pürüzsüz bir deri, gençliğin en dolgun en canlı ve en toy olan bedenimizi kaybedip, yaşanmışlığın en derin izlerini acımasızca gözler önüne süren bir ten kazanıyoruz.
Onlar Çocuktular...
En mükemmel elmasların saflığındaydılar...
Ne ufak bir lekeleri...Ne de en ufak bir kusurları vardı...
Ve ne de en ufak bir günahları...
zamanın ilerleyişiyle ilgili hiç kafa yormazdım çocukken. nedense hep büyümeyecekmişim gibi gelirdi. sanki ben hep akşam ezanına kadar sokakta oynayacak annemin çağırmasıyla eve geri gelecektim. şimdi ise o hissi kaybettim. zaman o kadar ağır geliyor ki, ilerde ne olur diye çok korkuyorum.