Bunu söyleyeceğim aklımın hiçbir noktasından geçmezdi ama;
(bkz: ilkokul)
(bkz: ortaokul)
(bkz: lise)
hele ki; okul hayatınızı* bilgisayar oyunlarına fazla zaman ayırarak geçirdiyseniz, emin olun o ortamı çok daha fazla özlersiniz. *
seni özlüyorum ben. seni karşılıksız deliler gibi sevmeyi.çocukluğumun sana denk gelmesini. ben olmayı sana borçlu olmayı..
ben olmaktan senin yüzünden nefret etmeyi ama senin sayende katlanabilmeyi..
durduğun yer neresi olursa olsun içimdeki yerinin hep aynı olmasını.
bana yaptıklarına rağmen hissettiklerimin değişmeyeceğini bilmeni ve bunu kullanmanı. hep orda kalacağımı sanmanı. hep orda kalacağımı sanmamı.
sana olan sonsuz tahammülümün her daim varlığını.
yaptıklarının ardından gözümün içine bakmanı ve biz olduğumuz için demeni. ve benim seni sırf biz olduğumuz için affetmemi..
ruh eşi safsatasını, gözünün içine bakarak seni anlayabilmeyi ve herkesin buna şaşırmasını. buna şaşırmayı..
en eski en yakın arkadaşım olmanı ve bununla gurur duymayı.
sendeki yerime rağmen senin bende her zaman bir numara olmanı.
gecenin bir vakti aramak istediğim tek kişi olmanı ama aramaya bile kıyamamayı..
senden başka herkesi herşeyi sırf senin için bir kenara atabilmeyi.ama senin beni hiç bir zaman hayatındaki birinciliğe alamamanı sessizce kabul etmeyi..
sırf senin için kaderimi değiştirmeyi. sırf senin için en değerlilerimi kaybetmeyi.
bir gün normale döneceğini düşünüp sadece o günü beklemeyi. o günün geleceği umuduyla senden başka herkesi görmezden gelmeyi. senden başka kimsenin beni sevmesine izin vermemeyi.
tüm filmleri bizim hikayemizi anlatıyormuşçasına izlemeyi. tüm şarkıları senin kulağından dinlemeyi..
deli gibi isteyerek gittiğin tüm konserleri ben hariç başkalarıyla paylaşmanı..
senin için günahlar işlemeyi ve bunlar için pişman olmamayı.
harcadığımız ve birbirimizi tükettiğimiz onca yılın ardından gemiyi terkeden ilk kişi olmanı ve benim bunu başkalarından duymamı..bunu bile anlayışla karşılamamı..
çocukluğum..bir köy vardı şimdi kilometrelerce uzağında olduğum.tozlu yolları vardı,tek kat yazlık evleri görmek için sabırsızlıkla beklediğim..o yollarda o tozlarda büyüdük,hiç farketmeden büyüdük..her gün akşam yemeği yenir ve bir arkadaşın seni çağırması beklenirdi evlerde..derken biri çıkar gelir derken diğeri,diğeri işte toplanıverirdik böylece.hemen hangi oyunu oynayacağımıza karar veriridik ta ki o oyundan sıkılana dek.ardından diğer oyun ,diğer oyun ve gece en son saklambaçla biterdi.ağaçların tepesinden çatılara,otların arasından römorkların içine,aklına gelebilecek ya da gelemeyecek her yere saklanabilirdik hep saklandığımız yerden çıkmak üzere..gece biterdi biz ter içinde toz içinde yataklarımıza süzülürdük hiç kimseye çaktırmadan..(gecenin bir yarısı kim yapsındı banyo falan)..sabah uyanınca her şey yeniden başlardı,her gün ayrı bir heyecen vardı..şimdi özlüyorum o günleri inceden inceden...
kalbimiz kırıldığında iki damla yaşla yarım saat sonra unuturduk.
şimdi kırgınlıklar çok yaralıyor, insan en çok o masum kırgınlıkları özlüyor sanırım.
akşam ezanı okunana hatta okunduktan sonra bile sokakta deli gibi bitmez bir enerjiyle oynamak ve hayattaki tek derdinin oynadığın oyunda kazanmak veya elmalı şeker, abur cubur yemek için ebeynlerden dilenen harçlıkların olması.
- en çok beğendin öğretmenin ya da aktristin karın olduğunu düşlemek .
- arkadaşlarla hep bir arada, saatlerce vakit geçirmek .
- ilk kız arkadaşını evcilik oynarken şıkıştırdığında yapacak şey olarak 80 ler türk filmlerinden tecavüz motiflerinden görülen bacak yalamak, serdar ortaç klibinde görülen göbek yalamak gibi asıl mevzuyla hiç bi ilgisi olmayan şeyleri bi halt yapıyormuşçasına gerçekleştirmek ve bunu ardından defalarca yapmak .
- annenin ve babanın bi türlü bidaha bu kadar falzaca göstermeyeceği ilgi. ilk adımlar,ilk okuma,ilk sevgili vs ...
- gazete okumacılık oynarken gerçekten okuyabildiğini anladığın o an .
- okul kütüphanesinden onca arkadaşına kaptırmayıp, istediğin kitabı alabildiğin zamanlar .
- okul kütüphanesinden istediğin kitabı alamayıp üzüldüğün zamanlar.
- ilk yediğin tavuk,et vs nin tadını hissettiğin anlar .
- ilk denize girdiğin o gün ve yüzme öğrenebilme çaban . yüzebilmenin keyfini aldığında delicesine yüzmek için can attığın o yazlar .
- o müthiş karne günleri !
- sevdiğin kızları başkalarına kaptırdığın o talihsiz günler .
- sınıfın popüler çocuklarıyla yaşadığın rekabet .
- kimin notu daha yüksek gibisinden girdiğin sidik yarışları .
- her beslenme saatinde o iğrenç şeyleri zorla yemen . ( evet özledim lan,üniversitede beslenme saati olsun ! )
- taklalı, maklalı benden eğitimi dersleri .
- müzik derslerinde filütle girilen gereksiz samimiyet anları !
- resim dersinden geçme çabaları . (annen falam gelir . )
- matematikten zıçışların ve ömür boyu geçemeyeceğini düşündüğün zamanlar .
- el sanatları dersinden her sözlü öncesi marangoza yaptırdığın süper tahta şeyler !
- ve ilk sinemaya gittiğin o gün ! unutulmaz, büyüye kapılır, etkisinden kurtulamazsın . ( en azından benim için, şimdi ayağa düştü sinema, önüne gelen film vizyona giriyor, tüm filmler birbirine benziyor, eskiden başkaydı, küçükken klişede yoktur bide oda güzeldir misal . zaten hiç bişey yaşamamışsın ki, ne klişesi . )
kısacası ufakken kıymetini bilmemişim ! çünkü ilklerin tadı başkadır, kaşarlandık artık be !