70'lerden kalan saç modelini değiştirdiğinde daha sempati toplayacağına inandığım, yıldız dolu ama en laubali gs ekibine çatmış bahtsız teknik direktör.
galatasaray, bu maçların hiçbirinde 2 farklı galibiyet elde edemediği gibi, 2 golün üstünde gol atma başarısı da gösterememiştir.
bülent korkmaz'ın görev yaptığı süre zarfında 3 uefa kupası maçına çıkan galatasaray, 3. turda Bordeaux'yu * istanbul'da, sabri sarıoğlu'nun 89. dakika gelen golüyle 4-3 mağlup etmiş, 4. turda ise deplasmanda 1-1 * berabere kaldığı hamburg'a, kendi sahasında 2-0 önde götürdüğü maçta 3-2 * mağlup olmuş ve uefa kupası'na veda etmiştir.
ama daha önce hakan şükür, hakan ünsal gibiler için de dediğim gibi büyük kaptan bizim saygımız sizin kariyerinize futbolculuğunuzadır, yorumculuğunuza değil. elbette ki eleştiri olacaktır, elbette ki rijkaard da yanlışlar yapacaktır hatta yapmıştır da. ancak eleştiri yapıcı ve objektif olduğu sürece anlamlıdır. geçenlerde şunu dedi bülent korkmaz: ''rijkaard benim geçen sene yaptıklarımın aynısını yapıyor ben de kewell' ı yedek bırakıyordum o da bırakıyor ama beni eleştiriyorlardı onu ise övüyorlar. galatasaray' ın oyun yapısını ben kurdum.''
galatasaray teknik direktörlüğü içinde patlayan adamdır. keşke biraz daha yapıcı olsaydı. lincoln ü bizim gibi sevebilseydi. şimdi ikisi de bu takımdaydı. ha ne oldu? ikisi de gitti, yerleri de doldu. kusura bakma büyük kaptan. kendin ettin kendin buldun. büyük kaptan olarak kaldın.
stajını piontek'in yerine mesut bakkalın yanında yaptığı için bakü takımına transfer olan mahalleden çıkma teknik direktör bozuntusu. Kısacası, Hocan Manisaspor'u yönetirse senin de şansına bakü düşer.
29.11.2009 tarihinde azeri tv'yi izlerken. bakü takımı ile garip isimli bir takımın maçını gördüm. bakü yeniliyordu. la bu bülent korkmaz'ın takımı mı acep der iken jaba'yı görüp he evet lan o diyip zap yaptım. fakat akşam saatlerinde ne göreyim fox tv'de bizim bülent çıkmış yorum yapıyor. lan nasıl dedim. bizim rijkaard kalkıp hollanda da futbol yorumu yapıcak bursaspor maçı sonrası ha. adamı asarlar be.
galatasaray' ın başında olsaymış şampiyon olurmuşuz, öyle diyor kendisi.
her şeyden önce bu takımın başında o olsaydı; ne elano, ne keita, ne santos gelirdi buraya. ayrıca kendisi takımın başındayken kewell' ı yedek bıraktığını da biliriz. arkasından denmeyen kalmayan skibbe bugün çok kısıtlı şartlarla Eintracht Frankfurt ile başarılı bir sezon geçirmektedir. kendisi ise azerbaycan' dan kovulmuştur.
daha önce dediğim gibi bizim hakan ünsal' a, bülent korkmaz' a, hagi' ye, taffarel' e... saygımız sonsuz; ama bu saygı futbolculuklarına. bülent ve hakan ünsal' ın yorumcu olarak benim gözümde en ufak bir değerleri yoktur. o hala büyük kaptandır, cesur yürektir o ayrı.
koyu galatasaraylı olmama rağmen hiç sevmediğim, sahada değil de sürekli tribünlere oynayan, futbolu bıraktığı için çok memnun olduğum ve inşallah yorumcu olarak bir televizyon kanalında rastlamak istemediğim insan.
" galatasaray genç takımındayız. türkiye gençler şampiyonasında bir üst gruba çıkmak için altay ile zorlu bir maça çıkacağız.. ancak ben maç öncesi 39-40 derece ateşle yatıyordum.. erkan abi (masör erkan kazancı) beni hastaneye götürdü, iğne oldum bir süre hastanede kaldıktan sonra tekrar otele döndük.. ayakta duracak halim yoktu.. hem ateşim vardı hem de üşüme geliyor zaman zaman titriyordum..
maç saati yaklaşıyordu. hocamız bülent ünder ve rahmetli salih bulgurlu bana "bülent sen otelde kal. dinlen" dediler. ama ben ısrarla maçı seyretmek istediğimi söyledim.. hocalarımızda kulübede seyredeyim diye beni yedek listesine yazmışlar.. ben de giyindim. forma ve şortun üzerine iki eşofman giydim. onun üzerine de mont giydim.
yedek kulübesinde zaman zaman gelen titreme yüzünden bir de battaniyeye sarıldım.. yedek arkadaşlar arasında "adalı bülent" diye bir arkadaşımız daha vardı. adımız karşımasın diye ona "adalı bülent" diyorduk.. takımımız 2-0 mağlup durumdaydı.. bülent hoca ve salih hocalar "bülent soyun oğlum" dediler. kendimde olmadan bir de baktım soyunmuşum, üzerimde ne battaniye kalmış, ne eşofmanlar bir de baktım ayakkabılarımı bağlıyorum.. kafamı kaldırdığımda bülent hoca ile salih hoca'nın yüzleri ile karşılaştım.. ikisinin de gözleri buğulanmıştı.. o zaman bende jeton düştü.. onların "bülent soyun" diye "adalı bülent" arkadaşımızı kastettiklerini anladım.. öyle göz göze bir kaç saniye kaldıktan sonra, bülent hoca "hadi koçum" dedi sırtıma vurdu ve sahaya çıktım.. skoru 2-0 dan 3-2 lehimize çevirdik.. ancak son dakikalarda bir gol daha yedik 3-3 oldu.
penaltılarla altay'ı eledik ve bir üst tura çıktık..."
kimseleri koyamam yerine..
soyunma odasından;
--spoiler--
artık zamanı geldi..herkes tek yürek olsun, yüreğini sahaya koysun, her şeyini.. beynini, vücudunu, her şeyini koysun artık sahaya.. şimdi gerçek futbolcular ortaya cıkacak, şimdi. karakterli.. beyler şimdi zamanı şimdi. biz zor günlerin adamıyız bunu her zaman bir kenara yazın. arkadaşlar sakin olacağız, topa sert olacağız, her yerde biz olacağız.. biz, biz... yalnız kırmızı renk. gören herkes kırmızıyı görsün. gel şimdi, şimdi zamanı.. haydi..
--spoiler--
gönderileceği zaman tribünden arkadaşlarla adına pankartlar boyadığımız, gecenin körlerinde kulüp binasının önündeki duvara ismini yazıp yönetime mesaj gönderdiğimiz büyük kaptan.ancak geçen zaman içnde gençlerbirliği-galatasaray maçı sonrası gençlerbirliği antrenörüyken havaya kaldırdığı sevinç yumruğuyla bizi üzendir, kırandır.
rijkaard'ı kör kütük bu kadar savunanları görünce, ne günahı vardı da şimdi rijkaard'ı savunanlar kendisine o zaman istifa diye bağırıyorlardı diye soruyorum kendime.
Hakan şükür bu memlekette yabancı hayranlığı var dedi diye ipe çekiliyodu geçen sene. Adam yerden göğe kadar haklıymış.