ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi ya la, iç savaşlarla kan gövdeyi götürecek ve sonunda yine bop gerçekleşecekse ne istiyorsanız yapın dedirtendir. bop eşbaşkanı ülkemizde cumhurbaşkanı olmuşken aksini zaten düşünemeyiz.
adım adım gerçekleşiyor, ırkçılar böyle coşsun birilerinin cebi parayla dolsun kampanyası. millette amacına ulaşsın, sonra biz neden gelişemiyoruz diye yazsın tarih kitapları.
-elllerine bir kağıt almış dolaşıyorlar. amerikanın projesi diye. bunu ispat ederlerse biz herşeye varız. ama ispat edemezlerse alçaktırlar namussuzdurlar. bu kadar açık bu kadar ağır konuşuyorum.
recep tayyip erdoğan
-türkiyenin ortadoğuda bir görevi var. nedir o görev? biz geniş ortadoğu ve kuzey afrika projesinin eşbaşkanlarından bir tanesiyiz. ve bu görevi yapıyoruz.
recep tayyip erdoğan
türkiye ye ırak ve suriye den ithal edilen kürt ve yobaz araplarla birlikte orta vadede türkiye'de de cok sert orta doğu cehaleti esecek gibi görünmekte.
bize ilkokulda öğretilen hrisyanların ''megali idea''sına benzer proje. konu proje ve ortadoğulular olduğunda o işten şüphe ederim. inşallah maşallah yalan vesselam.
1973de, altının referans değeri(Standart karşılık) olmasından kurtulan ABD, o gün bu gündür, bir eli yağda, bir eli baldaydı.
Petro-dolarları'da bu işin içine kattı, Rusya da dağılınca, ABD dolarına gün doğdu.
Ancak, üretmeden, hizmet yaratmadan basılan dolarlar, şimdilerde ABDye borç bombası olarak geri dönüyor.
ABD ekonomisinin %20si üretime dayanmaktadır. %80i ise, banka sistemleri, faiz, para basma gibi parasal kaynaklardan gelir.yarattiği sistemde istediği kadar dolar ve tahvil basar.
Dünyadaki tüm devletlerin gayri safi milli hasılalarını topladığımızda, (2012) 72 trilyon dolar etmekte.
Dünya genelinde 600 trilyon doların dolaştığı tahmin ediliyor.
Yani dünyada (600/72=) dokuz kat dolar fazlası var.
Karşılıksız basılmış dolarlarla yapılan mal değişimleri, gerçek değer olmaktan çıkıyor.
Başka bir değişle, dolar ile yapılan alışverişte, ticarete iştirak eden tarafların, mutlaka bir zarara uğramasına neden oluyor.
Durum bu olunca, zarara uğrayan ülkeler ticarette dolardan çıkmanın yollarını aramaktadır.
Kimisi mal takası yoluna gidiyor. Kimisi de, ödemeleri altın ile yapıyor.
Avrupa, ingiltere ve Japonya da, ABD gibi, para basmayı, krizden çıkmanın aracı olarak görünce, dünya finans sistemi basılan paralarla boğuldu.
Basılan paraları kendi ülkelerinde kullanmadıkları için, enflasyonu da kendi ülkelerinin dışına ihraç etmiş oluyorlar.
(kaynak : bülent esinoğlu)
2001 yilinda gidisati farkedenler tarafindan dolarin cökmesini engellemek icin 11 eylül kumpasi kuruldu.o zamanki Euro Dolar savasini, dolar 11 eylül hamlesi ile kazandi. Oysa, 2002 yilinda, euro daha piyasaya yeni cikmisken, Iran petrollerini dolar ile değil , euro ile satacagini aciklamisti, ondan sonra euro ya operasyonlar yapildi, Irak mahvedildi, Afganistan yakilip yikildi, amerika piyasaya yüzlerce milyar dolar basti, fakat bu dolarlar ic piyasasina degil, dis piyasada birbirleriyle alisveris yapanlarin kullanmasi icin sürüldü . Simdi o dolarlarin amerikaya dönüsü basladi.
bugün amerika ve diğer devletler elindeki balon dolarlari birilerine sokusturmaya calisiyor.
