"Hepimizin bir kuyusu var elbet...
Enderine gömdüğümüz kaygılarımızı, ihtiraslarımızı, tutkularımızı saklayan, en mahrem sohbetlerimizi paylaştığımız, en cesur itiraflarımızı haykırdığımız bir kuyu, utandığımız anılarımızın yatağı...
Endişelerimizin barınağı...
Kuyulardan delik deşik olmuş bir yolda, düşe kalka yürür gibi yaşıyoruz hayatı...
Çukur çukur olmuş bir kalple..."
can dündar.
1 mayıs ile ilgili olarak bugün yaşananlara kendisi nokta atışı yapmıştır. tespit süper.
--spoiler--
Türkiyenin en ünlü meydanını, maç gecesi fanatizme, yılbaşı gecesi alkolizme açıp bayram günü emekçiye kapatmak, okullar olmadan maarif yönetmeye benzer ki, "Ben senle baş edemiyorum" diyerek provokatöre teslim olmak anlamı taşır... Can Dündar
--spoiler--
Oyun, çocuk dünyasında gerçeğin yansımasıdır. Çocuk, hayatı oyun aracılığıyla algılar, büyüdükçe de oyunda öğrendiğini hayata geçirir.
Anlaşılan stratejistler de öyle...
Oyunla dünyayı algılıyorlar, sonra da oyunu hayata geçiriyorlar.
* * *
Hürriyet te Tolga Tanış ın Washington dan verdiği haber, son dönem yaşananların en net izahı gibiydi.
Özetleyeyim:
ABD nin 3 önemli düşünce kuruluşu, 2 ay önce Washington da Suriye yle ilgili bir savaş oyunu düzenlemiş.
Ağustos 2012 ile Nisan 2013 arasında yaşanabilecekleri öngörmeye çalışmışlar. Muhtemel senaryolar masaya yatırılmış.
Her adımda senaryo yenilenmiş.
Oyunda Amerikalı uzmanlar 3 aktörün rolünü üstlenmiş:
ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye...
Başta ABD ve Suudi Arabistan, Türkiye nin krize liderlik etmesini (yani Suriye ye tek başına müdahalesini) beklemiş. Türkiye buna ayak diremiş. Ancak NATO ile birlikte hareket ederim diye oyunbozanlık yapmış.
Bunun üzerine senarist ler, Suriye deki ölü sayısını ve Türk sınırına mülteci yığınını artırmış. Türkiye yine tınmamış.
Sonunda oyun kurucular , Ankara yı Suriye ye askeri müdahaleye zorlayacak formülü bulmuş:
Türkiye de bombaların patlaması...
Bomba için öngörülen kentlerden biri, Gaziantep miş.
Bir oyuncu Hürriyet e, Bombalamalar artınca Türkiye ekibi Suriye ye askeri müdahaleye mecbur kaldı demiş.
Oyun u anladınız mı?
* * *
Bu sadece bir oyun diyenlere Amerika nın bu konudaki sicilini hatırlatayım.
2003 yılıydı.
Türkiye yi Irak a müdahaleye zorlayan 1 Mart tezkeresi Meclis te reddedilmişti.
Kulislerde Hükümet in baskısına askerin direndiği söyleniyordu.
işin iç yüzü, Wikileaks belgeleri arasında çıkan 22 Mart 2003 tarihli rapordan anlaşıldı. Raporda ABD nin Ankara Büyükelçisi Pearson şöyle diyordu:
Generallerin bu tutumu, Amerikan çıkarlarının korunması açısından engelleyicidir. Erdoğan, güçlü bir müttefikimizdir. Kendisine desteğin devamı halinde Türk hava sahasını, kara ve demiryolları ile Mersin ve iskenderun limanlarını kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir. Ancak Türk ordusundaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz.
Raporda Amerikan çıkarlarına karşı çıkan generaller, isim isim sayılıyordu.
O generallerin hepsi şu anda Silivri de yargılanıyor.
-ironik bir şekilde- bir kısmının suçu, harp oyunu oynamak.
* * *
Şimdi kumpanya Suriye de...
10 yıl önceki Irak oyunu orada sahneleniyor.
Şu farkla ki, o zaman işgale öncülük eden ABD, Irak ta verdiği kayıplardan sonra Suriye de elini ateşe sürmemek, kestaneleri Türkiye ye toplatmak oyununu oynuyor.
