arınç şu an hazırlanmış bir metinden açıklama yapıyo. türkiye diplomatik alanda çalışmalara başlayacakmış, uluslarası hukukun devamının sağlanması için. şu an askeri bir müdehale söz konusu değilmiş zira genelkurmay başkanı ve başkan yardımcısı da yurtdışında. gelişmelere göre böyle bir kararın da alınabileceğinin ucu açık bırakıldı yalnız.
genç milli takımımız israilden geri çağrılmış, üç askeri ortaklık gerektiren iş durdurulmuş. ekonomik olarak herhangi bir girişim olacak mı diye gelen sorulara karşı şu an kesin bir şeyin söylenemeyeceğini belirtti. israil bütün dünya kamuoyuna haber sızdırılmaması konusunda çok titiz davranıyor, şu an top tweetlerden takip ettiğim kadarıyla büyük kuruluşlar bu konuyla alakalı haber vermek için çok ehemmiyetli davranıyorlar. israil hükümeti 4 güvenlik görevlilerinin yaralandığını bunun üzerine ateş açtıklarını söylemişler. aynı zamanda gemide silah bulunduğunu iddia eden israil hükümeti, insanları katletmek için türlü aklama çabalarına girişmiş durumda.
ek olarak; türkiyede yaşayan yahudilerin can güvenliğinin sağlanması israil eliyle yapılması için israil hükümetleri girişimlere başlayacağını söylemiş. arınç'da türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının can güvenlikleri bizden sorulur, türk halkı her zaman mazlumun yanındadır ve zalim değildir gibi açıklamalarda bulunuyor.
israil ile yürütülecek olan fakat bu olay üzerine iptal edilen üç operasyon barış harekatı kapsamında olduğu söylendi. israil-ürdün ve türkiye ortaklığında.
öldürülen yolcuların tamamına yakının türk yahut arap olduğu düşünülüyor. avrupalı devletlerin dikkatini çekmemek için belirlenmiş kişilerin öldürüldüğü kanısı insanlar arasında yayılıyor şu anda.
cebinde sürekli olarak soğan taşıdığını düşündüğüm siyasetçi. yoksa ota-boka bu kadar ağlamanın başka açıklaması olamaz! bugün gene ağlamış. ayrıca dinci aklı ile bakarsak ağlaması pek de hayra delalet etmiyor; ülkedeki gerginlik, husumet, işsizlik, ekonomik bunalım gibi soğuk nevalelerle doğru orantılı seyrediyor. biri şunu sustursun!
aglamadan sorumlu devlet bakanimiz bugun yine gorevini layigiyla yerine getirmis ve salya sumuk aglamistir meclis siralarinda. sayin bakanimizdan nacizane sehitler icin de bir gozyasi talep ediyorum buradan.
(bkz: aglama melis)
gazze'ye yardım gemileri üzerinden reklam yapanları üzen fethullah hoca'nın dediklerini onaylayıp tasdik etmiş başbakan yardımcısı...
--spoiler--
hoca efendi her zaman olduğu gibi doğruyu söylüyor...
--spoiler--
hoca efendi doğru söylemesine doğru söylüyor da, ne söylüyor?
--spoiler--
organizatörlerin israil ile yardımın gönderilmesi konusunda uzlaşmaması otoriteye başkaldırıdır. izin alınmalıydı
--spoiler--
yani israil'in mavi marmara'ya yaptığı operasyonu meşru görüyor.
dolayısıyla hocaefendinin her zaman doğru söylediğini kabul eden sayın arınç'da israil'in operasyonunu haklı görüyor bu durumda...
bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? demek düşüyor bize sadece...
bir yanda canhıraş bir şekilde antisemitizm yapan bir başbakan, diğer yanda israil'in meşru müdafasını dolaylı da olsa kabul eden başbakan yardımcısı...
komedi dans üçlüsü vardı bir zamanlar. sayın rte ve sayın arınç bu halleri ile komedi dans ikilisi olmuş bizleri eğlendiriyorlar.
