Sağcı basının vede yalakalarının uydurduğu asparagas haberdir,bülent arınç öldürülse ne olacak ki? akp'nin akıl hocalarından ve yobazlardan birisi eksilir o kadar.
uzatmaları oynayan akp'nin son bombası.
1- adamlar 2-3 aydır arınç'ın evini izliyorlarmış.ama ellerinde açık adres var. biraz geri zekalılar galiba.
2- 2 asker arınç'a suikast düzenleyecekmiş. ama arabanın bijon anahtarından başka ellerinde silah yok. çok yetenekliler galiba.
3- adamlar başkalarına da suikast yapacakmış. grup suikast olayı dünyada ilk defa görülecekti. rekor peşindeler galiba.
olayın açıklaması şu ;tsk içinde birileri bilgi sızdırıyor ve bu adam takip edilirken durumun farkında olarak veya farkında olmadan polisler bu işi engelliyor.
dünyanın en beyinsiz insanı bile suikast yapacağı yerin adresini yanında taşımaz.
hepsini geçtim kroki çizip, poster gibi dolaşmaz ortada.
ama bu tsk düşmanı, vatansızlar niyeyse o kadar beyinsizki her halta inanıyor.
bunlara göre tsk başbakan yardımcısına suikast yapacak, adresler ile etrafta dolaşacak, yakalanalım diye keklik gibi aval aval dolaşacak falan.
sonra niye tsk açıklama yapmıyor derler; yapınca niye açıklama yaptı, inanmadık derler.
el insaf.
diyorum ya madem cumhuriyet ve tsk ya kin dolusunuz, bari bu işi yaparken şerefinizle yapın.
olayın ne kadar düzmece olduğunu ve akp'nin ne kadar zavallı bir duruma düştüğünü bakanın şu korkunç açıklaması ile görüyoruz;
" Ayrıca basında açıkan haberlere göre Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı'nın evinin krokileri çıkıyor. Bun durum yeterince kuşkuludur. "
basında çıkan diyor. şaka gibi. sen koskoca bakansın ama basında çıkan bir habere itimat ediyor ve sonra utanmadan iş yargıda, yargıya güvenin falan diyorsun.
ehh boşa demiyoruz aziz nesinlik bir seçmenleri var diye.
ayrıca madem suikast var, niye adamlar serbest kaldı sivil savcı sayesinde.
yahu şu akp'lilerde, fetoşlarda gram değil, nanometretrik zeka ve akıl bulayım anında akp'ye oy verecem ama çok şükür öyle birşey olmayacağı için oy verme durumum olmayacak.
yavuz hırsız ev sahibini bastırır. neredeyse bülent arınç'ı takip edenleri yakalayan polisleri operasyonumuza engel oldular diye suçlayacak bir tsk açıklaması yapılmış. neymiş efendim, bilgi sızdıran biri varmış da orda oturuyormuş da, madem öyle birşey var git emniyetle yüzleş. bize ne açıklama yapıyorsun. maksat tsk üste çıksın, polis de bu olayı ortaya döktürdü diye suçlansın. bu kadar açıktan açığa ortaya çıkmış olaylarda bile tsk savunuluyor ya diyecek bir şey yok. bazı insanlar ne derse inanmaya hazır olduktan sonra zaten bir sorun yok sanki... neymiş efendim suçsuzluk karinesi varmış. savcı bir soruşturma açmadan salıvermiş. olayın aslında savcı soruşturma açmış, yeterli delil bulunamadığından salıverilmiş ama bunu yanlış aktarmak soruşturma aşamasında müdahele etmek olmuyor hiç. sizin hukuk anlayışınızı sikeyim... suçsuzluk karinesi demek; hakkında soruşturma açılanı suçlu ilan etmek olmadığı gibi, savunmak da değildir. nötr bir kavramı yine suçlu olabilecek insan lehine kullandınız. ben genelkurmayın önünde iki saat dolaşayım cebimde de genelkurmay başkanının ev adresi olsun. bakalım benim için neler derdiniz.
