--spoiler--
burasi turkiye , turkum demek nasil fasistlik olur diyerek takdirimi kazanmis yazardir.
--spoiler--
mesele türküm demek değil yeğen, mesele türküm dedikten sonra "burası sadece benim devletim, sadece benim ülkem, diğerleri ancak ben istersem, benim istediğim şartlarda yaşayabilir demek de".
katıldığı tüm programlarda bağırıp çağıran, konuşmaları provakasyon kokan, belli konuların dışında fikir beyan edemeyen, kalıplaşmış laflarını ezberlediğimiz yazar.
ergenekon davasının hükümet karşıtı olanları tasviye planı olarak değerlendiren, bu dava sürecinde hükümet karşıtı gazetecilerin, bilim adamlarının, aydınların tutuklandığını söyleyen, ancak kendisi aynı zamanda hükümeti kıyasıya eleştirirken içeri atılmayarak kendi sözünün yanlış olduğunun delili haline gelen gazeteci.
katıldığı tv programında tartışmaya çalıştığı arkadaş tarafından sıçırtılıp sıçırtılıp sıvatılançok konuşmasına rağmen bir türlü kendini haklı gösteremeyen silik bir gazetecidir..
varsa yoksa derdi atatürk ve cumhuriyet olan, fikir üretmek yerine geçmişi sorgulayıp hata tespiti peşine düşen şakirt kesim söylemlerine sert çıkışı ile takdir kazanmıştır. eğer seviyeyi birisi düşürüyorsa bu da karşı görüşü savunanlardır.
şayet "atatürk olmasaydı şuanda camiler olmayacaktı, ingilizler fransızlar olacaktı" şeklinde bir kelam etmişse siyasi derinliği "atatürk olmasaydı adım abraham sweetvoice olacaktı" diyen ibrahim tatlıses düzeyindedir. arz ederim.
he böyle bir laf etmişse şaşırır mıyım. daha önceden konuşmalarını bilen biri olarak şaşırmam. şaşıran varmış. ilginç.
edit: fanboylarının da siyasi derinliği kendisi gibiymiş. bugün bunu gördüm.
olabildiğince köşesinden ve televizyondan takip etmeye çalıştığım, akıllı, mantıklı köşe yazarıdır.*ayrıca eleştiri yapmak, fikir beyan etmek istediğinizde size cevap verecektir.
an itibariyle teke tek programında körü körüne bir chp'li olduğunu göstermiş ve "atatürk olmasaydı şuanda camiler olmayacaktı, ingilizler fransızlar olacaktı" diyerek, bir anda 5 level düşmüştür gözümde. kalitesini iki cümleyle yerle bir etmiş gazetecidir.
ilkokul çocuğuna kuantum fiziği anlatmaya çalıştığı için sinirlenmesi normaldir.
rasim ozan kütahyalı dan istanbul a yeni gelmiş türkücü olur futbolcu olur ama yazar olmaz. bunu da biliyor can ataklı.
kütahyalı adlı mahalle çocuğuna onun ağzıyla cevap vererek gel koçum havada karada ilkesini uygulayan yazar. anlayana anladığı dilden cevap vermeye çalışıyor. vizyonu düşük mahalle çocukları için (bkz: rasim ozan kütahyalı)
severek takip edilesi nadir köşe yazarlarındandır. terörist başı apo nun yakalanışının onuncu yıldönümünde yayınlanan otuzikinci gün programında gönüllere taht kurmuştur.
bu adam bile tvlerde ahkam kesecek biri olmuş ya. ne birikim var ne uslup var. kıraathanelerdeki kişilerin daha akılcı konuştuklarına eminim. birisi 1 saatte bu kadar çelişebilir mi kendisiyle?
ters cephe adlı programda afallamıştır. uzun zamandır bir tartışma programında bu kadar ezilmiş insan görmemişti. programda söylediği cümle durumun vahimliğini göstermekte.
-bu çocuk deli ya. ne diyor la bu.
hançeresiyle konuşan, beyniyle düşünemeyen yazar.
tv programlarına çıktığında muhakkak izlerim, zira öyle laflar eder ki, lafları şu tekdüze hayatımıza renk katar.
mesela türkiye'nin kurulduğunda -yani 1923 yılında- laik bir ülke olduğunu iddia etmiştir. defaatle bu ve bunun gibi ilk duyduğunuzda dumura uğrayacağınız sonradan "ilahi can" diyeceğiniz kelamlar etmektedir.
hiç unutmam 22 temmuz seçimleri öncesi de tarhan erdem'in araştırma şirketi "ak parti %47 alacak" dediğinde can ataklı "bi siktir gidin ya %47 demek 16 milyon demek hiç öyle şey olur mu!" mealinde şeyler yazmıştı köşesinde. yani her daim takip edilesi ve her daim öpülesi yazardır.
saçları bir iki ay içinde bembeyaz olan gazeteci. noldu lan bu adama saçları kadir inanır gibi beyazlaştı 2 ayda. ülkede olup bitenler çokmu etkiledi acaba. bu aralar olan olaylardan sonra o beyazlaşan saçlar da dökülür hem kel hem fodul hemde ebleh gezer tv programlarinda. o program senin bu program benim canı çıktı herifin.
işine geldiğinde yargı, masumiyet karinesi diye ciyaklayan işine gelmedi mi yargı taraflı diye dizini döven tipik laik tayfa çığırtkanı. hala laik ile laiklik ayrımını açık bir dille dillendirmeyip çarpıtmayı pek bir seviyorlar. efendim onur öymen'le ikisi bir ucundan tutup zamanında akp kadrolarına geçenler laikliğe karşılardı diyorlar. "nerden biliyorsunuz" deyince bir zamanlar "1992 'de abdullah gül; bu laikler yüzünden bu ülke bu hallerde" demiş. laikler ile laiklik aynı şey mi? laik demek laikliği kullanıp dindarlara eziyet eden, sindirmeye çalışan, siyasal alandan, kamu alanından görünmeyecek kadar uzak köşelere kovalayanlar değil mi? laiklik ile laik kelimelerini adam gibi delikanlı gibi ne anlamda kullandıklarını açıklasalar o zaman ne yüzleri varsa ortaya çıkacak. sırf bunlar yüzünden laikliğe inanan milyonlarca kişi ben laik'im diyemiyor. çünkü bunların ki ideolojik laiklik ve kimse bunlarla aynı kefede olmak istemez.