büyüdükçe özlenen şeyler

entry1137 galeri4
    246.
  1. -yaptığın muzurlukların hoşgörülmesi
    -üzerinde hiç sorumluluk olmadan başkalarının sorumluluğunda idare ediliyor olmak
    -yanlışlar yapmanın anormal sayılmaması
    -yapabileceğin en büyük kötülüğün arkadaşlarınla oyuncaklarını paylaşmıyor olması
    -karşı cinsten birini sevdiğinde asla canının yanmıyor olması
    -en masum yıllar olması
    -tek derdinin arkadaşlarınla biraz daha oynamak olması veya biraz daha geç yatmak olması ve daha bir çok şey..
    çocuk olmak, çocuk kalmak varmış, o zamanki en büyük hayal kırıklıkları, yetişkin yaştaki en küçük hayal kırıklıklarının yanından dahi geçemediğine göre...
    0 ...
  2. 247.
  3. - pazar günleri annenin ekmek hamurundan kalan hamurla pide yapması. her ne hikmetse ekmek sarı olurken aynı hamurdan yapılan pidenin beyaz olması.
    - annenin işten çıkıp eve geliş zamanını öğrenip son dakikaya kadar sokakta oynamak. anne sokağın başına geldiğinde, apartmandan içeri girecek zamanlamayı yakalamak ve bütün gün evde oturmuş ders çalışmış imajını başarıyla çizebilmek.
    - evin karşısındaki küçük tepeye anlamsız bi şekilde defalarca tırmanmak. üstü başı toz - çamur yapmak.
    - dalından iğde koparıp yemek. hatta iğdeler oluşmadan önce açan çiçeklerin o müthiş kokusunu doya doya içe çekmek.
    - "anneeee bak ellerimi bırakıp sürebiliyorum bisikleti" " anneeee bak düşmeden paten kayabiliyorum" diye sokağın ortasında bas bas bağırmak. tam sürebiliyorum/ kayabiliyorum derken popo üstü yere düşmek. annenin içinin hop etmesi. yerden kalkıp eheh acımadı ki demek.
    - eve girersen bi daha çıkamazmışsın gibi suyu balkona koymak. otların arasına işemek. kıça çalı çırpının değmesi. ( ehehe.. anne okuma sen burayı)
    - mahalledeki tek kız olmanın acısını çekmek. " ben de maç yapcam yaaa beni de alın takımaaa" demek. " sen kızsın " demeleri. suratı asıp karşıdan izlemek maçı. top ağaçlara kaçınca inşallah alamazlar, inşallah patlar diye dua etmek.
    - anneden kaçıp bisikletle taaaa uzaklara gitmek. sonradan baktım da gittiğim yola.. 5 dakikalık yürüme mesafesindeymiş. şehrin öbür ucu gibi gelirdi o zamanlar bize.
    - ezandan sonra sokakta geçirilen her saniyenin bi ömür gibi uzun gelmesi. yepyeni bir oyuncak kadar mutlu etmesi.
    - yandaki evde kalan yaşlı teyze. tepeye tırmanıp onun evine bakarak yenilen 5 kuruşluk çekirdekler. her çekirdek keyfinde teyzenin " ben bu evi 25 kuruşa almıştım. ne paraydı be o zamanlar..." demesi. her seferinde hadi yaa gerçekten mi diye şaşırmam. ama her seferinde. 25 kuruşa ev mi olurdu?! öldü şimdi o teyze. o güzel evi de yıktılar. apartman yaptılar yerine.
    - apartmana yeni bir çocuğun gelmesinin üzerine her yaz birlikte oynadığımız en üst kattaki komşunun oğlunun yeni gelen çocuğu kıskanması. ben yokken çok iyi anlaşırlarken ben gelince çocuğu direk eve yollama girişimleri. "küçük o! oynama sen onla. biz bisiklete binip gidelim gezelim " demesi. çocuk da bizimle gelmeye kalkınca "evden uzaklaşma sen o kadar büyümedin daha" demesi.
    - her yaz günü saat 6 da çıkıyorum diye saatin ibresi 17:59 dan 18:00 e dönerken kapıyı çalması. ya da "esraaaaaa çık hadiiiii" diye bağırması. ama her gün.
    - yazlıkta kız arkadaşla sahilde otururken, bi çocuğun yanımıza gelerek uzaktaki birini göstermesi, sizinle tanışmak istiyorlar çağırayım mı gelsinler mi demesi üzerine bizim birbirimize bakmamız ve"istemiyoz gelmesinler neden tanışcakmışız" dememiz ve ardından kaçmamız o ortamdan. o saflık. o masumluk. artık ne için tanışmak istediklerini düşündüysek o zamanki aklımızla...
    - eniştemin beni " dünya güzelim benim" diye sevmesi. eniştem hala öyle sever beni ama büyüdükçe anladım dünya güzeli olmadığımı.