Türkiye günlerdir Bülent Arınç'a suikast iddialarıyla çalkalandı.
Arınç'a suikast planı yaptığı iddia edilen iki subayın Arınç'ın evinin önünde yakalandığı, hatta bu subayların elinde Arınç'ın ev krokisinin yer aldığı yazıldı.
Gündeme bomba gibi düşen bu olayla ilgili Genelkurmay Başkanlığı beklenen açıklamayı yaptı. Genelkurmay'ın açıklamasının satır aralarında çok dikkat çekici detaylar var.
En göze çarpan da şu:
"Söz konusu askeri personel, uzun süredir devam eden, kastedilen bölgeye yakın bir yerde oturan ve bilgi sızdırdığı iddia edilen bir askeri personel hakkında bilgi toplamak üzere görevlendirilmişlerdir."
işte bu cümle; Bülent Arınç'a suikast iddiasının yalan olduğunu gösteriyor. Ve ayrıca Genelkurmay'ın, kendi içindeki köstebekleri yakalamak için çalışmalar içinde olduğunu kanıtlıyor.
işte asıl mesele bu. Akıllara birçok soru takılıyor:
Kim bu köstebek? Genelkurmay'dan bilgi sızdırdığı iddia edilen askeri personel araştırılırken neden böyle bir yaygara kopartıldı? Arınç neden konunun aslını Genelkurmay'a sormadan, söz konusu suikast açıklamalarında bulundu?
Arınç'ın verdiği demeçler, Genelkurmay'ın istihbarat faaliyetiyle ilgili önemli bir araştırmasını açıklamak zorunda bıraktı. işte bu durum söz konusu köstebeğin, kendisi hakkında bilgi toplandığını fark etmesine yol açmış olmadı mı? Tüm bu yaşananlar ve bilgi karmaşası acaba o köstebeğin bulunmasına bir perde örtmek için miydi?
Evet, asıl mesele köstebek operasyonun yapılmasını engellemek miydi?
Anlayacağınız; Ankara'nın göbeğinde bir anlamda istihbaratçılar savaşı veriliyor. Askeri istihbaratın köstebek takibi Bülent Arınç’ın evinin bulunduğu yerde cereyan ettiği için olay en "sorumlu ağızlardan" Başbakan Yardımcısına suikast şeklinde yansıtılıyor.
Genelkurmay Başkanlığı Bülent Arınç’a suikast iddialarıyla ilgili bir açıklama yaptı.
işte o açıklama:
"1. 19 Aralık Cumartesi günü, Ankara Emniyet Müdürlüğüne bağlı polisler, Cumhuriyet Savcısının talimatıyla, kamuoyuna yansıyan bir olaya el koymuş olup, olay halen Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma safhasındadır.
2. Soruşturmaların gizliliği bir hukuk kuralıdır. Ancak, maalesef son zamanlarda yaşanan bazı olaylar, bu hukuk ilkesinin ülkemizde geçerliliğini büyük ölçüde yitirdiğini göstermektedir.
Bu olayda da, olaya ilişkin detaylar büyük ölçüde 21 Aralık 2009 tarihinden itibaren medyada yer almaya başlamıştır.
Olayın genel hatlarıyla medyada yer almasıyla, olayın sadece bazı makamlarda bulunan detaylarıyla, yorum ve değerlendirmelerle medyada yer alması farklı bir husustur.
3. Türk Silahlı Kuvvetleri, her şeye rağmen hukuk kuralları çerçevesinde sorumlu ve soğukkanlı hareket etmeye özen göstermektedir.
Ancak gelinen noktada Türk Silahlı Kuvvetleri, yürütülen soruşturmanın sağlıkla yürütülmesine zarar vermeden, aşağıdaki bilgileri de kamuoyu ile paylaşmaya mecbur edilmiştir.
a. 19 Aralık 2009 günü saat 17:10 civarında iki askeri personel, şüphe üzerine yakalanmışlardır. Kaba üst aramaları yapılan personelin, kendilerinin askeri personel olduklarını beyan etmeleri üzerine; Merkez Komutanlığı görevlileri de olay yerine çağrılmıştır.
b. iki personelin üst araması ve iki aracın aranması 23:30'a kadar sürmüş ve aramaların bitiminde, olay yerinde tutanak tutulmuştur.