fethullah gülen mavi marmara gemisinin israilden izin alması konusunda "doğru söylemiştir" demiştir ve amerika yalakası olan gülen'in bunu söylemesiyle yalakalık müessesesi türk halkı tarafından tasdiklendiği için bu göte giren şemsiyeyi bülent arınç açmaya çalışmaktadır.
neymiş efenim 11 senedir amerikada olan gülen bey'ler türkiye'ye gelmiyormuş çünkü gelirse burada onu sevenleri görenler kışkırtmayla diğer bir grub olarak çatışmaya gitmesinlermiş de bık bık bık...
yaptığı basın toplantısı sırasında basın mensuplarının kendisini protesto eden adnan yıldırım adlı şahısı çekmeye başlaması üzerine, "aaa ama arkadaşlar, onunla ilgilenecekseniz ben gidiyorum!" diyerek ergen genç kız tribi atmış politika kişisi.
biraz önce basın açıklamasını izlediğim hakikatten saçmalayan sayın başbakan yardımcımızdır.
ayrıca kendisini ağlama duvarında ağlamaya davet ediyorum.
o nasıl bir ergen tribi arkadaş. demektende kendimi alamıyorum.
diğer siyasetçiler de şu adam kadar adam olsaydı, çok daha hızlı büyürdü bu ülke. senelerce içimizdeki irlandalı kılıklı siyasetçilerden kurtulamadık. bu ülkenin en büyük düşmanı yine kendi içinde. kendisini yenerse önünde kimse duramaz. bülent arınç gibi insanlar sayesinde bu ülke büyüyor ve büyüyecek. ben bunu bilir bunu söylerim kardeş. senelerdir bu söyleniyor. denilenler hep doğru çıkıyor. ama katır inatlı insanlar, banane banane deyip duruyor. hay kafanıza sıçayım sizin be!
hakkında bir çok iyi entry yazdığım insan gibi insan. fakat ne olursa olsun insanoğlu hata yapıyor.
bu gün bir açıklamasında (tam metnini bulamadım) israil'e yardım götürürken ölenlerin sorumluluğunun türkiye devletinde olmayacağı, bu yüzden gitmemeleri gerektiği veya sorumluluğu kabullenmeyeceği gibi bir şeyler söyledi. kendisini fena halde kınıyorum. devletin görevi vatandaşlarının her türlü insani hakkı yaşamasının ortamını yaratmaktır.
seyahat edeceksek yolumuzu devlet yapacak, televizyon izleyeceksek televizyon kanallarının kurulması ile ilgili düzenlemeler yapacak, elektirik ihtiyacımız varsa onların gelmesi için gerekli düzenlemeleri yapacak, hayatım tehdit halindeyse beni koruyacak, ülke dışında suç olmayan bir faaliyet sırasında öldürülüyorsam benim hakkımı savunacak. bunları yapmayacaksa benim devlete ihtiyacım yok. demokratik devletlerin kurulma amacı halkın haklarını korumak ve yaşamasını sağlamaktır. hele yaşamak bir insanın en temel hakkıdır.
ben insan haklarından gelen her hakkımı dilediğim zaman kullanırım, sana ancak bunları seve seve sağlamak düşer, eleştirmeye hiç hakkın olmaz. beceremeyeceksen ben başkasını bulurum.
hele müslüman bir insanın insanların ne yapıp ne yapmayacağı konusunda zorlaması fena kanıma dokunmuştur. ben sana göre değil kanunlara göre yaşarım. suç olmayan konularda bana tavsiye verebilirsin ama benim dediğimi yapmazsan seni korumam diyemezsin.
akp içindeki en güçlü guruba sahip siyasi. yani şöyle söyliim, vakti zamanından tayyip erdoğan'a "beni meclis başkan adayı göstermezsen akp'yi ikiye bölünmüş bil" gibi posta koymuşluğu vardır ve hiç şakası da yoktur. yalnız tayyip erdoğan konuşurken bu, bir ağlar bir ağlar o kadar da içlidir o kadar da hislidir yani.
