ilk şokla benim de farkedemediğim detay şudur ki hakkaten neden şişli etfal e götürsünler öyle bir para var ki kadında beynini ayrı kendisini ayrı hastaneye yatırırlar.**
insan olarak hiç sevmem kendisini, müziği hitap etmez bana, sesini hiç mi hiç beğenmem; lakin sözlük yazarlarının cinsiyet tercihinden başka bir şeyden bahsedememesi nasıl bir şeydir onu çözemiyorum. devlet bülent ersoy'a bu hakkı vermiş ve kadın cinsiyetini tercih etmiş. ee, size giren çıkan ne? hepiniz birbirinizden iki yüzlüsünüz. kimisi "türbana özgürlük" der, kimisi "ifade özgürlüğü" der, bir başkası başka bir özgürlükten, haktan, adaletten, bilmem neden bahseder ama iş bülent ersoy'a gelince "ne yapsak, nasıl bir espri üretsek, nasıl bir ironi yapsak da cinsiyet tercihiyle dalga geçsek" diye yırtınırsınız. tekrar edeyim şunu: özgürlük sizin istediğiniz gibi şekillenmez. ersoy'un bir özgürlüğü vardır ve zamanında bunu kullanmıştır. bundan başka bir şeyden bahsedemeyecek kadar mı aptalsınız? 20 yıldır aynı muhabbet sıkmadı mı?
türk sanat müziği'ni en iyi yorumlayan sanatçılardan bir tanesi.
edit: birşey demiyorum. insanları özel hayatları ile sorguluyorsunuz. özel hayatından banane/sanane. ben sesine bakıyorum. sanat anlayışınıza sokayım. bu kişinin sesi 10 numara. hiç kimse kötü diyemez.
arkadaşlar konuşurken konu dönüp dolaşıp dönmelere gelmiş bir şekilde. herkes tüm fesatlığıyla, altını boş bıraktığı ironik cümleler kurarken aralarından birisi...
+ ama abi dikkat edersen bülent ersoy'un isminde bile bir mesaj var, hissettiriyor yani. ulama yaparak okuyunca bi mesaj var dikkat et. bülenters-oy.. şu haliyle düşünemiyorum onu ters falan..
- ya olum onun erkek "rolünde" olduğu filmler de var. *
dehşet bir sese sahip olan sanatçıdır. mikrofonsuz bile konser verebilir.* bir programda, telefonla katılıp onun cinsiyet değiştirdiği konusunda veryansın eden adama, "bunun hesabını ne sana ne de başkasına veririm. bunun hesabını allah'a vereceğim" diyerek güzel bir ayar veren sanatçıdır da aynı zamanda.
nev-i şahsına münasır, müzik bilgisi çok iyi olan, sadece türkiye'nin değil dünyanın en güçlü ve güzel seslerinden bir tanesidir.
ses sanatcisi kimliginin yanisira onun da kendisine ait bir hayati ve kisiligi vardir, kaprislidir, transeksüeldir, rahatina düskündür, psikolojisi ileri derecede bozuktur, canli yayinda yanlislikla osurmustur veya evinde yalniz kaldiginda osuruyordur, bunlarin hepsi olabilir. bir de zevklerle renklerin tartisilamayacagini katalim bu saydiklarimizin icine; sevenleri ve dinleyenleri vardir, sevmeyen ve asla dinlemeyenleri vardir. buraya kadar hepsine saygi duyulabilir.
ama sen, bülent ersoy'a hic utanmadan sikilmadan 'igrenc ses' diyebilen insanin cogul hali,
bunu söylerken kendinden utanmalisin.