Tutanağa göre; gerek personel gerekse de araçlarda herhangi bir silaha, mühimmata, ses kayıt cihazına, teknik takip teçhizatına ve diğer herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.
Yine bu tutanakta, adres yazılı bir notun askeri personelin birisinin elinden alındığı ibaresi yer almaktadır.
c. Yakalanan personelin konutlarında, Cumhuriyet Savcısının da katılımıyla, aynı günün gecesi 00:30 – 04:30 saatleri arasında aramalar gerçekleştirilmiştir.
Konutlarda yapılan aramaların sonucunda tanzim edilen tutanaklardan; bu aramalarda da gözle tespit edilen herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı anlaşılmaktadır.
Personele ait bilgisayarlarla, çeşitli sayıda elektronik veri depolama araçlarına ise el konulmuştur.
ç. Konut arama işlemi tamamlandıktan sonra personel, Cumhuriyet Savcısı tarafından, başkaca bir işlem yapılmaksızın serbest bırakılmıştır.
4. Söz konusu askeri personel, uzun süredir devam eden, kastedilen bölgeye yakın bir yerde oturan ve bilgi sızdırdığı iddia edilen bir askeri personel hakkında bilgi toplamak üzere görevlendirilmişlerdir.
5. Türk Silahlı Kuvvetlerinden kimse, birçok kimsenin yaptığı gibi, yürütülmekte olan bir soruşturma hakkında değerlendirme yapmasını ve kendini yargı yerine koyarak hüküm vermesini beklememelidir.
6. Netice olarak; adres yazılı notun askeri personelin üzerinde bulunmasına ilişkin farklı iddialar olup bu iddiaların hangisinin doğru olduğu, personele ait el konulan bilgisayarlarla, çeşitli sayıda elektronik veri depolama araçlarında suç unsuru oluşturabilecek bir hususun olup olmadığı ve ileri sürülen diğer iddiaların doğru olup olmadığı soruşturma neticesinde ortaya çıkacaktır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur."
Genelkurmay açıklaması böyle. Görüldüğü gibi; Odatv'nin yazdıkları doğru çıktı. Sadece Odatv, yakalananlardan birinin asker diğerinin sivil olduğunu yazmıştık. ikisi de asker çıktı. Diğer yanda; Odatv'nin bütün söylediklerini Genelkurmay açıklaması doğruladı. Konuyla ilgili haberlere devam edeceğiz.
zeka yoksunu hımbıllarca hemen "ahanda tsk! kesin suçludur bu ipneler!!" diyerek üzerine atlanan safsata. o kadar amatörce ortaya atılan bir iddia ki, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
1. bu iş ergenekon işi olsa, tutup da bu işi, yakalandıklarında sansasyon yaratacak iki tane üst subaya neden yaptırsınlar?
2. biri yaşı 40'ı geçmiş binbaşı, diğeri ise zaten kıçındaki kıllar kadayıf olmuş potansiyel apartman yöneticisi albay. bunlar mı lan tetikçi dedikleriniz?
3. suikastçi diye koyacağın adamı, yakalandığında arkasında iz bırakmayacak adamlardan seçmez misin? yapacağını ona göre yapmaz mısın? bu adamlar tsk bünyesinde çalışıyor olsalar dahi, bu adamların resmi kayıtlarını yok etmez misin? bu adamlar yakalandıklarında tsk ile aralarında bir ilişki olduğuna dair her şeyi yalanlamazlar mı?