Ve bu kez, karşısında gönülsüz generaller yok, tersine müdahaleye hevesli bir Dışişleri var.
Ankara da Türk ve Amerikan heyetleri operasyonel mekanizma toplantılarına başladı.
Esad sonrası Suriye tartışılıyor. Türkiye nin sınırda tampon bölge kurmasının hazırlığı yapılıyor.
* * *
Geleceğimiz üzerine kanlı bir oyun oynanıyor.
Karar verin:
Birbirimize düşerek bu oyuna mı geleceğiz?
Yoksa dikkatimizi oyun kurucular a mı çevireceğiz?
---------- alıntı --------- http://gundem.milliyet.co....2012/1585903/default.htm
kendini bitiren yazar. mustafa filmini (ya da belgeselini neyse) yaparken kemalist mahallesinden bu denli baskı göreceğini bilmiyordu. ama mustafa sonrası kendi mahallesinin hiç aklına getirmediği, hiç kendine döneceğini sanmadığı yüzünü dehşet içinde görünce önce yalpaladı. filmine sahip çıkacak gibi oldu biraz ama baskının şiddeti o derede arttı ki mecburen tornistan etmek zorunda kaldı. o andan itibaren de bitiş sürecine girdi. artık eskisi gibi gündem yaratamıyor. acaba içinden diyor mudur "vay aq nereden yaptım o mustafa filmini, elim kopaydı da yapmayaydım"... sahi diyor mudur?
04.06.2013 tarihli gezi parkı direnişi ile ilgili "kim ne öğrendi?" başlıklı yazısında eski patronu ferit şahenk'i ağır biçimde eleştiren yazar.
---------- alıntı ---------
"başbakan'ın huzurunda yere paralel seviyede eğilmesi türlü teşviklerle ödüllendirilen kimi işadamları, bu kör itaatin bir bedeli olduğunu ve olacağını öğrendi."
can dündar: başbakan ben değişmem diyor ama bütün dünya da ben değişmem diyen başbakanı değiştirirler !
olay yaratacak bir cümle kurmuştur helal olsun.
iktidarın, özellikle gezi parkı eylemlerine verdiği destek ve mısır dönüşü izlenimlerini aktardığı yazı dizisi için gazetesi milliyet'e ve demirören grubuna yaptığı baskılar sonucu, çıktığı iznin süresize çevrildiği yolunda haberler dolaşan gazeteci-yazar.
- ne yazık!.. ikinci bir can ataklı hadisesine hazır olalım o halde...
ürkütücü bir güce sahip olmanın ötesinde, onu her fırsatta kullanma isteği arzuya dönüşen insanların, islam gereği ve tez elden nefislerini terbiyeye ihtiyaçları vardır.
- konya mevlevihanesini tavsiye ederim, abartısız bir senatoryum kadar etkilidir.
türkiye'deki değişime ayak uyduramadan geride kalmış, türkiye'nin geldiği noktayı anlayamamış gazeteci. sözcü gazetesinde yapacağın haberciliği türkiye'nin geneline hitap ettiğini iddia eden milliyet gazetesinde yapmaya çalışırsan seni kapı önüne koyarlar.
ntv'den neden kovuldun? milliyet'ten neden kovuluyorsun? düşün cancığım düşün. "toyyüp üstömödü" diyerek kendini rahatlatabilirsin. ama bu entry'i okusan bile anlarsın neden kovulduğunu.
gerçi can işini bilir. bu kovulma sürecinde kendisine bi kaç milyon tl yapacak kitabını önceden hazırlamıştır. kenarda bekletiyordur. yakında patlatır bombayı 2 milyon tl'sini kazanır. en son emin abimiz, kovulduk ey halkım unutma bizi'den 5 milyon tl kazanmıştı.
türkiye'deki aşırı özgürlükçü ve aşırı demokratik iktidardan nasibini almış yazardır.
aşırı özgürlükçü ve demokratik iktidarımız can dündar'a ısrarla bak bizi eleştir niye eleştirmiyorsun, lütfen bizim hakkımızdaki karşıt fikirlerini yaz demiş ama can dündar kabul etmediği için işsiz kalmıştır.
daha dün 'mustafa' isimli filminden dolayı dünya hakaret alan adam bugün aynı gruplarca savunulmakta. yazık.
bir takım odakların maşası olmuş kişilerin kovulması nadir görülen bir şey değildir. odak merkezli gazeteciliğin önünün kesilmesi açısından hayırlı bir iş olmuştur.
