Çok karaktersiz biri ve çok da yetenekli değil ama şunu söylemeliyim ki, net olarak Türkiye'deki yerli/yabancı en iyi forvet. Çünkü adam işi biliyor. Her türlü atıyor. Kısıtlı yeteneğini en iyi şekilde kullanıyor. Araya çok iyi kaçıyor ve bitiriciliği muhteşem. Kendisinden nefret ediyorum ama yiğidi öldürüp hakkını yiyeyem.
kim ne derse desin türkiyenin en iyi santrafor mevkinde oynayan futbolcusu. adam golcü. ama maç seçtiği aşikar durumda orta da. 4 büyüklerde forma giydi. şenol güneş favori hocasıdır. beşiktaşta son iki maçında koştuğu ve ettiği mücadeleyi sezon boyu trabzonspor da bir kere yapmamıştır diye düşünüyorum.
galatasaraylıyım ama bu adamın golcülüğüne laf yok. bizde drogba ile birlikte gol yükünü taşımış hiçte fena oynamamıştı.
adam ofsayta düşer, kendini yere atar ama takır takır golleri de atıyordu. bu adama yerliler ile bir hareket imkanı taşırsanız sizi sırtınızdan vurur.
sadece futbola konsantre olmasını sağlamalısınız. yanına arda, selçuk, caner gibi adamlar geldiğinde kafası futboldan uzaklaşıp takım içi huzurunu bozmaya gidiyor.
forvet oyuncusu iyi pozisyon alıp, ayağı düzgün bir gol vuruşuna sahipse 36 yaşına kadar rahat oynar. burak bu ikisine de sahip ve olgunlaşma sürecini 27 yaşından sonra geçirmeye başlamış bir futbolcu.
seneye şenol yok o zaman bu adamın sıkıntılarını net bir şekilde göreceksiniz. bu adam oynamazsa takım içinde sorunlar baş gösterir.
nasıl olduğunu anlamadığım ama gittiği yerde çatır çatır gol atan futbolcu. yahu adama bakıyorum bir daha bakıyorum bir türlü büyük futbolcu diyemiyorum ama yaptığı işlere bakıyorum adam büyük golcü. o değil uzun uzun süredir golcü çıkaramayan ülkemizde bu adam her daim iş yapıyor.
hayatta bağlılık duyduğum şeyler çok azdır. bunlardan bir tanesi de beşiktaş.
ben beşiktaş'ı kız çocuğum gibi sevdim hep, çünkü babam izmir'den götürürdü maçlara. ister istemez bi bağlılık duyuyorsunuz. yani sizin ki öyle parayla, şöhretle, isimle kıyaslanacak bi sevgi olmuyor. bu sebepledir ki taraftar denilen topluluk rengi ne olursa olsun hep aynı seviyor. şimdi siz böyle severken kalkıp olmadık birini getiriyorlar takıma, adı da bu başlıkta ismi yazan adam.
hayatta beşiktaş maçlarını kaçıracağım aklıma gelmezdi. beşiktaş öaçları olduğu gün dayım, halam,amcam, teyzem, anneannem vs vs hep öldürecek birilerini bulurdum patrona ve izini koparırdım. fakat bu başlıkta ismi yazan adam beşiktaş'a geldiğinden beri bende maç izleme hevesi bitti, beşiktaş'a olan hayranlığım köreldi.
diyorlar ki 'sen gerçek beşiktaş'lı değilsin' benim beşiktaş'a olan sevgim sağ kaburgamın 1,5cm altında 3 tane yara izi, toplamda 17 dikiş iziyle ispatlı. peki ya sizin sayın yönetim? sizin beşiktaşlılığınız harcadığınız paralarla mı?
bu hafta fener maçı var ve içimden bi ses bu başlıkta ismi yazan adamın attığı golle galip geleceğimizi söylüyor. biz bu maçı böyle kazanacağımıza fenerden inönü'de 6 yiyelim.
istemiyoruz beşiktaş'a gol attıktan sonra, beşiktaş taraftarına koşup kollarını açan adamı
istemiyoruz otobüs şoförüne artislik yapan futbolcuyu
istemiyoruz hamile karısını dövdü diye haber olan bırak yılmaz denen iti
beşiktaşlıyım ve burakın karaktersiz birisi olduğunun farkındayım ve sevmiyorum. ama çok ta sikimde. fener taraftarı fener tribünlerine beşiktaş arması gösteren tolgayı destekliyorsa ben de burak yılmazı desteklerim. destekleme nedenim de performansı iyi olsun goller atsın diye yoksa çok ta umrumda burak mutlu ve ya mutsuz. sevmiyorum şahsını. ama kendini yere atarak penaltı kazanmak ,tribünlerine rakip armasını gösterdiğin takıma geçince o armanı öpmekten daha fazla kabuledilir bir harekettir.
kendini yere atıp penaltı kazandığında onu savunan galatasarylılar da şimdi beşiktaşlılar nasıl kabul ediyor diye havlıyorlar. size hırsızlık yapınca siz nasıl kabül ediyordunuzsa biz de öyle kabul ediyoruz, gelsin bizim için kendini yere atsın şimdi.