cine 5 te emmanuelle izlemeye çalışırdık. bir ara ses şifreli değildi o bile birşeydi o zamanlar. cuma akşamları trt de bir başka gece vardı cumartesi de olabilir. bir de eskiden buralar dutluktu.
sokakta salçalı ekmek yiyen, gazoz kapak oynayan, göt cebinde kuş lastiğiyle gezen çocukları bilen,
meksika86 dünya kupasını hayal meyalde olsa hatırlayan,
köle izaura 'yı ziyaretçiler'i seyretmiş olan,
okulun merdivenlerinden koşarak inerken "edi mörfiiiiiii huuuuuuuuuuuuuu şörli makleeyynn yeeeeeee" diye tempo tutarak kızlara hava atmaya çalışmış olan,
"saat kaç?" sorusuna "eti kemik geçiyo ehehe" esprisini hunharca ve ısrarla yapmış olan "di mi ama" sorusuna yine ısrarla "herıld yaaanii" cevabını vermiş olan,
otobüslerde sigara içildiğini bilen ve gören ve hatta içmiş olan,
hatıra defteri doldurmuş olan köşesini "sakın açma" diye kıvırıp altına muzır bir şaka yazan,
buruş lii'yi van daymı seyredip mamçıka *edinmiş olan,
rtl yayınını yakalayabilmek uğruna çatılarda maymunlaşan mahallenin hacı amcalarını hatırlayan liseli ve üniversiteli değildir aga, bildiğin kartlamıştır benim gibi.
hee unutmadan;
"breyk breyk arkadaş arıyorum breyk breyk bayan arkadaş arıyorum"
ahahah allah bizim canımız almaya hemi.
trt ekranlarında her hafta sonu yayınlanan origami programını, okula servisle değil yürüyerek ya da belediye otobüsü ile gidildiğini, okulda satılan gofretin tadını, tebeşir tozundan hapşırmayı, siyah önlüğü, dantel yakalıkları, okul aile birliğinin düzenlediği çayları, çocuklara çocuk muamelesi yapıldığını yarış atı gibi ordan oraya sürüklenmediğini bilemezler.
depozitolu şişe sütler.
çay bardağı ile satılan açık çekirdekler.
bayramlarda komşuların verdiği oyalı mendiller.(içinde şeker ya da para olurdu )
sokak sokak dolaşan dönen salıncaklar.