seksek oynamak, komşu teyzenin getirdiği küçük bir çikolatının verdiği müthiş keyif, annenin akşam ne getireyim kızıma diye hergün araması, ananenin mutfağında tabüreye çıkıp bulaşık yıkamak ve herkesten bununla ilgili iltifatlar almak*, bahçede oynamak ağaçların ve çiçeklerin içinde, hava kararırken biraz daha dışarda kalabilmenin yollarını aramak, kokusunu beğenmediği evlere girmemek için ayak direme özgürlüğüne sahip olmak, ciciannenin* yaptığı cevizli ekmekler, saç baş yoluşulan ama yemeğin ve oyuncakların seve seve paylaşıldığı dostluklar...
pencerenin kenarına oturup babanneyle birlikte dolmuş saymak.o sırada babannenin sana yemek yedirme çabaları.elmalı avizenin renk renk ışıkları altında gazete okuyan dedenin kucağına yatmak.5 çayı ve anneyle oturup izlenen diziler.yalan rüzgarı,cesur ve güzel vs.*
bugün yaptıklarını, hatalarını düşünüp keşkeler geçirmeden içinden, yarın yapacaklarının listesini aklında kurmadan, stresten midene kramplar girmeden huzurla çekerek içine havayı "mışıl mışıl" uyumak, kabuslar yerine tatlı rüyalara kapamak gözlerini ve hiçbir şey düşünmeden huzur içinde uyanmak yeni güne mutlu huzurlu ve umutlu...
çizgi film kuşağını kaçırmamak için sabahın köründe kalkmak, ağız açık vaziyette çizgi film izlemek. çizgi film kuşağı bitince de uyanmaları için anne ve babanın yatağında tepinmek.
yarının yatmak ve kalkmaktan ibaret olması.
şimdi yarın denilince gelecek anlaşılıyor, gelecek denilince b.k gibi bir potansiyel hayat, e geri kalanını yazmasam da olur.
keşke küçülsem de annemin cebine girsem *.
zillere basıp kaçmak, sivrisinek ilaçlama arabasının arkasından deli misal koşmak, misket ve futbolcu kartı cıkartmalarıyla oynamak, her gün mutlaka ateş yakmak, en önemlisi ve en güzeli yapılan hiç bir şeyden sorumlu olmamak.