insanlarını sıcaktan kavurmaya kıyamayan şehirdir. akşam oldumu illaki bir rüzgar eser.
plastik şişede su almasına kıyamaz insanlarının, pek çok köşesinde, buz gibi su akan çeşmesi vardır. başka bir şehire gittiğinde bursa'nın en çok hayratlarını özler bursa insanı.
camilerinin müezzinleri güzel sesli, usul erkan bilen kimselerdir. ezanları çok güzel olan şehirdir.
hem kalabalık hem sakin, hem büyük hem komplikedir.
dün hakkari çukurca da gerçekleşen hain saldırıda şehit olan kardeşimiz hakan yutkun un cenazesinin defnedileceği şehrimizdir, aynı zamanda halkının, teröriste terörist dediği için kafatasçı olarak yaftalanarak eleştiri yağmuruna tutulduğu şehrimizdir. ne kadar ironik değilmi??!!! kahpe pkk, senin kökünü kazımadan bursalıya rahat yok!
bursa'dan ayrıldıktan sonra anlarsınız oranın kıymetini. ya da bana öyle oldu bilmiyorum. şu an kozahan'da dostlarımla kahve içebilmeyi çılgınca isterdim oysaki.
insanlarından büyük bir şevkle nefret ettiğim şehirdir.
nefret etmem için de çok sebep olduğu kanaatindeyim.
nefretinme yol açan ilk olay 2 yıl önce gerçekleşti;
bursa'nın nilüfer ilçesinde açılan bir kadın sığınma evi ilçe halkını topladı. gazetelerden bulabilirsiniz bu haberi. ilçe halkı toplanıp bu kadınlara saldırmaya çalıştı. neymiş bu kadınlar namuslarına halel getiriyormuş. bu olaya yapacak hiçbir yorumum yok. ancak içimde biriktirdiğim büyük küfürler var.
ikinci olay bursa diyarbekir maçı. bu maçıda herkes biliyor yazıcak birşey yok. bu olay içinde büyük küfürler var içimde.
üçüncü olayda bu inegöldeki olaydır. burda da olayın ne olduğu bellidir.
eğitim durumu bu kadar yüksek bir şehrin böyle adamlara sahip olması ondan nefret etmem için yeterlidir. daha fazla kasmaya gerek yok.
koza han, ulu cami gibi gezilecek müthiş yerleri barındıran, artvin'den yoğun göç alan(en azından ben öyle gözlemledim) şirin bir şehirdir. tabii insana doğduğu yer daha bir güzel görünüyor. bursasporumuz şampiyon olunca sanki daha bir yaşanılası hal aldı bursa.
evliyaları ve eşkiyalarıyla içiçe bir şehirdir.türkiye'nin önemli sanayi şehirlerinden biridir. ayrıca ''üzüntü'' kelimesini ''üzgüntü''olarak telafuz eden halkının samimiyeti iyi niyeti takdire şayandır.
türkiye'nin 4. büyük şehri olsada, millattan önce 6.yuzyılda bithnia kralı tarafından kurulan vilayette olsada türkiye'de yaşanabilecek en sıkıcı şehirlerdendir bu şehir. ne kadar dolansanızda geleceğiniz yerler, mekanlar hep aynıdır.
edit: vay amına koyim bu şehirde eğlenmeyi becerebilenlerde varmış, tebrik ediyorum. nasıl olduğunu söylerlerse memnun olurum.
editv2: vazgeçtim bunlar dedeler, kafa dinliyolar.
türkiye'de aynı anda doğa turizmi, dağ turizmi, deniz turizmi, tarih turizmi ve sanayi turizmi yapılabilecek onlarca mekana sahip nadir mekanlardan biridir.
garaj altı denen yerlerde caddeleri dar, evleri birbirinin aynı,sokakları birer labirent gibi olsa da her yerinde farklı bir güzellik bulduğum şehir...
universite okumak için gelenlerin nedense bir türlü beğenmedikleri , için doğup büyüyenlerin ise anlata anlata bitiremedikleri, aslında tek sorunu ulaşım olan şehirdir..