri sürülen
olgusal iddialara kesinlikle karşı çıktığını açıkça ifade etmek istemektedir.
Bu iddialar, UEFAnın Temyiz Edeni cezalandırma kararının temelini
oluşturan önyargılı ifadelerin ve özenle seçilmiş olgular esasında mantıklı
görünebilir. Bununla birlikte, Temyiz Edeni aklayanlar da dahil eldeki
bütün olgular ve delillere yakından bakılma zahmetine girildiğinde,
suçlamaların kağıttan bir ev gibi yıkıldığı açıkça görülmektedir. Ne yazık ki
UEFA bu zahmete girmemiştir. Daha bu aşamada UEFAnın suçlamalarının,
özellikle de temyiz edilen kararının, aşırı genel olduğu ve UEFAya göre
kimin, neyi ne zaman yaptığının belli olmadığını belirtmek gerekir. Bu da
Temyiz Edenin kendisini bu suçlamalar karşısında doğru bir şekilde
savunmasını son derece güçleştirmektedir.
- Temyiz Eden, UEFA tarafından verilen disiplin cezasına yönelik temyiz
başvurusunun olgusal konularla değil hukuki konularla ilgili olduğunu ifade
etmiştir. Bu iki açıdan doğrudur: ilk olarak, UEFA, kendisinin bu cezanın
temelini teşkil eden olgularla ilgili iddiaları doğru olsa bile (ki bu kesinlikle
kabul edilmemektedir / QUOD NON), bu davada yine kendisi tarafından
verilen her cezayı hukuk dışı kılacak çok sayıda temel ve evrensel olarak
kabul edilen hukuk ilkesini çiğnemiştir. ikinci olarak, hukukla ilgilisi
olmadığı bariz olan nedenlerden dolayı UEFA, Temyiz Edenin temel usul
haklarından bazılarına saygı gösterilmesine olanak tanımayan, ya da
mevcut davanın olgusal karmaşıklığına adil bir şekilde davranmayı
mümkün kılan bir bilgi toplama ve delil değerlendirme sürecine zaman
bırakmayan bir aşırı genişletilmiş bir Disiplin Soruşturması yürütmeye
karar vermiştir. Basit bir biçimde ifade etmek gerekirse, UEFA Statülerinde
teminat altına alınan iki dereceli yargılama (instance) bu davada vuku
bulmamıştır. Bu hızlandırılmış CAS soruşturması, UEFA tarafından kasten
yaratılan gecikmeyi telafi etmeye kabil olmadığı gibi, bunu gerçekleştirmek
için uygun araç da değildir. Bu nedenle, CASın Temyiz Edenin, kendisinin
her ne olursa olsun cezalandırılamayacağı iddiasını onaylamaması
durumunda, bu karmaşık davanın olgularının, Temyiz Edenin haklarına
saygı gösterilmesine olanak tanıyan uygun bir zaman çerçevesi içerisinde
belirlenmesi için çaba gösteren bir disiplin soruşturmasının yürütülmesi
için bu davayı UEFAya geri göndermek dışında bir çaresi kalmayacaktır.
Adaletten kaçılmaz, sadece gecikir. Bugün tüm düzen şikecilerden yana diye şike yapmadık diyenler birgün gerçek cezalar açıklanınca bugün taptıkları kişilere en ağır hakaretleri yapacak. Fakat üzerlerine yapışan şaibe, pislik ömür boyu onlarla kalacak. Çünkü zamanında adaleti değil tatlı yalanları , hırsızlığı savundular.
107) Tarafların görüşlerini içeren aşağıdaki özet, sadece açıklama
amacıyla hazırlanmıştır ve tarafların bütün iddialarını içermemektedir.
Bununla birlikte Tahkim Kurulu tarafların bütün beyanlarını (bu beyanların
hepsine aşağıdaki özetlerde açık bir şekilde atıfta bulunulmasa da) dikkatli
bir şekilde değerlendirmiştir.
104) Tahkim Kurulu, tarafların sunduğu bütün sunuları, delilleri ve
argümanları, işbu kararda özetlenmemiş ya da bahsedilmemiş olsalar bile
tartışmaları ve daha sonraki müzakereleri sırasında dikkatli bir şekilde
dinlediğini ve göz önünde bulundurduğunu teyit etmektedir.
105) 26 Ağustos 2013 tarihinde Tahkim Kurulunun daveti üzerine her iki
taraf da masraflarla ilgili sunularını sunmuştur. Tahkim Kurulu tarafından
istenmesine karşın taraflardan hiçbiri diğerinin sunularıyla ilgili herhangi
bir yorum sunmamıştır.
103) Duruşma sona ermeden önce her iki taraf da usule herhangi bir
itirazlarının bulunmadığını ve kendilerinin duruşma hakkına saygı
gösterildiğini açıkça ifade etmişlerdir. Bununla birlikte Temyiz Talebinde
Bulunan, duruşmanın hızlandırılmış şekilde yapılmasını kendilerinin
istemediğini ve bu nedenle konunun tekrar UEFAya gönderilmesini
istediğini belirtmiştir. Bununla ilgili olarak Davalı tarafların hızlandırılmış
dava konusunda açık bir şekilde anlaşmış olduğu için kendisinin tamamen
tatmin olduğunu ifade etmiştir.
fenerbahçe fanatiklerinin haklı olarak kabul etmek istemediği karardır. ben de fenerbahçe fanatiği olsam, kulübümün başkanı şike soruşturması kapsamında tutuklansa ben de bu gerçeklerle karşılaşmak istemezdim. o açıdan hak verilesidir.
102) Başhakem, Tahkim Kurulunun dinlediği her bir tanık ve bilirkişiden
doğruyu söylemelerini istemiş, aksi takdirde yalan şahitlikten dolayı
cezalandırılabilecekleri kendilerine bildirilmiştir. Tahkim Kurulu ve taraflar
tanıkları/bilirkişileri sorgulama ve çapraz sorgulama şansına sahip
olmuşlardır. Daha sonra taraflar, kendi davalarını sunma, iddialarını ortaya
koyma ve Tahkim Kurulunun sorularını yanıtlama olanağını bulmuştur.
101) Duruşma sırasında Fenerbahçe, toplantıya katılamayan başka
şahısların ek tanık ifadelerini sunmuştur. UEFA da, Temyiz Eden tarafından
talep edilen üç adet UEFA Kabul Kriterleri Formunu 20 Ağustos 2013
tarihinde sunmuştur. Bu formlar, ilgili kulübün temsilcileri tarafından
imzalanmıştı ve formlardan hiçbiri, kulübün 27 Nisan 2007den beri
kulübün, ulusal ya da uluslararası düzeyde bir maçta şike yapmak ya da
maçın sonucunu etkilemeye yönelik bir faaliyete doğrudan ve/veya dolaylı
olarak katıldığını ifade etmiyordu.