sehpaları ters cevirip taşıma aracı muamelesi yapmak.
akşam babanın eve gelirken çikolata getirmesi.
jelibon.
okula gitmek için heycanlanmak*
lahana bebek
misketler
annenin makyaj mazemelerini gizlice kullanmanın verdiği tat.
80 lerde çocuk olanlardanım. voltranı özlüyorum mesela; esasında voltranı özlemiyorum, voltranın o zaman ki TV lerde olmayan kudretini özlüyorum..yoksa ben voltranın amcasının oğlu değilim ki burda "ben de başını oluşturacam" diyen gayet fetişist bir kelam etmiş, bir asimo klonunu özlüyeyim..mesela topaç atmayı özlüyorum ..ipi topaça sarmanın bir hüneri vardı, ve ben bu konuda hünerliydim.. mahallede de messi edasında ağırlanırdım, topaç oynarken. top sektirmeyi özlüyorum; şimdi de sektirirsin. 35 yaşındayım çokta kasmam babalar gibi sektiririm .ama kiminle ? mahallede benim elim de büyümüş arkadaşımın oğluna "gel lan hede, kolasına top sektireceğiz yüzde biter; birinç benim " diyemem. zaten babası da muhtemelen yanıma gelip, "tanıdığım bir doktor var kardeş seni yolluyum ilk seansıda ben veriririm" der.. misket oynamayı, gazoz kapağından "baş" oynamayı, sikimdirik şekerlemelerden çıkan futbolcu kartları ile "peynir - zeytin "( resimli yan gelirse peynir, arka tarafı gelirse zeytin) oynamayı, biridrbir, uzun eşşek, kuka, çelik - çomak hepsini özlüyorum .. şimdilerde slaytlar yapmış millet birbirine ışınlıyor "80 lerde çocuk olmak" diye .. çok matah bir şeymiydi ? valla saat 5 ten sonra TV açılıyor ..kara şimşek, atlantisten gelen adam gibi fantastik diziler kahramanların oluyor .. hatta kit gibi "houuuu houuu " yapmayan çocuk yoktu. ben bile yaptım lan sözlük, padişahın sol taşşağıyım yaa ben , ondan ben bile yaptım diyorum .. yani sözlük, özlüyorum çocukluğumu.. kredi kartı borcum yoktu, elden borcum yoktu .. annem gözlerimin içine bakardı, bir şey olmasın diye .. sevgi, aşk gibi sikimdirik acılarımız yoktu ..ahmetle mehmetle kavga eder ertesi gün ninja olur ota boka ağaca saldırırdık ki kinimiz de yoktu..emaneul serilerinde yüzümüz kıpkırmızı olur, sikimiz korkudan ( biri farkedicek diye) şişerdi..belki de büyümenin tek lezzeti bira içebilmek ..amına koyuyum büyümenin ben.. yeni türkünün dediği gibi " büyüdükte ne oldu kirlendi dünya "..
elma şekeri ve leblebi tozundan alınan tat.
misket oynayıp, kazanılan misketlerle övünülüp kaybedilen misketler için üzülmek.
sabunlanan taşların üstüne oturarak yokuş aşağı kaymak.
okuldan eve koşarak gelip, power rangers ı izleyerek kendini pembe power rangers zannetmek *
salonda uyuyup kalınca babanın yatağa taşıması. bu olayı uçuyo gibi düşünüp, yatağa kadar kucakta gitmek için baba geldiğinde uyuyo numarası yapmak.
yere minder koyarak ranzanın 2. katından atlamak.
sabahın köründe kalkıp çizgi film izlemek.
sokakta sek sek, yakan top, renkli istop, dokuz kiremit oynamak.
'çanak çömlek patlaadıııı' diye dünyayı ben kurtardım edalarında bağırmak.
annenin verdiği kurabiyeleri kardeşinden sonra bitirmeye çalışıp ona 'cancık' yapmak. *
futbolcu kartları, tasolar, tombi, leblebi tozu, buz parmak.
toz toprak içinde sokakta oynamak, akşam ezanını duyar duymaz eve gitmek, anneye 'biraz daha oyniyim noluuurr' diye yalvarmak.
denizde 'nefesini en uzun süre tutma' yarışması yapmak.
halının desenlerini yol sanmak, oralarda araba sürmek.
kar yağdığında karda yuvarlanmak, bidonla yokuştan kaymak.
tüm mahallenin çocuklarıyla birlikte paten sürme yarışmaları yapmak.
saf ve doğal olmak, kalıplaşmış beyinlere sahip olmamak.
istediğin yerde istediğin zaman uyuyabilmek ve garipsenmemek, düşüncelerini herkesin suratına söylemek ama kovulmamak, dünyayı çizgifilmler kadar renkli ve mutlu görmek, hayalleri gerçekmişçesine yaşamak, saçmalamak ve yaptıklarından dolayı yargılanmamak. kısacası çocuk gözlerindeki pembe perdeler ve herkesin hoşgörüsü.