an itibariyle yoğun dolu yağışıyla birlikte rüzgarında etkisiyle mahsur etmiş şehir. sabahki sıcağa aldanıp plan yapanların planlarını suya düşürmesini bilir.
iş için geldiğim bi o kadar da sevdiğim yeşil yer. sokak sokak yıldırım'ı osmangazi'yi ve nilüfer'i gezdim en çok nilüfer'i beğendim. yalnız insan burada 1 hafta yaşasa nemden ölür o derece garip bi şehir.
Bu sehre ilk kez gelmis gibi uzun uzun yazasim var burayi. Cunku defalarca gelip gittigim sehirden simdi ayrilirken sevdigim bi koku yanimdan gecti sanki. Kapadim gözlerimi ve buyuk ihtimalle son kez icime cektim.
Hem cok yakin hem cok uzak. hem her kösesi tanidik hem de her yer yabanci sanki. Bi yanim firsatin varken yerles iste kal bu sehirde derken diger yanim git burdan digebildigin kadar uzaga der. Bir de yagmur varsa veda etmek daha mi zor ne? Ya da yagmur sadece bahane.
Yaşadığım, büyüdüğüm yerdir. Ancak Cumhuriyet Caddesi'ndeki tramvayı yeşildir. Trafiği gün geçtikçe kötüleşti. insanları çok değişti. Kimsenin kimseye saygısı kalmadı. Bursa'daki güzel kızlarda "macır kızlar". Onun dışında burada güzel kız bulmak zor kardeşim. Bursa Teknik Üniversitesi de Kestel dolaylarında kurulacaktır. Güzel yerler görmek istiyorsanız Mudanya, Nilüfer bir de Kestel'i gezmelisiniz.
şehirden uzaktayken; görülen bir pet şişe nin üzerinde adının yer alması bile gülümsetebilen, şehre ait şarkılar, kişiler ve kimi mekanlar düşünüldüğünde biriktirilen kini savuşturmaya yarayan dengesiz şehir. genel itibarda mahalle profilleri sabit kalamamıştır son yıllarda. gecekondularla sitelerin iç içe görüntü sergilediği aynı zamanda fabrikalarla yeşilliğe tek kadrajda rastlanabilirliği yüksek olan, sabahları neresinde olursanız olun bulutlarla sizi karşılayan git gide yabancılaşan kent. çeşitlilik zordur şehrim. bu kadar göçü ben kaldıramıyorken yaprakların, lodosun, güneşin, kuşların ne düşünür bilemiyorum bile.
an itibariyle staj için 40 günlüğüne kalmaya başlayacağım şehirdir, şehire yabancıyızdır ama görüklede kalacak yer bulunmuştur, öyle varsa canı sıkılan, bir akşam cadde üstünde veya ziftte muhabbet edilmek istenir.*
ayda yılda bi geliyoruz bi de benim için zirve yapsana sözlük diye içten geçirilir.*
ilginç bir 40 gün olacağı kesindir.
o değil de ben niye geniş zaman eki yemiş gibi entry giriyorum hiç bilemedim.
sonradan gelenler için alışma süreci uzun sürebilen, vakit geçtikçe dar kaldırımlarına, kolay ilerlemeyen trafiğine, apaçisine, emosuna, kalabalığında kaybolmaya alışılan yeşil şehir.
çekirgeden bursaya bakmak adeta göz banyosudur çok şanslıyımki balkondan kafamı çıkarında o güzel manzarayı görebiliyorum allah beni bursadan ayırmasın.
bursaya ilk defa gelinir, arkadaş görükleden heykele nasıl gideceğimi telefondan tarif eder;
-küçük sanayide in ordan metroyla çeyreküstü durağında inersin
+nasıl..anlamadım...ne durağı?
-çeyreküstü..çeyreküstü durağında in.
+hmmm..ok anladım geliyorum.
sonra kendi kendime; ulan amma enteresan duraklar varmış burda, insan çeyreküstü diye durak yapar mı, te allaam yaaa..
diye konuşulur...ardından metroya binilir ve çeyreküstü durağının aslında şehre küstü durağı olduğu anlaşılır!!
çeyreküstü=şehreküstü
metroya binince gülsem mi ağlasam mı bilemedim, iyi ki etraftan birilerine sormadım çeyreküstü durağına nasıl gidebilirim diye, rezalet bi durum olabilirdi.*