bugün

müjde demektir.

ha müjde ha büşra.
hepisi kadın işte.

bir bahadır boysal çizgi dizisi idi aynı zamanda.. ya da böyle bi şeyler çizerdi hep.. şimdi senaryoyu da yazmış, aynı isimli filmin işte.
türbanlıların dünyasıne merak duyan modern kesimin yapmış olduğu ve aslında her zaman yapmış oldukları şey; basit bir senaryo, dışardan bir göz, ucuz görüntüler...
ne yalan söyleyeyim büyük bir beklenti ile filme gitmiştim. dünya müminin zindanıdır hikmetinden uzaklaşarak artık daha fazla dünya isteyen dindarlara okkalı bir eleştiri de getirilir diye bekliyordum. büşra'nın ailesi, sözlüsü ve onun ailesi ile arkadaş çevreleri kullanılarak bu yapılabilirdi. defile sahnesinde böyle bir eleştirinin kırıntıları olsa da onu da acayip bir finalle bitirdiler. fakat özellikle ferit karakteri ile zenginleşerek kendinden uzaklaşan müslüman tipi çok iyi bir şekilde çizilebilirdi. fakat inanılmaz sığ karakterler oluşturulmuştu filmde. mesela büşra kendisinden beklenmeyecek yerlere gitmesi başına türlü türlü işler gelmesine rağmen en ufak bir iç hesaplaşma yaşamadı. partiye gidiyor, bilmeden de olsa ot içiyor, bir adamla öpüşüyor ama sanki bunların hiçbiri ilk günahı değilmiş gibi rahatlıkla hayatına devam ediyor. ve ne yazık ki film içinde bir tane bile akılda kalacak ve filmden çıkınca bizi düşünderecek bir diyalog yoktu. yönetmenin derdi bu değilmiş anlaşılan. o dindar olanlar ile olmayanların birbirlerinden nefret etmedikleri bir türkiye hayali ile bu filmi hazırlamış. bu samimi bir çabadır ama ne var ki amaç hoş olsa da çaba yetersiz kalmış.
an itibari filmin oyuncuları sözlük yazarlarını kurnaz diye eleştiriyor.
bu gece disko kralı'na konuk olup filmin dikkat çekmemesinden şikayetleri yapanların ağzından buyurulan film. ilgili entryleri okuyunca izlemeyi düşündüğüm halde hevesimin kusağımda kaldığıdır.
filmin tanıtımını okan da yapmaya çalışmanın kötü bir fikir olduğunu kanıtlamışlar aşağıda ki yazıyla

http://www.alkoliktavir.com/busra-filmi/
film bir sömürü örneğidir bu ülkede türban derin siyaset küfür ve sex her zaman dikkat çekmiş ve gereken ilgiyi görmüştür para kazanmak için yapılmış çirkin bi ürün olan büşra amacını açık açık haykıramasada içeriğlede herşeyi anlatmıştır. *
mostar dergisi'nde çok doğru bakış açılarıyla kaleme alınan filmdir. dindar ve muhafazakar olunca ev düzeninden tutun da konuşma tarzları bile tek tip olmak zorunda bazı görüşlere göre. yaşamadığın lakin sinemaya aktardığın bir hayat hakkında daha derinlemesine bilgi sahibi olması gerekmez mi insanın? "aytmatov okuyan başörtülü kız" mesela. onlarda bizden biri mesajını vermek için oldukça sığ bir fikir değil mi? sözlük bünyesinde yazar olan başörtülü bayanların olması çok mu garip geliyor mesela?
ayrıca herkesin anlaması gereken en önemli şey kimin ne için örtünüp örtünmediğini biliyor olmasıdır. taklid-i iman ve tahkik-i iman olarak nitelendirecek olursak, gerçekten dinini ve inancını kavramış bayan mahalle baskısı nedeniyle örtünmez. şahsi kararları ve kişisel değerlendirme yetisine sahiptir. bu tür filmler bizim camiamızdan değil de, dışarıdan bize bakanlar tarafından çevrildikçe tam da yazarın dediği gibi "kırık dökük aynalarda kendimizi görmeye çalışmakla" eşdeğerdir.
ben ne büşralar gordum hiç biri bu filmdeki gibi değildi.
(bkz: sahitlerim var)
para kazanmak ve isim yapmak isteyen bir yönetmenin yapmış olduğu filmin ismi.
zıt kutuplar çatıştır sonra gelsin paralar ve şöhret ne ala memleket.
aşk'tır bazı insanların lisanında.* *
klasik, ama bir o kadar da sempatik bir isimdir.
müjdeleyici demek. ben...
türbanlı kızların uzaydan gelmediklerini kanıtlayan basit senaryosuna rağmen kendini izleten film.
beklediğimi bulamadığım filmdir. bişiler beklediğimden utandığım filmdir.
senaryosunu yazanı bulup odunla kovalamak isteği geldi içimden. yazar olan karakter gibi karakterlerden nefret etmekte haklı olduğumu filmdeki yazar kişisi ispat etmiştir.
sonuna kadar dayanılması zor bir yerli yapım. izlemesi sıkıcı. sonuç olarak hayal kırıklığı.
bahadır boysal'ın baş örtüsü meselesini "kız türbanını çıkarsın her şey hallolur" mantığıyla çözdüğünü zannetttiği filmciği. Değil mi be bahadır herşey ne kadar basit, bak filmin sonunda kız ne güzel çıkardı türbanını herşey çözüldü.

