yirmi yedi yıldır ölü olan şair. zarifoğlu'nu anmak için burada vıcık vıcık cümlelere hiç girmeyeceğim, dilerim sultanına kavuşmuştur ve mutludur. ben başka bir şeyden bahsetmek istiyorum, koskoca osmanlı'yı cumhuriyet eliti kendi elleriyle gömdü. roma'nın yegane varisi olan devlettir osmanlı. hepimizin olan bu mirası aydınlarımız kıraathanede okey oynamaktan beyni sulanmış hanzolara, ak sakallı şeyhlere sundu. zarifoğlu'nun türk şiirinin en büyük ozanı olduğunu söyleyemem, hatta kuru şiirleri de çoktur, ama beyefendi türk şiirinin en naif şairidir, aksini iddia edemez kimse. onun kadar güzel sevebilen bir adam daha bilmiyorum. şimdilerde kendi salak, avam ideolojilerinin entelektüel bir dayanağı olmasını isteyenlerin, osmanlı'dan sonra zarifoğlu'nu da yağmalamaları, sömürmeleri dayanılır iş değil. zarifoğlu'nu unutmayın sakın.
Kitaplığımın en ön kısmında duran şiir kitabından siyah gözleriyle bana bakan şair. Keşfedilmeyi bekler gerçekten. Sürekli okunmalıdır o ismet özel gibi. Başka bakmıştır dünyaya, herkesten başka. 'Bir incelik gösterin incinmesin yüreğim' mısrasının yazarıdır. ince sevmiştir, düşünmüştür, yazmıştır. Zarif şair olarak bilinir. Kalpte yer verilir ona bir sürü sebepten. Keşke daha çok anlayabilsem kendisini. Elbet daha mutsuz olurdum ama getireceği mutsuzluk başımda tacımdır.
ismini sol çerçevede görünce bir anda bir hoş olduğum şair. zengin hayallerin peşinde koşan adam. içini bu kadar güzel tutabilen kişinin şair olması gerektir zaten. yoksa şairliği mi içini güzel tutmuştur bilmiyorum ancak sevgimiz çoktur. allah rahmet eylesin.
Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.
Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları
Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları
Konuşurlar
isterler
Susarlar
Dinlememişsiniz nice yıl kalbinizi
Ev meslek iş para geçim diyerek
Düşünün şimdi bir de
Şehirlerde ve kasabada köylerde
Başını eğmiş kalbiyle söyleşen bir kişi olduğunuzu.