böyle buyurdu zerdüşt

    60.
  1. irvin d. yalom'un nietzsche ağladığında kitabından sonra , fazlaca kendini olağanlığa kaptıran, "okuyorum,okuyorum bir şey anlamıyorum ya, neyini sıkılmadan okuyorsun" diyen arkadaşımın sabırsızlığı gibi gelebilir ilk etapta.

    Nietzsche' nin düşüncelerinin nirvanaya ulaştığı hatta hakkında "En derin eser" dediği kitabıdır böyle buyurdu zerdüşt. bi sonraki fasılda da okudukça kendimi kitabın her seferinde başında buluyormuşum hissi yaratmadı değil hani.
    (başka bir tuhaf gelen ise deliliğe övgüye bi hayli benzettim)

    burada spoiler verip kafanızı kasmayacağım rahat olun gençler.

    merak edip, okumak isteyenlere önerim boş vaktinizi doldurmak için, kafanız doluyken ya da başka bir düşünce ile (biriyle mesajlaşırken) okumayın bu kitabı hiçbir şey anlamazsınız. Sakin kafayla okumak zorundasınız, bakın zorundasınız diyorum başka türlü algılamak imkansız. (ki sabah 05:30-06:00 arasında bu verimi alabildiğim doğrudur) kitaptan yapılan bir alıntı hayat felsefelerimden biri haline gelmiştir; ''iyi uyku uğruna tüm gün uyanık kalmak gerekir'' cidden okurken temiz zihinle okudum ve uyumak için her zaman yorgun oluyordum, bana bunu da öğretti yalan yok.
    tek tek okumaya çalışın, işte o zaman bu kitabın neden yazdığını anlayacaksınız nietzsche 'nin.
    ha bi de çeviri yapan kişinin ustalığı önemli bu arada bu kitaplarda kelimenin,cümlenin bütünlüğü bazen kafa karışıklığı yapıyor.

    başka etkisi, okuduktan sonra (defalarca okuduktan sonra tabi, altı çizilen her satırda yine sonsuz kez aynı hissi yaşadıktan sonra) sinir bozucu da bulduğum kitap aynı zamanda zira hayatın ve anlaşılması gereken bütün her şeyin bilinmesinin, algılanmaya çalışılmasının ne kadar mide bulandırıcı olduğunu da öğretti bana. (şaka değil devasa mide bulantısı çekiyorum son bir haftadır, belkide yeniden 'hoş geldin ülsercim bey' demem gerekiyor galiba,bilemedim bu kısmını ya, NEYSE BAKALIM)

    kitapta Nietzsche, kafasında kurduğu ütopik varlığı "insanüstü"yü okurlarına (mesaj niteliğindde sunarcasına) örnek olarak gösteriyor ve hangi yollardan nasıl ulaşılacağına dair bilgiler veriyor. Zerdüşt bir yolda insanları insanüstü ile tanıştırmak için yol alıyor ve deneyimleri ile gerekliliğini okurlarına kanıtlamak istiyor, anladığım kadarıyla.

    esas ismialso sprach zarathustra olan kitabın, şu kısmı da etkilemedi değil, "en iyi de bile hala tiksinilecek bir şey vardır; en iyi bile aşılması gereken bir şeydir! ey kardeşlerim, dünyada çok pislik olmasında, çok bilgelik vardır!" ( yakın bir sözlük dostum aklıma gelmedi değil bunu okurken, deyip selam da çakalım buradan unutmadan)

    Son söz, Nietzsche'ye hem hayran olabiliyor hem de sinirlerinizi bozduğunu düşünüp ondan nefret edebiliyorsanız anlamak adına büyük yol kat ettiğinizi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
    32 ...
  2. 71.
  3. "Beni anlamıyorlar.Ben bu kulaklara göre
    ağız değilim. "

    "Kaçın kardeşlerim kaçın ağızlarında zehir fırlatanlardan, onlar tanrının maskesinin arkasında saklananlardır."

    "Yaşamak;havanda su dövmektir; yaşamak, kendi kendini yakıp kavurmak ve yine de ısınamamaktır."

    Edit:imla
    16 ...
  4. 57.
  5. ...
    Fakat sevgim ve umudum hakkı için yalvarırım sana: içindeki kahramandan yüz çevirme! En yüksek umudunu kutsal tut.
    ...
    14 ...
  6. 15.
  7. 1 saate 1 sayfası okunan kitap evet malım.
    11 ...
  8. 67.
  9. 26.
  10. ölüm konuşmacıları üzerine, kitaptan bir bölüm.

    copy paste değil, alın teri. buyurun:

    ölüm konuşmacıları vardır. artık hayatı bırakıp gitmesi gerekenlerle doludur yeryüzü.

    gereksizlerle doludur yeryüzü. sayılarının kabarıklığı bozmuştur hayatı. "sonsuz hayat"la ayartılıp çekip gitsinler hayattan!

