Ben Teoman dinliyorum. "Serseri doğdum serseri ölcem" diye asice kendimden geçerken, tenceredeki domates kalıntısını ovuşturmak paha biçilemez bir duygu.
bu parçayı dinlerken bir haftalık dağ gibi bulaşığı ortadan yarıp, ak pak hallediyorsunuz şarkının verdiği o gazla.sözleri çoğunuzun da bildiği gibi şöyledir.ama asıl etkileyen ve gaza getiren müziğidir.bir hatırlayın ezgileri.
Hep ben mi seveceğim, ben mi özleyeceğim?
Sabahlara kadar seni ben mi düşüneceğim?
Olmaz artık sevgilim, olmaz artık bu kadar
Bilmiyor musun ateş düştüğü yeri yakar.
Ben böyle kahrolurken, sen oralı değilsin
Bu aşk bizim değil mi? Sen nasıl sevgilisin
Olmaz artık birtanem, olmaz artık bu kadar
Bilmiyor musun ateş düştüğü yeri yakar.
Söyle daha ne kadar gözyaşı dökeceğim?
Yoksa mahşere kadar seni mi bekleyeceğim?
Olmaz artık sevgilim, olmaz artık bu kadar
Bilmiyor musun ateş düştüğü yeri yakar...
Ben böyle kahrolurken, sen oralı değilsin
Bu aşk bizim değil mi? Sen nasıl sevgilisin.
Olmaz artık birtanem, olmaz artık bu kadar
Bilmiyor musun ateş düştüğü yeri yakar...
tabi tabi öyle..bulaşık yıkarken dinlenmesi için yapılmış albümler var.bunları çamaşır yıkarken ya da diş fırçalarken asla dinleyemezsiniz. kullanım klavuzunda öyle yazıyor. mesela o kadar ciddi ve üzerinde durulması gerektiği konusunda hiç bir mazeret kabul etmeyen bir yanı var ki; bulaşık yıkarken bu albümlerden başkasını da dinleyemezsiniz.aldınız elinize bulaşık tabağı,kaşığı, bismillah deyip başladınız işe, kasetçalardan (bitişik yazdım,siz ayrıymış gibi de davranabilirsiniz.ayrıca sidiçalardan da ses gelebilir, mühim değil) bulaşık yıkarken dinlenen şarkının dışında bir şey çalıyor. ebeden geçmiş olsun.kabul olmaz o bulaşık.
şahsımda bu genelde arabeks şarkılar olarak tezahür eder. bir ferdi bir orhan. mesela batsın bu dünya tekrar tekrar dinlenebilir. ilginçtir farid farjad da iyi gidiyormuş. ben bugün bu denedim. mesela bir bahar mesela bir tanghham belhi falan. iyi gidiyor. öneririm. bir bakmışsınız bulaşık falan bitmiş. ama en sona kalan yine kalır:
