milleti askerlikten soğutma olayıyla gündemdeyken yaptığı basın toplantısında popstar'daki konuşmasının videosunu hazırlayamayan elemanlara, mekandaki herkes türkken nedensiz bir biçimde mein gott mein gott demiş insandır. akla şahika'nın kendini yabancı dille daha iyi ifade etmesi gelir.
insanların cinsiyetiyle ilgili bir yorum yapmaya hakkı olmadığı insandır, en son konu budur. kim kimi erkek ya da kadın olduğu için yargılıyor ki, hiç kimse kabul etmek istemese dahi -ki neden kabul etmek istenmiyor anlaşılmaz- kadındır o. çünkü o öyle hissediyor ve sonradan olmuş olsa dahi öyledir. cinsiyetiyle ilgili konuşulunca başlar göğe mi eriyor, daha mı üstün görünülüyor, saçmasapan konularda dahi adı espri konusu olunca dünyanın en iyi komedyeni mi olunuluyor? sadece eziklikten, başka konular hakkında fikir sahibi olunmadığı ve bu konuda da bilgi sahibi olunmadığı için herkesin de rahatça bu konuda konuşmasından dolayı en kolay gelen özü anlaşılmamış bu konu ve bu insanın adı geliyor akıllara.
türkiye'de merak edilen insan. sevilmesede merak konusudur. hani dönme falan ya. heh işte bu merak sayesinde jüri olduğu programda hafta da 125 bin ytl'yi cukkalar. biraz da iş gereği sanatçıların nerden ne kadar aldığını bilmek beni deli etse'de kazanç konusunda tarkan'dan sonra geldiği açıktır.
vakti zamanında mehmet ağar'ın da kenan evren'in de doğru sözleri oldu. doğruya doğru denir; alkışlanır. ha bu kenan evren'i de mehmet ağar'ı da temize çıkarmaz. onların ne olduğunu herkes biliyor. bülent ersoy'un ne olduğu daha önce ne dediği değil son söylediği alkışı hak ediyorsa-ki bence ediyor- alkışlanmalıdır. savaşa hayır demişse ne olursa olsun;
kendisine askerlik üzerine ettiği laflar yüzünden dava açılınca bu zat kendini savunmaya avukatıyla gider mahkemeye..."kadınım ulan ben" dercesine yine kocaman şıkır şıkır 72 ekran televizyon görünümlü gözlükleri, "yakarım bu gezegeni yakar" mesajı içeren takıları, konuştuğu an karşısındaki insanı titreten şöyle bir silkinmesine yol açan ses tonu ve baktığınızda kendinizi görebileceğiniz kadar parlak rujuyla-yani kendince tüm kadınlığıyla- gittiği duruşmada avukatının sarf ettiği şu savunmayla beni dumur deryalarına sürükleyen kişi olmuştur:
"müvekkilimin sarf ettiği cümlede hiçbir yanlış anlaşılma olmamalıdır.çünkü kendisi de askerliğini yapmış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır."
bu cümleden sonra bülent hanım pembe renk kimliğini avukatının neresine sokmuştur bu ise merak konusudur.
bu ülke bu insana nasıl tahammül ediyor dediğim şahıs. divaymış.. sanatçıymış.. kadınmış.. pes. burnundan kıl aldırmayan, kendinden başka herkesi azarlamaktan utanmayan bir insan. karşısına çıkıp kimsin ki sen diyesim geliyor. millet bundan korkuyor bide. tırsıyorlar. tabi yüzyüze gelsem o makyajdan ben de tırsarım. kendini tanrı falan sanıyor heralde.. ama yok o dinine bağlı bi müslüman arkadaşımız. ayrıca o eline geçtiyse taktığı takılarla da bi bijuteri havası oluşuyor. evet o bi bijuteri.
zamanında konsere geç geldiği için orkestrasında yer alan birini denize attığını söylemişti müzik hocamız, o günden beri hazetmediğim şarkıcıdır. sesi de hiç güzel değil ayrıca, kulak acıtmaktan başka bir şeye yaramıyor.
Tahminimce "Allah beni yarattı da, şu ucubeleri niye yarattı acaba ?" diye düşünen, kendini insan üstü bir yaratık olarak gören ,kalın sesli sanatcımız.