4. senin suikastçi diye oraya koyduğun adam, yani suikast eğitimi almış olduğu için bülent arınç denen şoparın kıçından akciğerini çıkarabilecek kalibrede birisi olan bu suikastçi, hiç iki tane sikindirik sokağı unutup da bi kağıda adres yazar mı? hiç açık açık kanıt bırakır mı elinde? bir de "telaşla adresin yazılı olduğu kağıdı tam yutarken polis yakalamış" hassiktir hoca, buna ismail yk bile inanmaz.
hükümet ve polis bir olmuş, yargıyı da aralarına almış, orduya saldırıyorlar agalar. son yılların modası bu. ergenekonla başladı ve hala devam ediyor.
tsk her zamanki gibi, kendine yakışır bir açıklama yayımlamış ve konunun ya da hatanın kendisiyle, kendi bünyesinde görevli hiç bir personelle alakalı olmadığını kendince iddia etmeye çalışmıştır.
zaten tsk ya bok kondurulduğu ne zaman vakidir ki?
--spoiler--
Söz konusu askeri personel, uzun süredir devam eden, kastedilen bölgeye yakın bir yerde oturan ve bilgi sızdırdığı iddia edilen bir askeri personel hakkında bilgi toplamak üzere görevlendirilmişlerdir.
--spoiler--
--spoiler--
Netice olarak; adres yazılı notun askeripersonelin üzerinde bulunmasına ilişkin farklı iddialar olup bu iddiaların hangisinin doğru olduğu, personele ait el konulan bilgisayarlarla, çeşitli sayıda elektronik veri depolama araçlarında suç unsuru oluşturabilecek bir hususun olup olmadığı ve ileri sürülen diğer iddiaların doğru olup olmadığı soruşturma neticesinde ortaya çıkacaktır.
--spoiler--
ıslak imzalı evrak da kağıt parçasıydı zaten, değil mi komutan?
sonuç olarak suikast planladığı iddia edilen iki kişi de serbest bırakılmışlardır. ya savcılar yeterli delil elde edemediler ya da "öldürülse ne olacak " diyerek bülent arınç'ı adam yerine koymadılar.
ikisi de olabilir bence..
edit: suikast yapacağı söylenenler "sivil savcı" tarafından serbest bırakıldı. buna bakarak semdinli'de 39 yıl ceza yiyenler askeri savcılar tarafından serbest bırakıldı demenin saçmalığını bilmem herkes farketti mi. acaba o iddiamnameyi hazırlayan savcı nerede şimdi. fethullah hoca'sının abd'deki evinde keyif mi çatıyor acaba.
ayrıca
üzerlerinde kroki bulunmuş(muş), son anda yutarken birinin ağzından çıkartılmış(mış), evlerinde abdullah gül ve tayyip erdoğan ile ilgili belgeler yakalanmış(mış) ama buna rağmen serbest bırakılmışlar ha. ne inandırıcı değil mi. bunu da zeka düzeyi 40-60 iq arasındaki akp seçmenine hitap eden stv, sta zaman yeni şafak gibi yandaş medya kurumlarından öğreniyoruz.
bize de bu saçmalığa inanan akp seçmenini aziz nesin'e havele etmek düşüyor.
lan bu ergenekoncular ne kadar da salakmış biri krokileri masasında saklar, diğeri aldığı onca eğitime rağmen sokakta iz üzerindeyken gafil avlanır...
bir de diyorlar ki bunlar darbe yapacaktı. ulan darbe yapmak eskisi kadar kolay mı hangi kanalın yayınına el koyacaksın? eskiden bir trt vardı yap baskını ilan et olağanüstü hali. bunlar onu da yüzüne gözüne bulaştırırdı gerçi.
özel tim, suikast planı yapıyor, sokakta plan için araştırma yapılıyor ve iki polise yakalanıyorlar kimlik kontrolünde...
la levent kırca bile bu kadar absürd senaryo yazamazdı!
Bugünkü Milliyet gazetesinde Mehmet Tezkan adlı yazarın salak olarak tanımladıkları kişilerdir. Mehmet Tezkan neredeyse "gözü kör olsun vuramadılar şu Bülent Arınç'ı demeye getirmiştir.
