prayım tayımda yayınlansa 1. gelecek çizgi dizidir. çok özledik lan. senin gibi olacağız diye dağ tepe koşardık. sert şut çekince çemçük gibi yamulacak sanırdık. yatakta rövaşata alıştırması yapa yapa 6 ayda yatak yamulttuk.
klasik 10 numara, halısaha topçusu. top sendeyken iyi ama rakipteyken oyunda yok. avrupa'da kalmadı böyle topçulardan ancak türkiye'de iş yapar. (herhangi bir türk futbol yorumcusu)
maçın başlamasındna bitmesi bir olurdu. şutu çeker top kaleye gidene kadar maç biterdi zaten. kaleci de topu kurtarması ayrı bir bölüm oluştururdu. bir maçın bir bölümde bittiği görülmemiştir.*sahanın yokuş olmasıda başlı başına bir olay olan, ne kadar hep zurnanın zırt dediği yerde bitsede çocukluğun en heyecanlı geçen çizgi dizisidir.
vakti zamanında atari kasedini almak için başka bir arkadaşımla 5 e 1 takas ettiğim çizgi film kahramanı.
(bkz: gitti contra)
(bkz: gitti felix)
(bkz: gitti ...)
yaptığı somun ekmek vuruşuyla filmi izleyen çocukların psikolojisini bozan, çoluğa çocuğa: "ben de yapabilir miyim acaba? ben de topu öyle yamultabilir miyim?" dedirtip dışarda sağa sola topu diktiren nesiller yaratmış olan anime kahramanıdır.
Yayınlansa hala izleyeceğim çizgi film. Hele kaleci Genzo Wakabayashi'nin direkten zıplayıp yaptığı kurtarıslar acaba bizim Rüstü de böyle kurtarışlar yapabilir mi diye düsünmeme neden olmustur.
ünlü japon anime karakteri. tam adı tsubasa ozora'dır. 1983 yapımı captan tsubasa adıyla çıkan türkiye de ise küçük golcü ismiyle yayınlanan çizgi filmin baş karakteridir.şirinliği, terbiyesi, eşi görülmemiş hırsı ile ben dahil birçok izleyeninin ve arkadaşının gönlünde taht kurmuştur. ayrıca japonya'da gençlere futbolu sevdirmesi gibi bir yanı da vardır. yapım amaçlarından en önemlisi budur. bunda başarılı olduğunu günümüz de de görebiliyoruz.
bebek denilebilecek yaşta futbol topunun hayatını kurtarmasını etkisiyle olsa gerek futbol topundan hiçbir zaman kopamaz haliyle kendini epeyce geliştirir. yalnız bulunduğu şehirde futbol oynayan pek kimse olmadığından , futbol da popüler olmadığından rakip bulamaz, futbolunu sınayamaz. duyarlı annesi sırf tsubasa futbol çoşkusunu dışarı atabilsin diye nankatsu kentine taşınma kararı alır. çünkü nankatsu japonya'nın trabzonu gibidir, yani futbol beşiğidir, futbolla yatar futbolla kalkar o derece. öyle ki burada birbirinden manyak futbolcular bulunmaktadır. tsubasa daha ilk günlerde nankatsunun imdadına koşar ve ezeli rakibi şutetsuyu dize getirir. alında bu maçta nankatsu yenilir ama 1 gol atmaları iddayı kazanmalarına yetmiştir. olayın asıl yüzü ise şutetsu kalecisi genzo wakabayaşi' nin bir tıfıldan * gol yemesidir. ceza sahası dışından gol yemeyen ve yemeyeceğini iddia eden genzo için bu çok mühimdir. bu yüzden tsubasa'ya odaklanır hırs yapar. daha sonraki küçük çaptaki turnuvada da tsubasa döktürür ve şutetsuyu finalde yenerek turnuvayı kazanırlar. tabi bu başarıda tsubasa kadar olmasa da oldukça yetenekli olan misaki'nin de payı büyüktür. daha sonra nankatsu ve şutetsu birleşirler ulusal turnuvaya birlikte nankatsu ismiyle katılırlar. yani asıl turnuva şimdi başlamıştır. bu arada da tsubasa ile genzo arasında sıkı bir arkadaşlık ve güven ortamı oluşur.