    ve daha bir sürü şey.
    3 ...
  4. 248.
  5. 249.
  6. erkeklerin,

    ''ağzını kırdığım''

    kızların,

    ''eşşek''

    diye küfrettiği zamanlar az özlenmiyor zannımca. dün bacak kadar bebeden bir küfür duydum, hala ağzım açık.
    2 ...
  7. 250.
  8. mavi varili yarıdan kesip mahalle ski si yapmak.
    0 ...
  9. 251.
  10. 252.
  11. Maç yaparken annenizin camdan size seslenmesi üzerine sizin 5 dakida diye diye epey bi uzattığınız keyifli anlardır.Eve gelince zorla banyoya girmek ve anneden babadan yediğiniz azarda dahil olmak üzere geçen bütün olaylardır.
    0 ...
  12. 253.
  13. kırtasiyeden küçücük poşetler içinde satılan renkli kolonyalardan alıp, amaçsızca kullanmak.
    1 ...
  14. 254.
  15. 255.
  16. kuzenle gecenin yarısına kadar cipslerden cıkan atlantis alfabesini cözmeye ugrasmak, kardeşle kavga edip kardesi aglatmak *, dedenin sarı taşları olan tesbihiyle oynamak, topraktan solucan cıkarıp yogurt kutusunda beslemek * , yine kuzenle köyün mezarlıgına gidip kaybolmak...
    0 ...
  17. 256.
  18. çalınmamış hayallerin iplerinin elinde olmasını, henüz elden kaçırılmamış olan balonları, kirletilmemiş masumluğunu, gün geçtikçe artan yükün sırtta olmayışını, dertten tasadan uzak olunuşunu, bir bebek gibi masumca çekilen uykuları, gülüşmeler hemde içten gelircesine gözleri yaşartmayanından.. sonra bir de geleceğe dönük kurulan hayaller vardır.. büyüdükçe elinden birer birer çalınan, çıkmaz sokaklarda kaybettiğin hayallerin vardır.. en çok onları özlersin.. bir daha hayalini bile kuramayacağın o güzel günleri özlersin.. bir iki damla yaş akar gözünden, silersin ellerindeki çocuksu sıcaklıkla ve olağanca gücünle sarılırsın özlemlerine.. çıkmaz sokaklarda yitirdiğin hayallerine veda etmiş olsan da, onları gerçekleştiremeyecek olsan da, başını kaldırıp, özlemlerine sarılıp devam edersin yoluna..

    (edit : çok merak ettim bunun neyini eksilediniz yaa.. kaybettiğim her şeye neden olan insanlar, bırakın da kaybettiklerimin acısını rahat yaşıyım.. )
    2 ...
  19. 257.
  20. kardeşinle clementine'in jenerik müziğini bağıra bağıra söylemek.

    arkadaşlarımın günlüğüne onlar hakkında yazı yazarken kullandığım, şimdi güldüğüm ama bana o zamanlar güzel gelen "kalbin kadar bu temiz sayfayı bana ayırdığın için" diye başlayan cümlecikler.
    0 ...
  21. 258.
  22. önlüğü giyip okula gitmek, ikincidersin tenefüsünde beslenme saati yapmak,* beslenme saatinde sınıfın yemek kokması, bahçede yakalamaca oynamak. çzledim be sözlük.
    0 ...
  23. 259.
  24. Her bayram el öpüldükçe karşılığında harçlık alınması, büyüdükçe artık bunun yerini el öpenlerin çok olsun kalıbı almaya başlar.
    0 ...
  25. 260.
  26. boyum uzamış mı diye duvara çiziktirdiğim kalem izleri.
    2 ...
  27. 261.
  28. mahalledeki kızları kovalamayı çok özlerim.
    0 ...
  29. 262.
  30. bazı zorunlulukların olmaması.
    en büyük derdin çikolata alınmaması olması.
    ve en güzeli de kalp kırıklarının en hafif şekilde olması.
    0 ...
  31. 263.
  32. sinek arabasının peşinde koşmak, aptal aptal muhabbetler etmek ve kimseden saçmala diye tepki almamak.
    bunları şimdi yapınca 'ergen misin? çocuk musun? nesin sen ya? büyü biraz.' diye tepkiler alıyorum. sorma sözlük, çok büyümüş millet. sen sorma gitsin.

    ne meraklıymış lan insanlar 'büyüdüm ben.' demeye.
    0 ...
  33. 264.
  34. bir ülkeyi özlersin en çok;
    harita metod defterine yaptığın sulu boya çalışmasında antalya yı çizmeyi özlersin.
    0 ...
  35. 265.
  36. hiç çocukluğunu çocuk olmanın tutarsız ve bencil rahatlığını yaşamayan biri için ilk kez çocuk olmaktır.
    0 ...
  37. 266.
  38. 267.
  39. en büyük derdinin üst komşunun seninle yaşıt olan -yani 3 yaşındaki- kızını o gün parkta görüp görmeyeceğin olduğu anlardır.
    0 ...
  40. 268.
  41. 269.
  42. korunma hissi.. annenin babanın seni hayatta herşeyden koruyabileceği düşüncesi.. ne olursa olsun hiç bir zaman o saf o pervasız his tekrar duyumsanamıyor..*
    0 ...
  43. 270.
  44. pokemon'da her yeni pokemonu bir kağıda çizip, okula gittiği için izleyemeyen abiye göstermek, özelliklerini saymak. süper bi şeyse hava atmak.

    barbi bebekleri acayip senaryolarla oynatmak. (kimin eli kimin cebinde belli değildi lan nası bi çocukmuşum ben.)

    abi kişisi istediğini yapmadığında dramatik bi şekilde kendini yere atarak "ölüyoyum galibağ" demek. abinin yutmaması, "yürü la ordan" diyecek kadar realist olduğu gerçeği. (oha.)

    abinin kolunu ısırması, abinin arkadaşlarının "bi öpücük verirsen olur" diye istediğin her şeyi yapmaları. (ne ayakmış o öyle ya.)

    r'leri y olarak söylemek, "bebek gibi konuşan kızlar" klasmanına girmemek, çünkü zaten bebek olmak.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük