Turnikelerin altından geçince ses edilmemesi, yorulduğun zaman kollarını uzatır uzanmaz birinin kucağında taşınmak, “çocuk o boşver.” Denilip ayıplanmamak, aileyle geçirilen daha çok zaman, anaanne köyünde çamın altında bütün kuzenlerle tek battaniye altında korkunçlu hikaye anlatma geceleri, en büyük sorunumun bile aslında küçümencik olması...
Arkadaşlarla gece 12ye kadar mahallede deliler gibi oyun oynayıp gezip tozmak. Büyüdükçe nedendir bilmem eskisi gibi olmuyor. Önceden akşam yemeğini yer direk dışarı çıkardık. Sıra sıra evden arkadaşları çağırırdık. Çekirdek yiyerek gezerdik, bisiklet binerdik, basketbol oynardık, parkta otururduk, bahçede otururduk... hiçbirşey yapmasak bile bahçede oturup sohbet etmek yetiyordu. Belkide en güzeli bu. Eskiden annelerimiz nereye gidiyosun demezlerdi bilirlerdi çünkü gittiğimiz yerleri. Sokaklar daha güvenliydi. Çoluk çocuk herkes dışardaydı. Şimdi hava karardığı an korku başlıyor. nerde o eski gece buluşmaları...
Bir türlü yalnız yatamayıp annemlerin uyumasını beklediğim, onlar uyur uyumaz da gizlice odalarına girip yataklarının ucuna kıvrılıp uyuya kaldığım zamanlar..
Maksat yanımda biri olsun. Babam Ne kadar azarlasa da çoğu gece bunu yapmaya devam ederdim.
abimle oyun oynamak mahallede misket oynarken onun kazandığı bilyeleri toplamak. gizlice bisikletini kaçırmak el ele tutuşup okula gitmek. en ufak bir şey olsa koşa koşa gelip elimden ilk tutan düştüğümde ilk kaldıran olması vel hasılı kelam abimle çocuk olmayı özledim büyüdükçe uzaklaşıyor insan birbirinden.
Küçükken hep büyümek isterdim yaşım büyüdükçe özgüvenim artıyordu insanlar beni daha çok ciddiye aldıkça mutlu oluyordum. Büyüklerin ah çocuk olsam serzenişleri saçma geliyordu. Sanırım yavaş yavaş onları daha iyi anlamaya başladım. En başta sorumluluk yoktu tek derdimiz okula gidip gelmek arkadaşlarla küsüp barışmaktı. Hüzün nedir gönül nasıl yorulur ruhun nasıl daralır bilmezdik. Bu hisleri tatmamış ben i özlüyorum.