örneğin Cin, yunanistanin tüm borclarini dolarla satin almak istedi (bkz: http://www.bloomberght.co...is-piyasalara-cin-destegi), avrupa birligi (almanya) kabul etmedi, (yoksa yunanistanin tek kurus borcu kalmayacakti) ab piyasasina daha fazla balon dolar sokmak olacagi icin kabul etmediler.
amerika su anda, balonun birden patlamasini önlemek icin hafif hafif siboptan hava almaktadır, kontrollü bir sekilde balonun basincini indirmeye calismakta, Tabii arada bir takim kücük devletlerin ekonomileri de yerle bir olacaktır.
Libya'da Kaddafi rejiminin yıkılmasının arkasındaki sebep'de budur.kaddafi afrika ülkeleri arasinda altin dinarla alisveris sistemini oturtmak istiyordu,devrildikten sonra Libyanın altin rezervleri küresel sermayenin eline gecti.
Irak' da 2001 yılında Saddam Irak petrollerini dolar ile satmayacağını açıkladı ve sonrasında olanlar malum.
Türkiyede ise 28 Şubat sürecinde Erbakanın en dikkat çeken çalışması elbette D8 yani islam Ülkeleri Birliğini kurmasıydı.
Bu projenin en önemli amaçlarından biri de dolar, avro yerine müslüman ülkeler arasında ORTAK PARA BiRiMi oluşturmaktı.
15 Haziranda D8ler istanbulda bir araya geldi ve Ortak Para Birimi konuşuldu.
18 Haziranda ise hükümet dağıldı.
O günden bugüne de Türkiye küresel güçlerin sahte para sistemi içinde boğulmaya devam etti.
Borçlu büyüme gelişme adıyla halka nispeten yutturuldu ve Türkiye süper güç oluyor naralarıyla sahte bir zafer sarhoşluğuna girildi.
bundan sonra sıra irandadır. özellikle son birkaç senedir irana karşı yaptırımlar daha da sertleşti.2008de iran petrolün dolar ile satışını tamamen durdurdu. Rusya, Çin ve Hindistan ile enerji bağları kuran iran, Ortadoğudaki petrolleri karşılıksız bastığı para ile sömüren ABDyi tedirgin ediyor. nükleer enerji tartışmaları sadece bir kılıf.
son yıllarda görülen kavganın tek amacı sanal para sistemini korumaktır.
bilinen haritasının geçerliliğini yitirdiği proje:
-gelişen ve bizden daha ilerici konuma gelmiş azerbaycan'ı büyütmek,
-bölünsün diye resmen ordu kurulan suriye'yi tek parça görmek istemek,
-özerklik diye yırtınan bölücü kürtlere hem iran hem de türkiye'den toprak verip tam bağımsız yapmak** artık pek gerçekçi görünmeyen amaçlar.
abd'nin savaş sanayisini devam ettirebilmek için "zayıf düşman oluşturma" projesidir.
sovyetlerin yıkılması abd'nin soğuk savaş ekonomisine darbe vurmuştur.
taliban ve ırak savaşları da abd için çok kısa sürmüştür. (taliban da, saddam da abd'nin yarattığı organizasyonlardır.)
abd rahatça, uzun süre dövebileceği bir düşman aramaktadır.
ama abd'nin düşünemediği bir şey var; islam'ın gücü ve felsefesi abd'ye uzun süre düşman olmaya yeterli değildir. büyük ortadoğu projesini gerçekleştireceğim derken islamın bütünüyle tarihten silinmesi ihtimali vardır.
zamanında üniversite'de yazdığım tezimin konusuydu.
hayata, devletlere, milletlere, dünyaya bakış açımı değiştirmiştir. bu proje sanıldığının aksine sadece ''vaad edilmiş kutsal topraklar projesi'' değil, çok çok daha derin bir konudur.