genzo wakabayaşi çizgi filmin baş karakterlerindendir. film başında kendine çok güvenmesinin getirdiği artizlikleri ile itici bulduğum bu karakter ileriki zamanlarda ne kadar duyarlı, karakterli olduğunu göstermiş yüzleri kara çıkarmamış, formasının hakını vermiştir.
ulusal turnuvada birbirinden güçlü takımları yenen tsubasa ve nankatsu bir maçta yenilirler. bu maç asi çocuk kojiro hyuga'nın takımı meiwa ile yapılan maçtır. zorlu bir maçtan sonra yenilen tsubasa hyugayı iyice ciddiye almaya başlar. diğer yandan hyuga ise tsubasa'yla oynamanın keyfi yanında nedenn tsubasanın kısa sürede bu kadar ne yaptığını idrak eder. sonraki maçlar da taçibana kardeşler direklere tırmanarak matsuyama özel eagle şhutoo suyla jun misugi inanılmaz yeteneğiyle tsubasa' karşı koyarlar. ama tsubasa bir şekilde arkadaşların hakkından gelir. finalde de meiwa takımını zorlu bir maçtan sonra yener.* ünlü toro okulundan transfer teklifi bile gelir, tsubasa elinin tersiyle iter teklifi o ayrı.
jun misugi'nin feleğin oyunu neticesinde arka planda kaldığı çizgi dizidir.
jun misugi'ye ayrı bir parantez açmak gerekir. jun misugi kalbindeki rahatsızlıktan dolayı %100 kapasiteyle oynayamamaktadır. ki aksi takdirde tsubasayı hallaç pamuğuna çevirecek yeteneğe ve zekaya sahiptir. tabi dizinin adıda kaptan misagi olacaktır.
gel zaman git zaman transferler falan olur ama tsubasa nankatsuda kalır. genzo wakabayaşi, almanya'ya, hamburg takımına gider. misaki, babası ressam olup sürekli gezdiği için onunla birlikte fransaya gider. en son da tsubasaya bir çok şey öğreten brezilya takımının eski ora saha oyuncusu roberto hungo habersiz bir şekilde brezilya ya gider. robertonun gitmesiyle tsubasa adeta yıkılır. peşinden otobüs durağına koşsa da nafile roberto çoktan rio karnavalında öbek atmaktadır. daha sonra ise yağmurun altında roberto ile röveşata drive şut antremanları yaptıkları toprak sahaya gelir. kaledireğine kafasını dayayarak robertooo diye gırlağını yırtarcasına bağırır ve bir yandanda ağlar. bu sahne dizinin en can alıcı sahnelerinden biridir.tsubasa' yı ağlarken ilk gördüğümüz karedir. daha sonra da hyugaya kaybettiğinde ağlıyor ama o hırstan ve acıdan o sayılmaz.
bu sıkıntıları atlattıktan sonra nankatsu tsubasayla zaferden zafere koşar. 2yıl üst üste şampiyon olur hyuganın takımını alt eder . hyuga 3. seneyi de kaptırmamak için dalgalara şut çekerek çalışmaktadır, artık aşmıştır. bu çalışmalarının meyvesini tiger şut olarak alcaktır.
soralar da ise tsubasa ve arkadaşları fransa da dünya gençler şampiyonasına katılırlar.bütün japon genç futbolcular kanka olayına girmişlerdir. ve öylece başarıdan başarıya koşarlar. anlat anlat bitmez daha ne yazayım...
ama şunu da demek isterim ki tsubasa izlediğim en iyi çizgi filmdir izlemediğim bölümleri hala daha izliyorum. tsubasa insana bir çok farklı duyguyu yaşatan bir çizgi dizi aslında sadece futbolu içermiyor. misugi nin aşkı arkadaşlıklar, ayrılık, özlem. tabi çizgi film olmasının getirdiği enterasanlıklar vardır. ama bu aslında futbola farklı bir açıdan bakmak demek. 90 dakika içinde aslında neler yaşanıyor demek istiyor bize tsubasa. ben de bunu anlıyorum işte.
Küçükken cumartesi sabahları sırf onu izlemek için erken kalkıp euro d yi açtığım bittikten sonra da "anne, niye bitti" diyerek ağladığım, bize futbolu sevdiren çizgi film karakteri.