bu insanlar, çakma ürün giymenin suç olduğunun farkındadırlar fakat kendilerini ''napayım, param yok'', ''orjinal alayım da amerika mı kazansın'' gibi son derece traji komik bir biçimde avuturlar ve zeytin yağı gibi üste çıkmaya çalışırlar. mantıklı bir eleştirinin ardından hücüm eden onlarca sözlük yazarını gördükten sonra ülkede ne kadar çok hırsız olduğu hakkında daha net bir fikrim oldu, yazıklar olsun.
korsan oyun ve programda bir numaradır.bir oyunun ortalama 50-100 ytl arası olduğu düşünülürse bu konuda yapmasında sakınca yoktur *.
aynı alışkanlığını giyim sektöründe de gösterebilir ki bu yadırganablir de yadırganamayabilir de * bazı çakmalar birebir kopyadır ama arkadaşım ben seni tanıyorum bu bir,ikincisi sen hayatında kaç defa dolce mont giydin bırak giymeyi gördün mü ? o nasıl bir çakmadır ? adidas'ı nike'ı anlarım çakması yapılır belli olmaz ama sen tutup dolce,armani gibi markaların çakmasını giyersen "hooop" derim arkadaş ! bas bas bağırıyor üstündeki ben taklidim ben sahteyim diye..paran yoksa adı duyulmamış bir marka giy ondan iyi..
çakma zippo konusundaki fikirlerimi daha önceki bültenlerde beyan etmiştim zira.
bu alışkanlığın kötü yanı ise karakter konusunda kendini gösterebilir. sahteciliğe alışan fünye(!) belli bir süre sonra kendi kişliğini de kaybedip başkalaşabilir. misal 10 senedir cem yılmaz gibi gezen insanlar. ya da ata demirer cem yılmaz karşımı gezen tipler görürsünüz. yani sözün özü taklit,çakma eşyalar hayatın her anına etki edebilir.
yazarlık konusunda da aynı şeyler geçerli olabilir çok sevdiği yazar olmak hayaliyle o yazarın yazılarını taklit edebilir o tarz cümleler kullanabilir ve hatta 4-5 sene boyunca "ehh eytere bea" diyebilir ya da " yok artık lebron" dan başka cümle kuramayabilir.
tedavisi çok zor değildir. bir gece istihare yatılınırsa ** detaylı şekilde düşünülürse çözümü şahsın kendisi bizzat bulabilecektir.
