yapacak bi'şeyin kalmadığı anda beliren duygudur.
giderilmesi çok güçtür, çünkü elde kalan bir atraksiyon yoktur, bu sıkıntıyla başkalarınında canını sıkmak mümkünüdür. *
oysa beklediğin biri de yoktur. amansız bir sıkıntıdır bu... keyfin kaçmıştır. sabah yaptığın alalade bir kahvaltıyla paketin sonunu görmüşsündür... gün sona ermeden...
sevgilisi amerika'ya gidecek ve bir daha dönmeyecek olan bir insanın zamanla yaşam tarzı haline gelen duygu şeysi hede hödö. kötü bir şey tabii her an mide bulandırıcı bir karamsarlıkla yaşamak, bir daha nasıl mutlu olabileceğini düşünerek canının feci sıkılması...
çok pis birşeydir. oda arkadaşın sevgilisiyle buluşmuştur. ecinni gibi kalmışsındır tek başına. televizyon da yazın insanlara 5. sınıf insan muamelesi yapmaktadır ve hiçbirşey yoktur. bilgisayar desen monitöre alık alık bakmaya başlamışsındır. hayalgücü 0'a inmiş, entry girememektesindir ama sol frame akıp gitmektedir. yatağa zıplarsın, iki debelenir ve sıkıntıdan uyumayı da beceremezsindir. ufak çaplı bir temizliğe girişirsin, o lanet olası iş de hemencecik biter hiç olası olmadığı halde. kitap, dergi karıştırayım biraz dersin. yok o da olmaz. 3 tane cümleyi tekrar tekrar okursun ve inatla birşey anlamamaya devam edersin. bu arada farkında olmadan, tekeli hızla zengin etmektesindir. için kımıl kımıldır. çığır çığır çığırmak gelir içinden. nitekim çığırırsın da ama yine bir işe yaramaz. en sonunda kafamı duvara sürtüp kıvılcım mı çıkarsam acaba diye düşünmeye başlarsın. ona da gücün yetmez...
"Neden artık yazamıyorum, bilemiyorum.. Canım istemiyor galiba bu kadar basit. Neden kendimi böyle yaşlı hissediyorum? Belki de hissetmiyorum, gerçekten öyleyim! Neden uykum var çok ama neden hiç rüya göremiyorum? Gözlerim kapanıyor! Zaman beni unutup, gitti sanki. Bense durdum ve durgunluğun içinde boğuluyorum"
Aslında hiç bir şeyi yoktu ama esas sorunda zaten "hiç bir şeyi" olmaması değil miydi? Aradığı şeyi bulamamıştı, aramayı da bırakıyordu artık. Kendi kendini tekrarlıyordu. içinden "of"ladı.. Offf!!!; Sıkılmıştı, sıkıcıydı.
Ona bir kadın lazımdı belki de.. Birlikte bir ev kuracak ve gerekirse o evi gene birlikte yıkacakları bir kadın.
TV kumandasının kırmızı düğmesine bastığı an, onun için bir dönemi bitirdi. Sıkıntının uzun zamandır ustaca tasarladığı blöfünü yemiş, oyundan çekilmiş, potansiyelini masada bırakıp, beynini uyuşturmaya karar vermişti. Aslında biraz dikkatli dinlese başının arkasından bir yerlerden gelen klik! sesini bile duyabilirdi.
Tespiti doğruydu en azından, içinde boğulduğu şey, kendi hareketsizliğiydi!
şuan içinde bulunduğun ruh hali. bilgisayardaki bütün oyunlar oynanır, internetteki bir çok saçma sapan test zaman geçsin diye çözülür, msn açık olur ama konuşmalar nasılsın, napıyorsun' u geçmez. uyumak istersin ama yine o can sıkıntısı uyumaya bile fırsat bırakmaz. sıkıcı bir durumdur velhasıl kelam.