asla haketmedigi yerde olan ve haketmedigi sekilde muamele gören o kadar cok insan var ki senin yasadigin ülkede, hayatlarimizi adayip bunlari arastirmaya ve ortaya cikarmaya kalksak, sira bülent ersoy'a gelene kadar hepimizin ömürlerinin toplami coktan tükenmis olur. muhtemelen iki üc gün icinde kendiliginden gececek olan miniminnacik bir cinsel sorun yüzünden uykusuz geceler gecirdigini, son care olarak haydar dümen'i bile aklina getirdigini biliyorum. bir insani cinsiyet degistirmesinden dolayi yadirgamanin ve hatta onunla dalga gecip arti puan almak ugruna bosa yavsaklik yapmanin ne oldugunu da sen bilmelisin. hande ataizi'nin burnunu üc defa keyif icin degistirtmesine benzeyen bir tür ameliyat degil bu bahsettigim sey, tamam mi ablasi?
igrenc ses konusuna gelince, senin begenmedigin bir seyin igrenc oldugunu da kim nerden cikartiyor? ahmet kaya'nin söyledigi güzel sarkilar benim müzik zevkime uymuyor diye, ben ahmet kaya'nin sesine neden igrenc deme hakkina sahip olayim ki?
8 oktavin tabiri caizse altini üstüne getirerek notalara basabilen, mikrofonsuz konser verebilecek nitelikteki bir ses nasil igrenc olabilir?
sen, ayni benim oldugum gibi, fazlasiyla gevsek ve affedici bir ülkenin evladisin ayrica.
sanatin genel olarak cok fazla deger görmedigi bir ülkede yasayan bir bireysin sen, ilgisizlikten kapatilan tiyatrolarin yerine kebap salonlari, dönerciler aciliyor.
kizsan bile, karnin acikinca affediyorsun icinde bulundugun duruma seni getirenleri.
yasadigin ülkenin gencleri, ergenlik dönemlerini atlatmalarina ragmen, sadece göt bacak görmek icin sesleri bülent ersoy'un osuruguna bile esdeger olamayacak igrenc sesli yaratiklarin calistigi bar+diskotek gibi yerlerden kendilerini alamiyorlar, farkinda misin?
daha da kötüsü, böyle konserler de var, dolup tasan...
yani kocum, senin bu sesine igrenc dedigin kadinla ugrasmana sira gelene kadar, yapacagin cok is var. inan ki bülent ersoy'dan cikacak olan bir osuruk, ruh gidasi olabilme konusunda petek dincöz ve benzerlerinin söyledigi abuk subuk sarkilardan cok daha faydali olacaktir.
bülent ersoy ablacigini da, adriana lima'ya benzemiyor oldugu konusunda affet, güzel bacak ugruna kötü sesi affettigin gibi.
affet yani cinsiyetinde bir sorunla yasadigi ve o yüzden transeksüel oldugu icin, söz, bi daha yapmicak.
ve lütfen,
bu 'iyi olan seyler üzerinden kötü espriler yapma' gerizekaliligini bir kenara birak, etrafina ve etrafindakilerin yasadiklarina iyice bi bak.
ayaga kalk, silkelen, acilen kendine gel ve büyük düsün.
13 yaşındaki hayranının kendisine; "siz" değil de, "sen" demesini hazmedemeyen ve küçük kızın ailesiyle tartışmaya giren sanatçı. tartışma o kadar büyümüş ki, polis gelip olaya biber gazı ile müdahale etmek zorunda kalmış.
olay asparagas ya da saptırılmış belki de gerçek. o değil de biber gazı yiyen bülent abla nın gözleri yaşarıp da makyajı akınca hali ne oldu, biz en çok onu merak ettik.
sahneye çıkarken sürüdüğü boyalar dolayısıyla fırkateyn gibi ağır ve dümen kırarak hareket edebilen, zaman ilerledikçe gerçek kimliğiyle; yani uzaylı olarak karşımıza çıkan, dünya dışı şey. rtük işaretlerinden +18 kullanmadan tvye çıkmaması da lazım ayrıyeten. çoluk var çocuk var, hamile kadını olan, hastası olan var, dikkat etmek lazım.