    "sarı" deniyor ölüm konuşmacılarına ya da "kara". ama ben onları başka renklerde de göstermek isterim.

    içlerinde vahşi bir hayvan taşıyan, şehvet ya da kendini kemirip bitirmekten başka seçeneği olmayan korkunç kişiler örneğin. onların arzuları bile kendini yeyip bitirmedir.

    insan olmayı bile başaramamış bu ürkütücü kişiler: hayatı bırakıp gitmeyi önerip, kendileri göçsünler.

    kalbi verem olanlar örneğin; yaşamadan ölmeye başlarlar, yorgunluk, el çekme öğretilerini özlerler.

    ölmek için çok isteklilerdir. onların bu isteğini uygun görmeliyiz. bu ölüleri uyandırmaktan, bu canlı tabutlara hasar vermekten uzak duralım!

    yollarına bir hasta, bir ihtiyar, ya da bir ceset çıktı mı, "dünya fani" derler.

    aslında kendileridir varlığın bir yüzünü gören, gözleri boş bakan.

    bir melankoliye kapılmış, ölüm içirecek küçük tesadüfe açlar, öylece beklerler işte, dişlerini sıkıp sıkıp.

    ya da uzanıverirler uykularına, kendileriyle alay ederler: hayatın saman çöpüne tutunurlar, böylece bununla da alay ederler.

    şöyle dile gelir onların bilgeliği: "delidir sağ olan, onlar kadar deliyiz biz de! yaşanabilecek en büyük deliliktir bu!"

    "sadece acıdır hayat," der diğerleri de, bir yalan değildir bu: kendiniz bitirmeye bakın öyleyse onu! sadece acı olan hayatı bitirin!

    erdeminiz şunu bilsin: "kendi kendini öldüreceksin! kendinden uzağa düşeceksin!"

    "günahtır şehvet," der ölüm konuşmacılarından bazıları, "bir kenara çekilip çocuk yapmayalım!"

    "doğurmak zordur," der birileri, "niye doğurmalı ki? doğuranların hepsi üzüntülü!" onlar dahi ölüm konuşmacıları.

    "merhamet gerektir," der diğer bölümü de, "her şeyimi alın! hayata fazla bağlanmam böylece!"

    merhametleri tam olsaydı, komşularını hayattan bıktırırlardı. kötü olmak, onların gerçek iyiliği bu olurdu işte.

    ama onlar hayattan uzaklaşmak isterler, armağanları, zincileri başkalarını bağlıyormuş sağlamca hayata, dert mi onlara?

    peki, sizler, olanca hayatları zorlu bir çalışma, huzursuzluk olanlar, usanmadınız mı hayattan? ölüm söylevine hazır değil misiniz?

    en zorlu çalışmaları, hızı, yeniyi, yabancıyı sevenler, katlandığınız söylenemez kendinize. çalışmak kaçıştır, kendini unutmak iradesidir.

    yaşama olan inancınız biraz daha sağlam olsaydı, an'a daha az bağlanırdınız, oysa gücünüz yok beklemeye, tembellik etmeye dahi gücünüz yok!

    ortalık ölüm konuşmacılarının sesleri ile çınlıyor ve yeryüzü, kendilerine ölüm söylevi verilmesi gerekenlerle dolu.

    ya da "sonrasız hayat" söylevi verilmesi gerekenlerle: bence hepsi aynı: bir an önce göçüp gitsinler de!

    ve böyle buyurdu zerdüşt.
    11 ...
  11. 81.
  12. (img:#1859773)
    (img:#1859712)
    Edit: öykünün tamamı için (bkz: friedrich wilhelm nietzsche#41653469)
    7 ...
  13. 51.
  14. "Şimdi hafifim, uçuyorum, kendimi altımda görüyorum,
    Şimdi içimde bir tanrı dans ediyor,
    Zerdüşt, böyle buyurdu."
    Metnini kapsayan kitap.
    7 ...
  15. 82.
  16. 21.
  17. askerde okuduğum ama tabii ki o kafa karışıklığında çokta birşey anlamadığım friedrich nietzsche nin aforizmalar manyağı şahane eseri, bugün tekrardan daha sakin bir ruh haliyle başlıyorum okumaya.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük