can alıcı dizeler

entry131 galeri3
    76.
  1. "can alıcı dize
    can alıcı dize
    can alıcı dize
    can alıcı dize"

    Tamam tamam vurmayın.
    1 ...
  2. 77.
  3. Hayır daha sevgili daha sevimli değil
    Ne başka bir gün ne başka bir zaman

    Çok geçmeyecek aradan
    Şöyle diyeceğim:
    Bulutlar açmadı
    Mavi gök orda mı?
    0 ...
  4. 78.
  5. '' yok başka bir cehennem yaşıyorsunuz işte. ''

    behçet aysan- sesler ve küller.
    0 ...
  6. 79.
  7. Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
    Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
    Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
    Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte ..
    0 ...
  8. 80.
  9. Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer
    Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle
    Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum
    Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken
    Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde
    Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su .
    0 ...
  10. 81.
  11. dam üstünde un eler
    tombul tombul memeler.
    0 ...
  12. 82.
  13. ''düştümse sana bakarken düştüm'' (bkz: cahit zarifoğlu)
    1 ...
  14. 83.
  15. Dün gece bir rüya gördüm anne…
    Ayaklarım yalınayak…
    Koştum…
    Hiç düşmedim, yaralanmadım anne…
    Hiç utanmadım bile çırılçıplak…
    Gökkuşağının sekizinci rengini gördüm!
    Sokak çocuklarının kurumuş yanaklarını öptüm!
    idam mahkumlarının bağlanmış gözlerini çözdüm!
    Erkek doğmuş bir kadının naylon saçlarını ördüm!
    Kimse ağlamıyor, herkes mutluydu…
    Kediler üşümüyor, köpekler toktu…
    Oğullar gömülmüyor, anneler ağlamıyordu…
    Tanrı uyumuyor…
    Bizi görüyordu.
    Özgürdük anne…

    cem adrian - dün gece bir rüya gördüm anne.

    1 ...
  16. 84.
  17. entarisi kırmızı
    hollywood'un yıldızı
    kalbimin tek hırsızı
    niye gittin megan fox

    bir fritos vereydik
    shots'layaydın göreydik
    hello welcome diyeydik
    niye gittin megan fox

    bir gün yine bekleriz
    hep yolunu gözleriz
    bekletme çok özleriz
    niye gittin megan fox
    1 ...
  18. 85.
  19. "bavuluma kırılırlar diye koymadığım tek şeydi:
    hayallerim..."
    2 ...
  20. 86.
  21. seni kim çizebilir şubat yolcusu
    yalnız akşam olsun, dağınık olsun
    ceplerinde bozuk bir bulut uğultusu
    geceleyin dörtte bir ölüm korkusu
    dörtte dört sabaha karşı yağmursun
    seni kim çizebilir şubat yolcusu
    bütün çizgileri bozuyorsun..
    0 ...
  22. 87.
  23. iki tür nokta var
    Biri önüne ve ardına bakar,
    Biri ardına bakmaz,
    Ardını noktalar.

    Özdemir Asaf.
    3 ...
  24. 88.
  25. ben sende imkansızlığı sevdim fakat ümitsizliği asla.
    0 ...
  26. 89.
  27. ''sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
    sen memleketim kadar güzelsin ''
    0 ...
  28. 90.
  29. Birisi sizin için gerçekten çok değerliyse, bunu ondan sanki bir suçmuş gibi gizleyin. Bu hoş birşey değildir ama doğrudur. çünkü, bırakın insanları köpekler bile büyük dostluklara katlanamazlar.
    Arthur Schopenhauer
    0 ...
  30. 91.
  31. Herkesin bir yara izi vardır
    Kimseye dokundurtmayacak kadar güzel olan
    Baktıkça nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamanı sağlayacak bir yara izi
    Bu izlerle yaşamaya alışırsın
    Bir sabah belki gün doğarken baktığında dışarı yaşamayı yeniden sevebilirsin
    Ve bir gün elbet birileri o yara izlerine dokunur.
    1 ...
  32. 92.
  33. Yanimda oldugun vakit, sigara dumani gibi cigerlerime doluyor, alkol gibi damarlarimda geziniyorsun, durmadan basim donuyor verdigin hazdan...
    0 ...
  34. 93.
  35. kimi ya da neyi sevdiysem en az onunla vakit geçirebildim. Hiçbirşeyi ya da hiçkimseyi doya doya, tadını çıkara çıkara sevemedim. Elimden alınır ya da kaybederim korkusu içlmden gelenlerin bir adım önündeydi hep. çok sonra anladım ki ben aslında sahip olduğumu zannettiğim tüm sevdiklerimi en başta kaybettim.
    1 ...
  36. 94.
  37. elim bazen unutuyor el olduğunu
    uzanıyor göğü tutayım diye
    dağın iki yanından
    akan iki ırmağı
    tutup örmek istiyor
    saçların niyetine

    seni dağlar kadar özledim.

