türk insanın en çok yanılgıya düştüğü deyimdir. her yaştan insanımız, ben bunu yaparım, ben şöyle yaparım der ama sonra çok farklı davranır. hiçbir zaman hayatta büyük konuşmamak lazım. hayat sürprizlere gebedir.
laf: ulan saf'lar yüzünden hep işkembe-i kübradan hoba diye boşlukta buluyorum be kendimi.fuck de sus , ne devam ediyon.
gaf : sorma be laf ben de ne güzel kış uykusuna yatmışken yok "ananı da al git" filan olmuyor ama . ha "netekim" de başıma çok bela açtı be zamanında. git mutluluğun resmini yap ne bileyim nü çalış. tabi fi tarihindeydi şimdiki bebeler bilmez pek.
saf : hep ben mi suçluyum yani. alay edin bakalım. bi kere ben vulgarize ediyorum olayı. tabi anlayana. çattık ya. hem ağzım da büyük kıçım da bundan kime neyse.
-nereyi kazandin?
-halkla iliskiler, ankara ya gidecegim
-ee o bolumu okumadan da sekreter olabilirsin
-ne alakasi var ya sekreterle iletisimcinin! allah allah!
ve bes yil sonra idrak edilir, mezun olup da sekreterlik yapmaya baslamak suretiyle... :(
ben bu işi kesinlikle yapmam, ben şu partiye asla oy vermem, ben şu arabayı asla almam, gibisinden edilen lafların bir gün tersi olabileceğini ima eden cümle.
Dedemin kardeşinin iki kızı vardır ve şu sözü söylediğine şahit olunmuştur:
"Kürde Laza kız vermem."
Şu anda bir kızı bir Kürtle diğeri bir Laz la evlidir.
örneğiyle ispat edilebilecek söylemdir...