çocukluk hayallerindendir.
çocukken bahçedeki maketin üzerine uzanıp, parça parça bulutların hareketini izleyip her birini birşeye benzetmeyi çok severdim. neler oluşmazdı ki o an gökyüzünde, gülen insan yüzü, kuş, gülen bebek, at daha neler neler. hem o zamanlar gökyüzü daha temizdi, bulutlar daha beyazdı şimdikilerden. o pamuk yığınlarının üzerinde hayal ederdim kendimi. oradan bizim ev nasıl görünür diye düşünür, bir buluttan diğerine atlarken başka yerleri merak ederdim. hayal kurardım neler görebileceğim üstünde. ama hep inmek istediğim zaman nasıl inebileceğim konusunda sıkıntı yaşardım. tam bu düşüncelerin başındayken de uyuyakalırdım olduğum yerde. uykuların en temizi, en masumu ve en uçuğuydu bahçedeki öğle uykularım.
şimdi ne zaman gökyüzüne baksam hep o çocukluğumdaki tertemiz gökyüzüne ait pamuk yığını bulutları ararım.
çocukken en çok istediğim şeylerden birisiydi. 5 yaşında uçağa bindiğimde anneme hadi inip üstünde yürüyelim demitim. Onlara baktıkça huzur buluyordum. Sürekli birşeylere benzetme gereği duyuyordum. En çokta pamuk şekere benzetiyordum. Acaba yeniliyor mu diye düşünmüşümdür kesin.