Burada geviş getirmek durumu söz konusu değildir. Bu kadar gocunmayın; yaranız bu kadar hassas olmasın. Sizin fazla naif olduğunuza inanmak isterdim ama ne yazık ki bazılarınız kötü niyetli. Galiba sizin amacınız demokrasi değil, insan hakları değil. Siz kafanıza göre düzen kurmak ve dine dayalı devlet hayali içerisindesiniz. Eğer böyle bir hayaliniz yoksa üzerinize alınmayın. Ama sizin iyi niyetli olduğunuza inanmıyorum.
Hukuk ve masumiyet karinesi hakkında hiçbirşey bilmeyen arkadaşlar. Size tavsiyem, biraz hukuk felsefesi okumanızdır. Eğer zaten bunları bildiğiniz halde, suçluluğu ispatlanmamış insanları burda mecazen recm ediyorsanız, siz zaten vicdasız ve azılı bir suçlusunuzdur. Yok eğer bilmiyorsanız, o zaman size kızamam, zira bilmemek ayıp değildir, öğrenmemek ayıptır.
Herkeze çağrım, gidip masumiyet karinesi, hukuk devleti ve yargıda silahların eşitliği gibi konuları okuyun. Tek taraflı da okumayın, farklı ve zıt görüşleri okuyun. Yoksa, cahil cüheyle olursunuz. Bilip bilmeden masum kanı akıtırsınız. Doğruluk peşinde koşan biri olmak mı istiyorsunuz, önce siz doğru olun. Yalan haber yazan kaynaklardan alacağınız feyz, sizi sadece yalancı çıkarır. Eğer yalan söylediğinizi farkına varmayacak kadar şuursuzsanız, sizin bu hayata katabileceğiniz bir kelime fayda yoktur.
Yukarıda bahsettiğim bağlamda: ben bu sözlükte sizin bir kısmınızın vatan haini olduğu ihtimaline inanıyorum diye, sizin vatan hainliğinden suçlanmanız doğru olmaz. Sizin kafanızın içerisindekileri ispatlamam gerekir. Yoksa boş suçlama olur. Ama inançlarım vardır, istediğime inanırım o da ayrı. Bu inançlar doğrultusunda fikir özgürlüğü varsa dile getirririm; yoksa faşizanca eksilenirim. ama sizin yaptığınız gibi, ayrıntı bilmeden, magazin hebarlere ve psikolojik harekatın parçası olduğu belli yayın organlarına kanarak, ilerleyen yıllarda sizin ana ve bacılarınızı gavur tecavüzünden koruyacak sistemi iğfal etmem. Sizler, TSK içerisinde olabilecek bir aksaklık varsa bunun düzeltilmesini isteyecek kadar iyi niyetli değilsiniz. Sizler, Türk ordusunu yok etmek, Türk milletini tarihe gömmek istiyorsunuz. Eğer böyle değilse bunu biri çıkıp anlatsın.
Türkiye denen bu gemi batarsa sadece atatürkçüler değil, vatan hainleri de boğulacaktır. ama bunu anlamayacak cehalet ordusu, daha önce yazdığım yazılardaki gibi iç isyanlara yol açmış, yunan gavurunun tecavüzünü, ulusal onura yeğlemiştir. Eğer siz bu kafadansanız ve kendinize bu milletin parçası diyorsanız, ben sizinle aynı milletten değilim.
Hukuk tanımayan ve faşizme alkış tutan arkadaşlar. Siz bugün hukukun ırzına geçerseniz, ileride sizin ırzınızı koruyan bir hukuk kalmayacaktır. Zira eğer devlet düşmanları hukuku ve anayasal düzeni ortadan kaldırırsa, onlarla mücadele edecek olan unsurların uyacağı bir anayasa kalmayacağından, netice çok acı ve adaletsiz olabilir.