Kendisinin kürt sorunu ile ilgili çözümü kesin kürtler kürtlüğünü bıraksındır. Kendisinin gelecekte siyasete atılmaması dileğiyle. Yanlış anlamasın kendisinden çok var.

Birde kendisine hatırlatmak gerek, senin çizdiğin türbanlı portresi gibi olmayanlarda var diye. Yani baş örtülülerin çoğu senin zannettiğin gibi aynada kendine bakıp iğrenmiyor.
trakyalıların 'böşraa' diye telaffuz ettiği kız ismi.
bazen bir su tabancasının bazen de bir türbanın hayat kurtarabileceğini gösteren, sıkıcı ilerlesede, içinde yer yer güzel diyaloglar bulunan film.
--spoiler--
insanlar ilham perisini tatlı, iyi niyetli bir hanımefendi sanırlar. halbuki ne kaltaktır o!
--spoiler--
"bizim bütün hislerimiz çırılçıplak ama onlar öyle değiller abi.. şerefsizler maske takıyorlar abi.."
güzel bi isimdir .bi bayana yakışır .*** *
gelmiş geçmiş en iğrenç kız ismidir, nedense sümüğü çağrıştırır.
eğitim öğretim kurumlarında metrekare başına 2 büşra düşer ya da bir büşra bir merve...
filmi yeni izledim. * *
film aynı takva filminde olduğu gibi fitne amaçlı yapılmış.
büşra hanımın söylediği son cümleler çok manidardır.
--spoiler--
"ve masal sona eriyor.tatlı bi rüya sırasında uyanmak gibi.
herşeyin mümkün olduğu bir diyardan uyanmak zorunda olduğumuz soluk bir varoluşa." bu dizelerde sanki bütün kapalı kızlar büşraymış gibi hepsine ders veriliyor. aslında dışarda mükemmel bir hayat seni bekliyor. fakat sen ona ulaşamazsın. çünkü senin hayat tarzın buna engel. aferin. devam edin böyle, sektör ne de olsa elinizde.

"kırık dökük hayaller,ters çevrilmiş kaderler
hep farkında olduğumuz ama reddetiğimiz o mutlak gerçek." bu dizeleri söylerken yobaz denebilecek, katı müslüman genç isteyerek içki içmiş ve bayılmış durumda. burdan aslında hepimiz pisliğiz deniliyor.
--spoiler--
izleyicilerin çok şey beklediği ama umduğunu bulamadığı filmdir.
ancak bu filmin kötü olduğu anlamına gelmez
zira film muhafazakar burjuvazi içindeki çatışmayı yalın bir şekilde gözler önüne sermektedir.
aynı şekilde kendisini laik olarak niteleyen kişilerin ön yargıları başarılı bir şekilde işlenmiştir.
türbanlıların, ateistlerin, solcuların, sağcıların, liberallerin, alevilerin, sünnilerin...
kısacası farklı fikirlerin ve kültürlerin bir arada saygı ve barış çerçevesinde kardeşçe yaşadığı bir uzlaşı filminin çekilmek istendiği aşikar...
fakat herşeye rağmen filmde çatışmalara gerçekçi bir çözüm yolu sunulmamıştır.
filmin en önemli eksiği bu olsa gerek.