-peki bu nedir?
+peki bu şudur: "buna sizin paranız yetmez"
-ne kadar ironik bir isime sahipmiş...
+kumbara firmaları bu reklamları çok yapıyor da, bazen yanlış anlaşılıyoruz o kötü oluyor...
-bilirim... bilirim...
bunu diyen tezgahtarın burnuna, anneanne yemeği haricinde diğer her şey için geçerli olan kredi kartımızı sokarsak gerekli açıklamayı yapmış oluruz.
Yalnız içim dolu sözlük. bir ara fethiye de bir arkadaşım cheesecake yemek istemişti. Satıcı kadın bunu ingilizler yiyor siz yiyemezsiniz demişti. inadına hepimiz almıştık. Benim de en sevdiğim hamur işi tatlıların başında gelir.
g.tüne girsin o cheesecakeler onun.
bilgisayar alırken yaşadığım olay geldi anlattı yok işte burda asus var burda toshiba sıra sony'lere geldiğinde parmağıyla işaret etti orada da sonyler var yersen hesabı, paran yetmez senin dese daha iyiydi.
mağaza yetkilisi müdür çağrılır, satış elemanı şikayet edilir bir güzel ve o ürün inadına alınır ve hiç kullanılmayıp faturasıyla beraber bir hafta sonra başka mağazaya iade edilir. iadeden önce de fatura numarası ile şirkete mail atılır ve bi güzel kayılır ya eğitim verin mağaza çalışanlarınıza ya da insan kaynaklarınızı şutlayın denir.
sonuç olarak müşteri veli nimettir, para ile imanın kimde olacağı belli olmayandır ve insan alamacayak biri bile olsa yüzüne vurulmamalıdır...
kesinlikle, aksi tesir yaratarak gurur meselesi yaptırır ve "sen kim oluyorsun da bütçeme kota koyuyorsun, adi herif" dedirterek, o ürünü orada almaya inat ettirmektir. aldıktan sonra sadece egosunu sponsor bulmuş olur müşteri, o ayrı.
bir pazarlama stratejisidir. büyük markaların çoğu bunu yapar. biz kaliteli bir markayız senin paran buna yetmez imajı oluşturularak tüketicinin hırs yapması sağlanır.