kendisine alındığım zamanlar çok olmakla birlikte, akıl alınabilecek en doğru adamdır. iyidir, hoştur, düşüncelidir, cooldur, anlatmasını ve dinlemesini sevendir, kısaca candır.
hediye kısmına da gelirsek, sakızımın şekeri bitti. *
birinci nesilim, artık çok az kaldı bizden...
artık üç harfli nick alınamıyor, bak benimki can, üç harf.
havam var benim görüyosun işte, gibi lafların sahibi adam. nickaltına girdiğimizde ise ne yazık ki onu maçta yere düşürüp topu aldığım fotoğrafı var.
hayatın da özeti bu değil mi zaten?
bursa carrefour cosmic bowling zirvesi'nde geçen sene bugün, bu saatlerde başlayan samimiyetimiz, gece bizim evde birer kadeh şarapla devam etmiş... yok lan şaka. geçen sene bugün bu adamla bowling oynuyorduk, orada çalışan kızı kandırıp kendisine strike falan yazdırmaya çalışıyordu. tabi müthiş görsel hafızamla ben puan durumunda bi gariplik olduğunu anında anlamıştım. güzel bir dost kazandım ben o gün.
çok şey paylaştık beraber. yol seçmek zorunda kaldığım her an can'a danıştım sağ mu sol mu diye. o da düz gidiceksin düz dedi. kalede kaleci var diye şut da mı çekmeyeceğiz dedi.
esrarengiz ses tonu ve cool havasıyla gelip bana 'bakkaldan bi şişe sirke kapsana' dese, yukardan emir gelmiş gibi gider alırım. öyle bir adam bu.
hep yanımdadır. hep yanındayım.
ilk kez katıldığım zirve ortamında bir hayli çekingendim ama "cool" olma çabam *, can adlı yazar aramıza katıldıktan sonra başlamıştır. e adam hem göze çarpıyor, hem de sözlükte bir hayli söz sahibi. çektiği fotoğraflar daha elime ulaşmasa da * verdiğim onca pozun işe yarayıp yaramadığını merak ediyorum doğrusu. ne diyeyim; ellerin dert görmesin *
sözüm ona iş yapıp, yanında kart taşımayan yazar. acilen kartvizitlerini cüzdanına doldurmalı ve banada bir tane özel olarak göndermeli, iyi de flu fotoğraf çekiyor. hakkını yememem gereken bir konu daha var çok fena poz veriyor , objektif çatlıyor, kadraj ters dönüyor.