    gözlerin iki ak nilüfer gibi
    yüzünün göl güzelliğinde
    acemi bir kayıkçı parmak uçlarım
    o iki nilüferin orta yerinde
    boğuldu boğulacak dokunuşlarım

    seni sular kadar özledim.

    kalbim bazen unutuyor kalp olduğunu
    sana yer açmak için
    içindeki evreni
    yığıyor bir köşeye
    yollara sırt dönüyor
    kentlerden vazgeçiyor
    göğsümün kafesinden
    kendine kanat yapıyor

    seni gökler kadar özledim.
    0 ...
  38. 95.
  39. sezai karakoç'un şu dizeleri:

    sen beni bakışınla bir anıta çevirdin
    tuttun tuttun bu kentin
    dünyanın ortasına diktin
    gözyaşlarımdan bir yemiş bir duvar yükselttin
    son gömleğini o denizde o duvarda erittin
    kalbim ki başını almış gidiyordu tuttun yerine yerleştirdin
    içinde kum kaynayan dağlanan bir sabah gibi
    erittin erittin kalbimi erittin
    işte o vakit buldum o ışığı.
    0 ...
  40. 96.
  41. farklı yerlerde de olsak aynı şeyleri yapalım.
    sen birini öperken ben utanayım.
    1 ...
  42. 97.
  43. ahmed arifin şu dizeleri;

    Akşam erken iner mahpushaneye.
    Ejderha olsan kar etmez.
    Ne kavgada ustalığın,
    Ne de çatal yürek civan oluşun.
    Kar etmez, inceden içine dolan,
    Alıp götüren hasrete.

    Akşam erken iner mahpushaneye.
    iner, yedi kol demiri,
    Yedi kapıya.
    Birden, ağlamaklı olur bahçe.
    Karşıda, duvar dibinde,
    Üç dal gece sefası,
    Üç kök hercai menekşe...

    Aynı korkunç sevdadadır
    Gökte bulut, dalda kaysı.
    Başlar koymağa hapislik.
    Karanlık can sıkıntısı...
    "Kürdün Gelini"ni söyler maltada biri,
    Bense volta'dayım ranza dibinde
    Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
    Gülünç, acemi, çocuksu...

    Vurulsam kaybolsam derim,
    Çırılçıplak, bir kavgada,
    Erkekçe olsun isterim,
    Dostluk da, düşmanlık da.
    Hiçbiri olmaz halbuki,
    Geçer süngüler namluya.
    Başlar gece devriyesi jandarmaların...

    Hırsla çakarım kibriti,
    ilk nefeste yarılanır cıgaram,
    Bir duman alırım, dolu,
    Bir duman, kendimi öldüresiye,
    Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,
    Ama akşam erken iniyor mahpushaneye.
    Ve dışarda delikanlı bir bahar,
    Seviyorum seni,
    Çıldırasıya...
    0 ...
  44. 98.
  45. Anmayacağım artık adını feleğin demirden kadını.
    1 ...
  46. 99.
  47. BiraZ Deneyip yanılsak yine,
    Biraz sevip sarılsak yine,
    Sen yine de gitme.
    0 ...
  48. 100.
  49. Söylenir ve yarım kalır
    bütün aşklar yeryüzünde,
    bir kaktüs bol sudan nasıl,
    nasıl çürürse, öyle.

    En sevdiğim temmuzdu aylardan,
    hazirana benzediği için biraz,
    biraz da kendiliğinden,
    belki de müşteriye iyi davranan
    efendi bir bakkal kimliğinde.

    Nasıl mutlu oldum iki yaz,
    nasıl mutlu oldum kardeşler.
    Salkımsöğüt bir, ben iki,
    bir üçüncü var mıydı bilmiyorum.
    Üçüncü vardı elbet,
    bir yaban ördeğinin sevincini taşıran,
    bir sonbahar gibi köpüren,
    Temmuza benzese de,
    öyle oldum ki anlatamam.
    Sıcak yaz
    solgun bir coğrafya gibi belleğimde,
    şapkalar, çiçekler, eski elbiseler,
    geçmişi olan eski elbiseler,
    denizden çıkan bir ışık,
    unutulmuş bakımsız arka bahçeler,
    öyle oldum ki anlatamam.
    Her mevsimde sonbaharı taşlayan
    bir çocuk nasıl olursa, öyle.
    Belki de bitip tükenmeyen
    bir fetih döneminde
    atlar nasıl kişnerse,
    yani durgun bir suyun
    erguvandan aldığı renkle,
    gidip geldim caddelerde.
    Fatih nerdeydi, Samatya nerde,
    nerden gidilirdi Üsküdar’a,
    düşünüp durdum günlerce.

    Anlatamam ormanların ettiğini,
    nasıl dayandım o mutluluğa,
    tükenmez bir ışık olan mutluluğa,
    deniz ve ışık olan
    karmakarışık bir mutluluğa,
    nasıl..

    Şimdi bir şarap gibiyim,
    coğrafyasız,
    eskimeye bırakılmış fıçısında...

    Turgut Uyar
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük