insanların kötü bakışlarına maruz kalmadan Özgürce, içimden geldiği şekilde istediğim şeyleri yapmayı çok özlüyorum. Küçükken daha da kendimiz gibiymişiz büyüdükçe "elalem ne der" düşüncesiyle istediklerimizi yapamaz olduk.
Benim en çok özlediğim şeylerden biri, çocuk kitapları okumak.
Şimdi de kitap okuyorum elbet, istesem çocuk kitapları da okurum ki kitaplığımda onlarca var, ama çocukken onları okumanın tadı bambaşkaydı. Her okuduğumu gerçek zanneder ve kitaptaki karakterlerden ilham alarak hayatımı şekillendirirdim. Bir şey öğrenip hemen onu uygulamaya koyardım. Eğlenir, mutlu olurdum. Şimdi okuduğum zaman kafa ya aşırı bilgi yüklemesinden ya dertten alev alıyor.
çamurun içinde oynamak. çamurdan baraj yapmak. sağlam olması için duvarın içini taş ve dallarla desteklemek. kesilmiş laminant parke parçasının altına bire bir formda uygun olarak kesilen straforu yapıştırmak ve barajın içinde biriken suda yüzdürmek.
hatta estetik gözüksün ve birazda yelkenliye benzesin diye kare formlu parke parçasının ortasına çivi çakar, o çiviye de keserek yelken şeklini verdiğim karton parçasını yapıştırıcı ile monte ederdim. parkenin köşelerine minik petek çivilerini çakardım. köşe çivilerin tam ortasına da petek çivisi çakardım. sonra bu çivilerin etrafından üç sıra ip dolar, boks pisti gibi bir görüntü yaratırdım. teknenin sınırlarını oluştururdum yani. duba gibi olurdu. baya bir yük taşıyordu. yük dediğim taş falan işte..
velhasıl; çamurun, kumun, taşın toprağın içinde oynamayı, kendi oyuncaklarımı yapmayı özledim.*
amaçsızlık. o zaman da erkenden kalkardım ama sağa sola koşturmak için. ne yapılacak işler sorumluluklar vardı ne de yastığa kafayı koyduğunuzda sizi uyutmayan şeyler.
annemin gençliği. çok acıdır ki gün geçtikçe gözünüzün önünde yaşlanır, ama sürekli aklı sizdedir, kalbi sizledir. onunla geçiremediğiniz her bir an için vicdan azabı çeke çeke, küçüklük anılarınızı şöyle bir aklınızdan geçirirsiniz gece başınız yastıktayken. bir gün herkesin ,hatta sizin bile gidecek olmanız gerçeğini yakıştıramazsınız annenize. kabul edemezsiniz, ve her geçen gün için hem zamana hem hayata küfredersiniz keşke annem hep küçüklüğümdeki gibi kalsa diye .