Unutmayın ki bu ülkede Necmettin Erbakan "kanlı mı olacak kansız mı" diyebilecek cürreti göstermiştir. Eğer bu söz sarfedilmişse, darbe yaygarası yaparak sadece kendi hülyalarındaki islami faşizm darbesi için şakşakçılık yapmaktadır. Tıpkı izmir'e yunan askeri ayak attığında, istanbulda mehmetçik kışlasında uyurken süngülendiğinde, gavuru alkışlarla karşılamış azınlıklar ve gavlet içerisindeki yöneticilerin yaptığı gibi.
Siz Damat feritlerin ve 31 mart vakaasının çocukları. Varın bağırın var gücünüzle, gün sizin gününüz. Ancak bu memleket sahipsiz değildir. Cumhuriyetin, Atatürk'ün, anayasal hukuk devletinin koruyucuları olan Türk halkı, sandığınızdan çok daha fedakar, akıllı ve namusludur. unutmayın, Osmanlının kefeni dikildiğinde, zümrütü anka kuşu küllerinden yeniden doğmaktaydı.
devletin tüm kanalları ile üstüne gittiği ,alakalı alakasız her olayın üzerine yapıştığı , akla yatkın olan olmayan her meselenin üzerine atıldığı acayip oluşum.
devlet ergenekon karşısında (eğer varsa) küçük düşüyor bu durumlar yaşandıkça.zira almadık adam bırakmadılar .
hala iktidarın en önemli adamlarından birine ;daha suikast düzenleyeceği adamın adresini bile aklında tutamayan adamları gönderebiliyor bir biçimde bu örgüt bu durumda.
bir taksici dahi çalıştığı bölgeyi sokak sokak bilir ne biçim suikastçısın sen?
madem bu kadar mal adamların oluşturduğu bir grup bunlar nasıl etkisiz hale getiremiyorsun ey devlet.
"Valla biz vurduk" demelerine rağmen, şakır şakır asker vuranların PKK'lı olduğuna inanmıyorlar, suikastla suçlanan yarbaylar onuruna yediremeyip kendi kafasına sıkıyor… Bunlar hâlâ mahalleden geçen subayların peşinde.
*
Bakın, neymiş o suikastçının adı?
E.Y.B.
Olsa olsa, Embesil Yani Bu'nun kısaltılmış hali herhalde!
*
Çünkü, sanırsın, Mısır piramitlerinin gizemli dehlizlerinde yaşıyor Bülent Arınç, nerde oturduğu bilinmiyor "Halbuki, o mahalleye her gün önünde arkasında vaiyynn diye bağıran eskortlar, korumalarla geliyor, kapısının önünde de polis kulübesi var, anaokulundaki
çocuğa sor, aha şurası diye göstersin" Ama bizim albay suikastçı, elinde krokiyle
adres arıyor iyi mi!
*
(Kestane ağacına sırtını ver, 20 adım yürü, pastane var orda, dön ordan, ver sırtını pastaneye, 20 adım yürü, kestane ağacı göreceksin, arkasına sotalan filan.)
*
Üstelik, manifaturacıda Kalaşnikof var, sokağı tarıyor; bu arkadaş albay olmuş, suikast yapacak, tabancası bile yok.
*
Şöyle bi diyalog mesela...
- Kimi vurcaz komtanım?
- Arınç'ı.
- O kim?
*
Reflü olduk gari, her Allah'ın günü gazete mutfaklarına kurulan darbe marbe ziyafetlerini kimse yemiyor… N'aapsınlar, tatlı niyetine, mahalleden geçen subayları "Kroki yiyen suikastçı" diye servis etmeye başladılar… Yerseniz artık.
* tıpkı darbe planlarını deşifre eden ali belgütay varımlı'nın intiharı gibi normaldir.
* ıslak imza ortaya çıkmış olabilir, o da yalandır.
* 8 tane tsk mensubunun intiharı da gayet depresyon sebebi iledir.
* kafes operasyonu eylem planındaki imzalar da sahtedir.
* ses kayıtları zaten külliyen yalandır.
hepsi yalandır, zaten tsk mensupları tarihinde hiç suça bulaşmamıştır, jitem de yoktur, darbe ise asla olmamıştır.